“Kimse anlam veremiyor”

Karar gazetesinin manşetinde, “Kimse anlam veremiyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Önceki gece yarısı Erdoğan-Kavcıoğlu görüşmesinden sonra Merkez Bankası yönetiminde üç isim görevden alındı. 128 milyar doların eritilmesine ve hatalı faiz indirimine itiraz ettikleri söylenen yöneticilerin tasfiyesine piyasalar sert tepki gösterdi. Dolar rekor kırarak 9.20’yi test etti, 84 milyon bir gecede biraz daha fakirleşti.

Cumhurbaşkanı, kurun fren tutmadığı süreçte Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nu Çankaya’da kabul etti. Görüşmeden saatler sonra MB başkan yardımcıları Semih Tümen ve Namık Küçük ile Para Politikası Kurulu Üyesi Abdullah Yavaş görevden alındı. Başkan yardımcılığına Taha Çakmak, PPK üyeliğine ise Yusuf Tuna atandı. Küçük’ün faiz indirimine ve rezerv satışlarına karşı çıktığı belirtildi. Gelişmelerin ardından dolar 9.1956’yla rekor tazeledi, gram altın da 531 TL’yi buldu.

Türk Lirası, yedi aylık Kavcıoğlu döneminde yüzde 26 erimiş oldu. Ekonomistler ve muhalefet sürekli tekrarlanan hatalı kararların ‘tercih’ olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Veysel Ulusoy ‘Serbest piyasada devalüasyondur bu. Kasıt var’ yorumu yaparken Atilla Yeşilada ‘Sanki Erdoğan döviz krizi istiyor. Bu hamleler akıl tutulması’ dedi. Eski MB Başkanı, İYİ Partili Durmuş Yılmaz ise ‘Bundan sonra en doğru para politikası hiçbir şey yapmamak. Bırak dağınık kalsın’ dedi.”

“Her kararı ayrı bir kriz”

Birgün gazetesi manşetin yanında, “Her kararı ayrı bir kriz” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Ekonomi toptan bir iflasın eşiğinde. İktidarın her adımı krizi daha da derinleştiriyor. Merkez Bankası’nın başkan yardımcıları dahil 3 kritik ismi görevden alındı. Başkanlık rejimine geçildiğinden beri 5 yılda 4 başkanın değiştiği MB’ye yeni atananlardan Yusuf Tuna, faizsiz bankacılık övgüleriyle biliniyor.

Operasyonu değerlendiren ekonomist Mustafa Sönmez şunları söyledi: ‘Atılan bu adım 21’indeki Para Politikası Kurulu’nda yeni bir faiz indirimi hazırlığı olarak algılanıyor. Bu algının etkisiyle dolara yöneliş söz konusu oldu. Dövizin yükselmesiyle enflasyon da yükseliyor. Yapılan her değişiklik zincirleme olumsuz sonuçlar doğuruyor.’”

“Yazık bu halka”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Yazık bu halka” başlıklı haberinde, “Faiz takıntısı nedeniyle Merkez Bankası’na müdahalelerden vazgeçmeyen Erdoğan, Başkan Kavcıoğlu ile görüşmesini ardından iki başkan yardımcısı ve bir PPK üyesini görevden aldı. Alınan isimlerin faiz indirimi kararlarına muhalefet ettiği iddiaları kulislere yayılınca dolar 9.20 liraya dayandı. TL bir ay içinde yaklaşık yüzde 10 değer yitirdi.

Ekonomistler, ‘Yoğun hatalar ve sürekli bunlarda ısrar edilmesi kurda baskıyı ve ülkede fakirleşmeyi hızlandırıyor’ yorumunu yaptı. Kılıçdaroğlu, ‘Erdoğan ile el ele veren Merkez Bankası Başkanı’nın ihanetteki sorumluluğu artıyor’ dedi. Diğer muhalefet liderleri de ‘Erdoğan’ın bilgisizliğinin bedelini millet ödüyor. Yeter artık’ tepkisini gösterdi” ifadelerine yer verdi.

“Vatandaş merkezden vuruldu”

Evrensel gazetesi sürmanşetinde, “Vatandaş merkezden vuruldu” başlıklı habere yer verdi:

“Hükümet, Merkez Bankası’na operasyon yaptı. Her değişimin ağır bir faturası oluyor. İşte mevcut başkan Kavcıoğlu’nun göreve getirildiğinden itibaren çıkan fatura: Dolar kuru 2 TL arttı. Dış borç durduğu yerde 900 milyar lira büyüdü. Taahhütlü projeleri yapan müteahhitlere 300 milyar TL’nin üzerinde para akışının önü açıldı. Milyonlarca vatandaşın parası yüzde 25’in üzerinde değer yitirdi. Meali: Halk durduğu yerde fakirleşti!

İktidar mahfillerinden yine ‘sabotaj’ iddiaları ortaya atıldı. Hem üretimde hem finansta dışa bağımlılığın sonucu olarak yaşanan gelişmeleri komplo ile açıklamak bayatladı artık! Evet faiz savunulası değil, evet iktidarın çevresindeki sermaye için attığı adımlar öncesinde de durum matah değildi. Lakin zemini hükümet döşedi, adımları sorunu derinleştiriyor.”

“Savaşla oynuyorlar”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Savaşla oynuyorlar” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Ekonomik kriz durmadan derinleştikçe iktidarın çöküş süreci hızlanıyor, her gün yeni suçlar ortaya çıkıyor. Bütün bunların karşısında AKP, yine bildik yola başvurup savaşa tutunarak bataklıktan kurtulmayı ve muhalefeti susturmayı hedefliyor. Hedef tahtasında ise her zamanki gibi Kürtler var. 

Dış politikada son derece itibarsız bir noktada olan iktidarın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon söyleminin arkasında yaşanan derin kriz yatıyor. 6 yıldır Kürt karşıtlığı üzerinden sürdürülen savaş ekonomisi çöküyor, dolar rekorlar kırıyor ve milyonlarca insan açlık sınırında.

Bütün kamuoyu yoklamaları AKP-MHP’nin iktidarı kaybedeceğini, HDP’nin anahtar rolde olacağını, Millet İttifakı’nın da Kürtleri dikkate almadan iktidar olmayacağını gösteriyor. Düşme potasına giren Erdoğan’ın bu çıkmazdan ‘askeri bir zaferle’ çıkabileceği hesabı yaptığı belirtiliyor.”