“NATO’nun genişlemesi sürekli savaş demek”

Evrensel, yarın Litvanya’da başlayacak NATO Zirvesi’ni manşete taşıdı

P24

10.07.2023

Evrensel gazetesinin manşetinde, 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşecek NATO Zirvesi’ndeki ana başlıklar siyaset bilimci Murat Atyaç tarafından değerlendirildi. “NATO’nun genişlemesi sürekli savaş demek” başlıklı haberde şöyle denildi:

“NATO, Finlandiya’nın üyeliğinin ardından şimdi de İsveç’in üyelik süreciyle gündemin ön sıralarında yer almaya devam ediyor. NATO, Avrupa’da genişlemesini sürdürmek istiyor ancak İsveç’in birliğe üye olması Türkiye’nin onayına bağlı. Geçtiğimiz günlerde İsveç, Finlandiya ve Türkiye dışişleri bakanları Brüksel’de bir araya gelirken bu toplantıdan herhangi bir uzlaşı çıkmadı. Batı, zirveye kadar Türkiye’nin onay vermesini isterken, Erdoğan iktidarı ise özellikle Kur’an yakma eylemlerinin ardından İsveç’e dönük sert sözler söylemeyi sürdürdü. 

Aytaç “Arap Baharı ve Libya’ya yönelik NATO müdahalesinde bu yaklaşımın nasıl işlevselleştirildiğini görüyoruz. Bosna ve Kosova, Afganistan ve Libya deneyimleri NATO’nun küresel kapitalizmin dünya halklarını içinde tuttuğu “sürekli savaş” rejiminin temel aktörü olduğunu ortaya koymaktadır.“
 

“Vazgeçmiyoruz”

BirGün gazetesinin manşetinde ise, kamuda çarşaf, burka, peçe gibi giysilerin de kullanılmasına yol açacak hükümleri içeren Anayasa Değişikliği Teklifi’ne dair kadın örgütlerinin görüşleri yer aldı. Zuhal Çiloğlan ve Hande Öztürk imzalı “Vazgeçmiyoruz” başlıklı haberde şöyle denildi:

“Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, Anayasa değişikliği teklifi ile ilgili BirGün'e yaptığı açıklamada, konunun toplumsal barışın sağlandığı bir dönemde gündeme getirilmesini, “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam cumhuriyetine çevrilmesi için bir adım” olarak değerlendirdi. Türbanla ilgili Anayasa'ya girecek herhangi bir maddenin laikliğe aykırı olacağını aktaran Güllü, “Bu teklif kadını özgür bir bireyden biat eden konumuna getirir” dedi. 

Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan (EŞİK) Avukat Hülya Gülbahar ise şunları söyledi: "Kıyafet, kadınların kamusal alanda varlığı açısından kilit bir konudur. Bilindiği üzere kıyafet, ‘iş yerinde uygunsuz kıyafetler giyiyorlar’ denilerek kadınların çalışma hakkının ortadan kaldırılmasına neden olabilecek kadar önemlidir. Şu ya da bu şekilde bir dinin bir mezhebinin bir yorumunun Anayasa’ya sokulması, diğer dinler, inançlar açısından açık bir ayrımcılık suçudur. AKP’nin bu teklifinin hem kamu sektörü hem de özel sektör için bağlayıcı olacağı belirtilmektedir. Dolayısıyla, kamu ve özel sektördeki otoriteler, kadınların çalışma hayatlarındaki özgürlükleri yeniden dizayn edebilecek.“
 

“Sen misin itiraz eden”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde ise, yargıç Ahmet Çakmak’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını YSK’ye götürmesi nedeniyle hakkında açılan soruşturma yer aldı. Sefa Uyar imzalı “Sen misin itiraz eden” başlıklı haberde şöyle denildi:

“Yargıç Ahmet Çakmak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdiği dilekçeyle itiraz etti. Bunun üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Çakmak hakkında soruşturma başlattı. Farklı gerekçelerle de hakkında soruşturma yürütülen Çakmak’a iki kez yer değiştirme cezası verildi. Hâkimler ve Savcılar Yasası’na göre 2 kez yer değiştirme cezası verilen kişinin meslekten çıkarılacağı düzenleniyor. Bu nedenle Çakmak’ın meslekten ihracı istendi.

Çakmak, isteme karşı hazırladığı savunmayı HSK’ye sundu. Hukuk düzeninin ilk koruduğu değerlerin onur ve şeref olduğunu vurgulayan Çakmak, “Bende candan önce onur ve şeref gelir. Ucunda ölüm dahi olsa onurumdan ve şerefimden tek bir parça taviz vermem. Onur ve şerefim satılık değil, maaşım kadar hiç değil. Giydiğim cüppeye asla leke getirmedim. Alnım apaçık” dedi.
 

“Biraz da devlet kemer sıksın”

Karar gazetesinin manşetinde, akaryakıttan cep telefonuna birçok üründe vergi oranlarının artırılmasına karşı siyasi partilerden ve ekonomistlerden gelen tepkiler yer aldı. “Biraz da devlet kemer sıksın” başlıklı haberde şöyle denildi:

“Seçim sürecinde artan bütçe açığının ağır faturasının sadece millete yüklenmesi tartışma yarattı. Uzmanlar ‘Devlette harcamaları kısma çabası yok’ vurgusu yaptı. Ekonomist Mahfi Eğilmez, kamuda israfa yol açan harcamalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen de “Kamudaki kara delikleri tıkayıp israfa son vermeden sabit gelirliye yönelmek dar gelirliyi daha da fakirleştirecek” ifadesini kullandı.