“Son terörist!”
Günün dikkat çeken haberleri Evrensel, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin manşetinde yer aldı.
16.10.2017
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Son terörist!” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Yetmiş yaşındaki Yusuf Süne, evinin bulunduğu Adana Gülbahçe Mahallesi’ndeki bir camide hiçbir maddi karşılık beklemeden Allah rızası için gönüllü müezzinlik yapıyor. Bir sabah ezanı vaktinde cemaat arasında görmediği en küçük oğlu telaşla caminin kapısından içeri girdi. Oğlunun anlattığına göre evinin önüne, üç zırhlı araçla birlikte başlarında sivil polisler olduğu halde, kar maskeli uzun namlulu silahları ile otuz kadar özel harekat polisi gelmişti. Polisler, bastonuna dayanarak nefes nefese eve gelen Yusuf Amca’yı oracıkta kelepçeleyip gözaltına aldı. Emniyete geldiğinde ise bir kısmını mahalleden tanıdığı 34 kişinin gözaltına alındığını gördü. Gözaltına alınanlar daha yoldayken operasyon medyada, ‘Terör örgütü PKK/KCK adına faaliyette bulunduğu belirlenen 34 şüpheli gözaltına alındı’ diye duyuruldu. Devletin başındakiler ‘Son terörist yakalanıp ortadan kaldırılıncaya kadar bu mücadele devam edecek’ diye nutuk atıyorlar. Asla sonu gelmeyecek ama benim emniyette gördüğüm ‘son terörist’ gönüllü müezzinlik yapan yetmiş yaşındaki Yusuf Süne’ydi” ifadelerine yer verildi.
“İki kişilik koğuşta sayım işkencesi”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “İki kişilik koğuşta sayım işkencesi” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “İnsan hakları örgütleri ve kamuoyu, binlerce kişinin haksız tutukluluğunu tartışırken ceza ve tutukevlerindeki hak ihlallerine her gün bir yenisi ekleniyor. Tarsus’taki cezaevlerinde iki kişilik koğuşta bile tutukluların sayımda 12 Eylül’deki gibi ‘hazır ol’da ve askeri nizamda cevap vermesi isteniyor. Uygulamaya karşı çıkan tutukluların dövüldüğü iddia ediliyor. Hapishanelerde ters kelepçe, tecrit, süngerli oda, darp, çıplak arama örnekleri de yaygınlaşıyor. Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı avukat Tugay Bek, ‘Sistematik bir baskı ortamı var. Bunun tüm cezaevlerinde aynı anda olması merkezi bir karar olduğunun göstergesi. Keyfi bir gerilim politikası uygulanıyor cezaevlerinde’ diyor” ifadeleri kullanıldı.
Gazete ön sayfasının altındaki, “ABD yumuşamıyor” başlıklı haberinde ise, “Türkiye’nin bir an önce çözülmesi için girişimlerini artırdığı vize krizinde, Washington Türkiye’nin teklifine yeşil ışık yakmadı. Hükümet, Suriye gündemiyle salı günü Türkiye’ye gelecek heyetle vize krizini de ele almayı istedi, ancak bu istek geri çevrildi. CHP de kriz için harekete geçti. CHP Washington temsilcisi Yurter Özcan hem Kongre hem de ABD Dışişleri nezdinde girişimlerde bulundu. ABD yönetimi, Özcan’ın sağlık durumu kritik olan hastalara giriş izni verilmesi önerisine sıcak baktı” ifadelerine yer verdi.
“CHP’li belediyelere müfettiş kıskacı”
Sözcü gazetesi manşetinde, “CHP’li belediyelere müfettiş kıskacı” başlıklı habere yer verdi ve “2019 Mart ayında yapılacak belediye seçimleri öncesinde AKP düğmeye bastı. İlk olarak, üzerine yolsuzluk ve FETÖ gölgesi düşen kendi belediye başkanlarını istifaya zorladı. AKP’li belediyelerle ilgili sıcak gelişmeler sürerken iktidar CHP’li belediyeleri kıskaç altına aldı. İddiaya göre; CHP’li bazı belediyelere, 1 ila 4 başmüfettiş gönderildi. CHP’li bir başkan Sözcü’ye şunları söyledi: ‘CHP’li belediyelere Ankara’dan müfettiş yağmaya başladı. Amaçları seçim öncesi CHP’li belediyelerle uğraşıp AKP’li belediyelerin yolsuzluklarını kapatmak’” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımız sabah okula bu yüzden karanlıkta gidiyor”
Birgün gazetesinin manşetindeki, “Çocuklarımız sabah okula bu yüzden karanlıkta gidiyor” başlıklı haberinde, “AKP eğitim, medeni hukuk vb. başta olmak üzere gerici uygulamalarıyla zamanın içinde kaybolmuş gözüküyor. Bu durum son günlerde bir hayli tartışılan ‘yaz saati’ uygulaması için de geçerli. ‘Vakit küresi çalışacak mı çalışmayacak mı’ tartışmasına benzer bir şekilde ‘Yaz saatine geçilecek mi geçilmeyecek mi’ tartışması yapıyoruz. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı almış olsa da kararı dinleyen yok. Enerji Bakanı’nın ‘enerji tasarrufu söz konusu değil’ söylemi ne kadar gerçekçi? Brezilya ve Japonya’da yapılan araştırmalar uygulamanın tasarruf sağladığını ortaya koydu. Aksi bazı araştırmalar ad mevcut. Enerji tasarrufundan öte, uygulamanın kesin sonuçları arasında trafik kazalarının, suç oranının azaldığı gibi durumlar da var. Enerji tasarrufu ile ülke kazanacakken bir takım enerji şirketleri kaybedecekse net olarak şirketlerden yana tavır konuyor. Dağıtım şirketlerinin promosyonlarına bir bakın yeter. Örneğin Petrol Ofisi Positive Card ile 150 TL’den 900 TL’ye kadar akaryakıt vereceğini ilan eden CLK Boğaziçi Elektrik bu promosyonu tüketicilerin fatura miktarına göre belirleyecek. Ne kadar çok tüketirsen o kadar çok promosyon. Oysa ülke menfaati enerjide tüketim ayağındaki önlemlere bağlı olup, daha az tüketip, daha verimli enerji kullanmaktan geçiyor” ifadelerine yer verdi.
“Seçim sistemi değişiyor
Yeni Şafak gazetesinin manşetinde, “Seçim sistemi değişiyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “16 Nisan referandumu ile kabul edilen Anayasa’ya göre Türkiye, cumhurbaşkanlığı sistemine geçti. 2019’da yeni sistemle seçime gidilecek. Uyum yasaları çıkarılırken Siyasi Partiler Kanunu ve seçim sistemi de değişiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevlendirdiği 12 kişilik AK Parti heyeti çalışmaları başlattı. ‘Daraltılmış tercihli sistem’de seçim bölgesi sayısı artırılıyor. 6’dan fazla vekil çıkaran illerde birden çok seçim bölgesi olacak. Partiler vekil sayısının 2 katı aday gösterecek. Seçmen bir adayı tercih ederek partilerin sıralamasını değiştirecek. Böylece tüm adaylar seçmeni ikna etmek için çabalamak, partiler güçlü aday göstermek zorunda kalacak” ifadeleri kullanıldı.