“Mutfağı geçin ev yanıyor ev!”
Son 23 ayın en yüksek oranına ulaşan enflasyon rakamlarını az sayıda gazete okuyucularıyla paylaştı.
04.05.2021
Yıllık enflasyon oranı yüzde 17.14 oldu.
Birgün gazetesi habere manşetinde, “Mutfağı geçin ev yanıyor ev!” başlığıyla yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Ülkedeki yüksek enflasyon sorunu giderek artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayına ilişkin enflasyon verilerini yayımladı. Buna göre yıllık enflasyon oranı yüzde 17,14 oldu ve son 23 ayda kaydedilen en yüksek enflasyon oranı görüldü. Enflasyon en son Nisan 2019’da bu seviyeyi görmüştü. Sadece bir ayda yaşanan fiyat artışları ise yüzde 1,68’le beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
Merkez Bankası, geçen hafta yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 12 olarak açıklamıştı. Yılın ilk dört ayında bu beklentinin şimdiden imkansız olduğu ortaya çıkmış oldu. TÜİK’in 415 malın fiyat değişiminden takip ettiği göstergelerde malların 281’inin fiyatı nisan ayında artarken, 42 malın fiyatı değişmedi, 82 malın fiyatı ise geriledi.
Nisan ayı yıllık enflasyon oranı AKP iktidarı boyunca görülen en yüksek ikinci nisan enflasyonu olarak kayıtlara geçti. Rekor ise 2019 yılının Nisan ayına ait. Böylece 19 yıllık AKP iktidarında en yüksek enflasyon oranları başkanlık sistemine geçildikten sonra görülmüş oldu. Saray Rejimi, ülkeyi sorunsuz yönetme yeteneğinden mahrum. Öte yandan beceriksizliğin bedeli geniş halk kesimlerine ödettiriliyor. Uzmanlara göre enflasyonda zirve henüz görülmedi çünkü maliyet artışları enflasyonun hala çok üzerinde. TÜİK’in dün yayımladığı Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerine göre üreticilerin yıllık maliyet artışı yüzde 35,17. Bu oran son 31 ayın en yüksek yıllık ÜFE artışını gösteriyor. Maliyet artışları bu boyuttayken enflasyonun daha da yükseleceğini öngören ekonomistler çoğunlukta.”
Evrensel gazetesi sürmanşetinde yer ayırdığı habere, “Enflasyon tırmanıyor, borçsuz işçi yok” başlığını attı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon aylık yüzde 1.68 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 17.14 ile mayıs 2019’dan bu yana en yüksek seviyesini gördü. ENAGrup tarafından açıklanan aylık enflasyon resmi oranı yüzde 56 aşarak aylık yüzde 2.62 arttı.
Öncü göstergeler enflasyon yangınının süreceğini ortaya koydu. Üretici fiyat endeksi yüzde 35 artarak resmi enflasyonun 18 puan üstüne çıktı. Fiyatlarda görünen geçici etkilerden arındırılmış çekirdek enflasyon ise nisanda yüzde 17.77 olarak kaydedildi.”
Karar gazetesi ön sayfasının altında, “Canavar cebimizden çıkmıyor” başlığıyla verdiği haberde, “TÜİK verilerine göre martta yüzde 16.19 olan yıllık enflasyon nisanda yüzde 17.14’e yükseldi. Yedi aydır devam eden yükseliş trendini üretici fiyatlarındaki tırmanış tetikledi. MB Başkanı Kavcıoğlu’nun işaret ettiği ‘nisandan sonra aşağı yönlü gidiş’ hedefinden uzaklaşıldı.
Analist Fatih Özatay, ekonomi yönetiminin gelinen noktayı sorgulaması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Veysel Ulusoy da ‘Piyasalar verilere inanmazsa fiyat anarşisi doğar’ yorumunu yaptı” ifadelerine yer verdi.
Sözcü gazetesi habere manşetin altında, “Hayaller uzay yarışı, gerçekler geçim savaşı” başlığıyla yer ayırdı:
“Nisan enflasyonu %1.68 artıp yıllıkta %17.14 oldu. İşçi, memur ve emekliye yıl başında verilen maaş zamları, 4 ayda enflasyon karşısında eridi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yıl sonu enflasyonunu %12.2 olarak hedefliyor ama gerçek başka. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Enflasyon yıllıkta %17.14’le, 23 ayın zirvesine çıktı. Çarşı-pazarda ise gerçek enflasyon %30-40’larda. Astronomik rakamlar uzaya çıkmış halde.”
Hürriyet gazetesi haberi ön sayfasının altından, “Enflasyon %17.14’e yükseldi” başlığıyla anonsladı.
“Hedef 12 günde mucize”
Karar gazetesinin manşetinde, “Hedef 12 günde mucize” başlıklı haber yer aldı:
“Daha sıkı önlem gerekirken gelen 1 Mart ve 13 Nisan ‘normalleşmeleri’ salgında en kötü 20 güne davetiye oldu. Vahim tabloya rağmen Erdoğan’ın ardından Turizm Bakanı da ‘17 Mayıs’ta vaka 5 bine düşecek’ dedi. Ancak hem uzmanların ‘Yaygın aşılama olmadan zincir kırılmaz’ uyarıları hem de benzer durumdaki ülkelerin tavizsiz kapanma ve yaygın aşıya rağmen aylar sonra vakaları dizginleyebildiği gerçeği ‘iki haftada bu iş nasıl olacak?’ sorusuna yol açtı.
Salgın artış eğrisinde olmasına rağmen 1 Mart’ta erken gevşemeye gidildi. Siyasi kararın ardından lebalep kongreler, kalabalık cenazeler vakaları yeniden tetikledi. Buna rağmen yine tam kapanma masaya gelmedi. ‘Turizm sezonu kaçmasın’ kaygısıyla bu kez 13 Nisan’da ‘kısmi kapanma’ adımı atıldı. İki dönüm noktasında gelen hatalı hamleler salgında en kötü tablonun son 20 günde yaşanmasına yol açtı. Vakalar 17 Nisan’da 62 binin üstüne çıktı.
Geçen hafta başlayan tam kapanma da sıkı önlem getirmedi. Buna rağmen kısıtlamaların biteceği 17 Mayıs için ısrarla 5 bin vaka hedefinin vurgulanması dikkat çekti. Testlere ilişkin kuşkular ve aşılamadaki yetersizlik, iki hafta içinde bu seviyeye nasıl gelineceğine dair şüphe doğurdu. İngiltere ve Fransa sıkı kapanma, haftada iki test ve aşılama seferberliğiyle ocakta günlük 60 binlerde olan vaka sayılarını ancak martta 5 binin altına çekebilmişti.”
“Taş gibi yalan!”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Taş gibi yalan!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“AKP Genel Başkan Yrd. Hayati Yazıcı’nın, İkizdere’de açılacak taş ocağıyla ilgili ‘Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var’ sözünü, bölgeden numune alınmadığını gösteren ÇED raporu yalanladı.
Rize’nin İkizdere ilçesi İşkencedere Vadisi’nde yapılmak istenen taş ocağıyla ilgili AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ‘Burada çok özel bir taş olduğu kanısına varıldı. Bu teknik bir konudur. Mühendisler araştırdı. Kullanılacak malzemenin nitelikli bazalt olduğu ve deniz suyuna dayanıklı olacağı ve ağır olacağı bildirilmiş. Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var’ demişti.
Yazıcı’nın açıklamalarının ardından ÇED raporunu inceleyen Jeofizik Mühendisi, Deprem Bilimi Doktoru Dr. Savaş Karabulut, tutanağa “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün ilgili ocak sahası için araştırmaya gelen mühendisler tarafından ‘Numune alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır’ cümlesinin yazıldığını, ayrıca ÇED raporunu hazırlayan firmanın bu tutanağı rapora eklediğine dikkat çekti.
Konuya ilişkin konuştuğumuz Jeofizik Mühendisi, Deprem Bilimi Doktoru Dr. Savaş Karabulut, ‘Yazıcı’ya bu açıklamayı hangi kurumun verdiği sorusu, aydınlatılmaya mahkumdur’ dedi.”