“Mucizeye beş kaldı”
Karar gazetesi, kapanmada yaşanan “mucize”yi manşete taşıdı.
10.05.2021
Karar gazetesi manşetinde, “Mucizeye beş kaldı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Hükümetin '17 Mayıs’ta 5 bin vaka'yı işaret etmesinden sonra nisanda 63 binin üstünü gören günlük tanı, üç hafta içinde düzenli düşüş trendiyle 18 binin altına kadar geriledi. Avrupa'nın 'tam kapanma, yaygın aşı, haftada iki test' formülüyle bile üç ayda başardığı 5 bin vaka hedefine Türkiye’nin kısmi kapanma, yetersiz aşı ve kısıtlı testle ilerleyebilmesi dikkat çekti.
Bilim insanları salgınla mücadelede başarıya 'Hızlı aşı bol testle' ulaşılabileceğini vurguladı. İngiltere, Fransa ve Yunanistan’da sıkı kapanmayla birlikte haftada iki test ve herkese aşı seferberliği, üç aylık bir çabanın ardından kısmi açılmayı sağladı. Ancak Türkiye’de kısıtlama, turizm sezonunun kapıya dayanmasıyla gecikmeli olarak geldi. Tam kapanma adımı da etkili bir izolasyon sağlamadı. Tedarikteki tıkınma ise aşılamayı frenledi.
Avrupa başkentlerinin ücretsiz sağladığı test için Türkiye'de hem 250 TL üst sınır belirlendi hem devletin yaptığı test sayısındaki kuşkular giderilemedi. Sıkıntılı tabloya rağmen vakalardaki düzenli düşüş trendi dikkat çekti. 16 Nisan'da 63 bin olan vaka sayısı 30 Nisan'da 31 bine, 8 Mayıs'ta 18 bine geriledi. Doç. Dr. Oğuz Demir ‘Günlük ortalama 2 bin düşüş… Bir hafta sonra 5 binin altına iniyoruz. Bakan da zaten 17 Mayıs demişti’ paylaşımı yaptı.”
“Vurma kadehi ustam, yeni yasak yolda!”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Vurma kadehi ustam, yeni yasak yolda!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı ve içkili yerlerin ‘sorun alanı’ olarak tanımlandığı taslakta, belediyelerin yetkileri valiliklere devredilirken bu tür yerleri açabilmek için kolluk kuvvetlerinden izin alma şartı getiriliyor.
İktidarın muhtarların özlük hakları ile ilgili yapacağını açıkladığı düzenleme, içine içki yasağını kolaylaştırıcı hükümler de eklenerek taslak haline getirildi. İlgili kuruluşların görüşüne açılan yasa taslağında, içki satılan yerlerle ilgili yerel yönetimlerin yetkileri ellerinden alınırken valilikler ile kolluk kuvvetleri yetkilendiriliyor.
Teklifin gerekçesinde, içkili yerler için ‘sorun alanı’ tanımı yapıldı. İçkili yerlerin tüm yerleşim alanını kapsayacak şekilde belirlenmesi ile geç saate kadar çalışmalarının yörenin huzurunu bozduğu öne sürüldü.
Taslaktaki yeni düzenlemeler şöyle: ‘İçkili yerlerin açılması sürecinde ruhsat verilebilmesi için kolluğun olumlu görüşünün alınması zorunlu hale getiriliyor. İçkili yer bölgesinin tespiti ile açılış kapanış saatleri vali yardımcıları ve kaymakamlarca oluşturulan bir komisyonca belirlenecek.’”
“Cüppeli amiral sessizliği”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Cüppeli amiral sessizliği” başlıklı haberinde, “Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın, makam arabasıyla gittiği tarikat evinde, üniforması üzerine giydiği cüppe ve sarıklı fotoğraflarının basına yansımasının üzerinden bir buçuk ay geçti. Ancak bu süre zarfında Milli Savunma Bakanlığı’nın konuyla ilgili başlattığı soruşturma sonuçlanmadı.
Halen görevde olan Tuğamiral Sarı ile ilgili soruşturmanın tamamlanmasının Şeker Bayramı sonrasına kaldığı öğrenilirken, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, ‘Bu soruşturmanın bugüne kadar çoktan tamamlanması ve sonucunun açıklanması gerekiyordu, burada bir oyalama olduğu açık’ dedi.
Emekli Tümamiral Ahmet Yavuz, ‘Manzara ortada, burada bir oyalama var, bundan başka bir sonuç çıkartmak mümkün değil. Konuyu unutturalım, olayı soğutalım, Yüksek Askeri Şûra’ya kadar bekletelim, orada emekli edelim gibi bir düşünce olduğu anlaşılıyor’ değerlendirmesini yaptı” ifadelerine yer verdi.
“Bir lokma ekmek, bir tutam zehir”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Bir lokma ekmek, bir tutam zehir” başlıklı habere yer verdi:
“İşçilerin yoğun yaşadığı bölgelerde çocukluk yaşlarında başlanan uyuşturucu madde kullanımı, işçilik döneminde ise çalışma şartlarının ağırlığından ve geçim sıkıntısından kaçmanın yoluna dönüşüyor.
Halil, Ömer ve Murat… Kocaeli’de aynı mahallede oturan ama farklı fabrikalarda çalışan üç işçi. İkisi kısa bir süre önce madde kullanmayı bırakmış, biri halen devam ediyor. İşçiler, ‘İşteki sıkıntılar, bazen eşinin, çocuğunun bir ihtiyacını karşılayamamak, insanın zoruna gidiyor. E bu mereti içince de rahatlıyorsun’ diyor.
Madde kullanımının sağlıksız olduğunun farkındalar. Ancak bundan kurtulmanınsa o kadar kolay olmadığını söylüyorlar: ‘Ekonomik olarak refah düzeyi yükselirse kullanım oranı düşebilir. Yani evinde, işinde huzurun varsa, niye başka bir yerde geçici uçucu şeylere yönelip rahatlamaya çalışasın ki?’”