“Kimse o belgeyi yalanlamadı, haberin her satırı doğru”
52 yıl hapis istemiyle yargılanan Baransu savunmasını yaptı

02.05.2016
'Gülen'i bitirme kararı 2004'te MGK'da alındı' haberiyle ilgili olarak 52 yıl hapis istemiyle yargılanan gazeteci Mehmet Baransu, savunmasında, "Hükümet yetkilileri 'O zaman asker güçlüydü, biz Fethullah Gülen eylem planını imzaladık ama uygulamadık' dedi. Öyleyse sahtelik nerede?" diye sordu.
Kartal Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sabah görülmeye başlanan duruşma akşam geç saatlere kadar sürdü. Duruşmada savunmasını yapan Baransu, özetle şunları şöyledi:
– "Şu an yargılandığım MGK belgesini Sabah Gazetesi de kullandı. Niye onlar hakkında bir suç duyurusu yok?"
– ''2004 tarihli MGK belgesi haberim kamuoyunda çok tartışıldı. Bu belgeye göre Ergenekon ve 28 Şubat sanıkları tahliye ve beraat istedi. Sonra belgede imzası olan hükümet yetkilileri o eylem planını kabul etti. Kimse o belgeyi yalanlamadı. Haberin her satırı doğru.''
– ''Hükümet yetkilileri 'O zaman asker güçlüydü, biz Fethullah Gülen eylem planını imzaladık ama uygulamadık' dedi. Öyleyse sahtelik nerede?''
– ''Başta hükümet üyelerinin kabul ettiği MGK belgesini tahrif etme iddiasıyla yargılanıyorum. Hükümet yetkilileri 'Bu MGK eylem planını imzaladık ama sonra arşive kaldırdık. Tek kişinin burnu kanamadı' dediler.''
– ''Ömer Dinçer belge için 'Formalitedendi' demişti. Peki o zaman ben şimdi formaliteden mi yargılanıyorum? Ömer Dinçer bu belgeyi darbe olarak görüyordu ve 'Biz buna göğüs gerdik' dedi. Şimdiyse bu belgeden yargılanıyorum.''
– ''Savcı ve mahkeme haberimi okumamış, yazmadığım şeyler suçlama olarak yöneltilmiş.''
– "Adam kurban kesmiş, bir cemaatin sohbetinde bulunmuş. Ya bundan size ne? Kurban kesmek suç mu? Hangi kanunda kurban kesmek, bir cemaate mensup olmak suç olarak geçer. Ama bunları fişlemek suçtur. Sayın mahkeme heyeti; eğer bu yasa dışı fişlemelere dur demezseniz, aynı şey bir gün sizin başınıza da gelecek.''
– "Sayın savcımın MİT'e şunu sorması lazım; Siz dana hissesine giren birini hangi yasaya göre fişlediniz?"
– ''Eczanelerden alınan ilaçları bile kaydeden MİT, 2 kez eczane kaydı olan canlı bombayı takip etmiyor. Çünkü bu kanun başkası için çıktı.''
– ''Ben intikam için tutuklandım. 'Paralelden değil gizli belge yayınlamaktan tutukluyum. Polisler Silivri'de tutuklu ama şike operasyonundan tutuklananlar Metris'te. Neden? Çünkü şike sanıkları Metris'te kaldı. İşte intikam.''
– ''Columbia Üniversitesi, pimi çekilmiş el bombası haberimi 100 yılın 47 haberi arasına seçti. Gazeteciliğimi kimse tartışamaz. Bana şehit ailelerinin duası yeter.''
– "Ben gazeteciyim. Dağlıca baskınının önceden bilindiğini yazdım. Suç mu? BM kamplarında PKK'ya eğitim verildiğini ilk kez yazan gazeteci benim. Ve hayatımı tehlikeye atarak oraya giden benim. Ben 1999'da Silivri Cezaevi'nin bulunduğu arazinin belgesiyle kaçak olduğunu yazdım ve çok enterasandır ki şu an orada yatıyorum. Benim babam Erzurum'da rüşvet alan bir kaymakamı ifşa ettiği için sürüldü. Bu yüzden yolsuzluğun üzerine bu kadar gidiyorum. Ben 28 Şubat sürecinde de nezarette yattım. O zaman namaz kılmama izin verilmişti ama bu süreçte nezarette namaz kıldırmadılar. Gazetecilik yolsuzluğu, rüşveti yazmak için vardır. Ben de yazdım. Ben dünkü gazeteci değilim. 1999'da da bir bakanın yolsuzluğunu yazdım ve daha 21 yaşındayken ölüm tehditleri alıyordum. Ben balyozla ortaya çıkan bir gazeteci değilim. Babam bize haram lokma yedirmedi, biz de yemedik, yedirmedik de. Çok şükür."
– ''Bana bu belgelerin nasıl geldiğini soruyorlar. Haber yaptığım, peşini bırakmadığım için bana ulaştırıyorlardı. Keşke cesur olmasaydım.''
Duruşma 22 Eylül 2016'ya ertelendi… (Özgür Düşünce)