“Kemerburgaz oyunu”
Cumhuriyet, Sözcü, Evrensel, Karar ve Birgün gazetelerinin manşeti gündemde öne çıktı.
09.06.2021
Cumhuriyet gazetesi manşetin üstünde, “Kemerburgaz oyunu” başlıklı habere yer verdi:
“Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, geçen günlerde yayımladığı videoda Demirören Holding’e ait Kemer Country’deki golf sahasının bulunduğu araziye ilişkin çeşitli iddialarda bulundu. Peker’in iddialarının ardından, söz konusu arazi ve krediyle ilgili çok sayıda skandal yaşandığı ortaya çıktı.
Demirören Holding’in Ziraat Bankası’ndan çektiği 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediyi ödemediği, kredi için ipotek ettirdiği araziyi ise borçlarına karşılık bankaya verdiği öğrenildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapılaşmaya açtığı arazinin imar planları da bu süreçte iptal edildi.
Ziraat Bankası’nın yüz milyonlarca liralık alacağına karşı aldığı araziler, yeşil alan ve golf sahası olarak kalınca değeri çok büyük oranda düştü. Ziraat Bankası’nın hiçbir şey yapamayacağı bu arazileri Demirören’in borcuna karşılık neden devraldığı merak konusu. Demirören Holding’in bu krediyi Doğan Medya Grubu’nu satın alırken kullandığı öne sürülüyor.”
Gazete manşetindeki, “‘Soylu Saray’ı tehdit ediyor’” başlıklı haberinde, “Çete lideri Peker’in iddialarına sessiz kalan Erdoğan’a sert tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Koku bütün Türkiye’yi sardı, Saray hissetmiyor. Hala bir kişi sessizliğini koruyorsa en büyük suç orada anlamına geliyor. Mafyadan talimat alıyorsunuz. Onurlu insan istifa eder. Yargı da tarafsız değil’ dedi.
İçişleri Bakanı’nın açıkça Saray’ı tehdit ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, ‘17-25’ten, para kasalarından söz ediyor. ‘Bir siyasi her ay 10 bin dolar para alıyor’ diyor. Tık yok’ diye konuştu. Mafyadan para alan siyasetçiyi bildiklerini belirten Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Şentop’tan olayın takipçisi olmasını istedi” ifadelerine yer verdi.
Ön sayfanın altındaki, “SADAT’ı kim koruyor?” başlıklı haberde ise, “Erdoğan’ın başdanışmanlığını yaptığı 2019’da ‘Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız’ diyerek dinci bir düzen isteyen SADAT’ın kurucusu Tanrıverdi hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Avukat Hüseyin Durdu, ‘1.5 yıl geçmesine karşın dava açılmadı. Savcılık da suç işliyor’ dedi” ifadeleri kullanıldı.
“Mafyalar cirit atmış, Bodrum’da otele çökmüş”
Sözcü gazetesinin manşetinde, “Mafyalar cirit atmış, Bodrum’da otele çökmüş” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Peker’in siyasetçiler, yargı üyeleri ve gazetecilerin bedava kaldığını iddia ettiği SBK’ya ait Paramount Otel’in ilk sahibinin kızı Yasemin Uras şunları söyledi:
‘Babam Atilla Uras oteli yaptığında bir Suudi’ye işletmesi için verdi. O da, Rus mafyasının parasını aklayan ve kırmızı bültenle aranan Botır Rakhimov’a devretti. O gelince otelde büyük problemler başladı. Amacı otele çökmekti. Babam oteli satışa çıkardı. Turan Avcı oteli aldı.
Daha sonra hiç tanımadığım Cihan Ekşioğlu ortaya çıktı. Bodrum’da askeri kışlaların tadilatını yapan Ekşioğlu, babamın öldüğü gün otelimize tankla girdi. Ardından da Sezgin Baran Korkmaz oteli 42 milyon Euro’ya aldığını söyledi.’”
“Çetelere sessiz, siyasete şahin!”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Çetelere sessiz, siyasete şahin!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İktidarın işaretiyle HDP hakkında kapatma davası açan yargının, kirli ve kanlı ifşalar karşısında sessizliğine tepki: Siyaset yargı eliyle boğuluyor.
Kapatma davasını değerlendiren Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Üstün, ‘Siyasetin önünü tıkamak istiyorlar, geleceğe dair bir siyasi dizayn yapmak istiyorlar’ dedi. Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen de kapatma davasının hukuki ve adli bir gereklilikle değil, siyasi bir baskı ve taleple açıldığını ifade etti.
Diyarbakır’da gazetemize konuşan yurttaşlar HDP’ye yönelik yeniden kapatma davasını eleştirdi: Peker’in açıklamaları karşısında mahkemeler nerede? Anlaşılan mahkemeler sadece Kürt’e karşı çalışıyor. Çeteymiş, hırsızmış mahkemeleri ilgilendiren bir konu değil demek. Beni yok sayan, buna sessiz kalan hiç kimseyi irademiz olarak görmeyeceğiz.’”
“50 dosya ne oldu”
Karar gazetesi manşetindeki, “50 dosya ne oldu” başlıklı haberinde, “İBB Teftiş Kurulu’nun önceki döneme ait yolsuzlukları soruşturduğu 50 klasöre İçişleri Bakanlığı ‘Biz bakacağız’ diyerek el koydu. Ancak vatandaşın 13 milyarının hiç edildiği acil kategorideki dosyaların akıbetine ilişkin altı aydır açıklama yapılmadı. Kamuoyunda ‘örtbas’ endişesi oluşması karşısında ‘Bakanlık derhal sürecin akıbetine ilişkin bilgi verip belirsizliği gidersin’ çağrıları yapıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde önceki dönemde yapılan usulsüzlük iddialarına ilişkin belediye teftiş kurulu inceleme başlattı. Ancak İçişleri Bakanlığı dosyaları devraldı. Kamuoyuna yansıyan örnekler ise vahim tabloyu ortaya koydu. İBB Başkanı ‘Bir uyanık Başakşehir’deki arsayı 11 milyon dolara alıp KİPTAŞ’a 47 milyona sattı’ dedi. İmamoğlu, yolsuzluk suçlamaları nedeniyle 13 milyar TL kamu zararı oluştuğunu belirtti.
Ancak aradan geçen altı ayda İçişleri Bakanlığı’ndan ‘suç unsuru var ya da yok’ açıklaması gelmedi. Sessizlik karşısında CHP’li Gürsel Tekin ile Ali Mahir Başarır, İBB’nin önceki yönetimi hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçede ismi geçen KİPTAŞ eski Genel Müdürü İsmet Yıldırım’ın İBB Meclisi’nde suçlamaları ‘Burada Cumhurbaşkanımızın bir tane resmini göremiyorum, nerede?” sözleriyle savunması da dikkat çekti’ ifadelerine yer verdi.
“PTT’de vurgun ödüllendirildi”
Birgün gazetesinin manşetinde, “PTT’de vurgun ödüllendirildi” başlıklı haber yer aldı:
“PTT’deki 200 milyon TL’lik yolsuzlukta imzası bulunan bürokratlara yüksek maaşlarla yeni kapılar açıldı. Usulsüz işlemde imzası bulunan tüm eski PTT bürokratları yüksek maaşlarla kritik kamu kurumlarının yönetimlerine yerleştirildi.
Kamuoyuna, ‘Hayali evrak vurgunu’ olarak yansıyan PTT’deki 200 milyon TL’lik dijital arşiv yolsuzluğunda imzası bulunan bürokratlara ödül gibi görevlendirmeler yapıldığı açığa çıktı. Kamuyu yüz milyonlarca lira zarara uğratan işlemin imzacısı isimlerin devletin farklı kademelerine yerleştirildiği belirlenirken 2019 yılındaki 1,2 milyar TL’lik zararın sorumlusu olarak gösterilen dönemin genel müdürü Kenan Bozgeyik’in de aylardır PTT’den maaş almaya devam ettiği tespit edildi.
PTT, 2018 yılında dijital dönüşüm için iştirak şirketi ile sözleşme imzaladı ve beş yıl boyunca yıllık 300 milyon adet evrakın işleme alınacağını taahhüt etti. Şirket ise işi ikiye bölerek PTT ile sözleşme imzaladıktan bir hafta sonra bir şirketle, bir ay sonra ise ikinci şirketle sözleşme yaparak işi devretti. İki sözleşme kapsamında da şirketlere beş yıl boyunca asgari 400 milyon adet olmak üzere toplam 2 milyar adet evrakın işleme alınacağı sözü verildi. PTT’nin mali hesaplarında yapılan denetimler ile açığa çıkarılan usulsüzlüğün kamuya maliyeti 200 milyon TL olarak hesaplandı.”