“Tasarı yaşam hakkı ihlalidir”

Yeni Yaşam, Evrensel ve Cumhuriyet gazeteleri, infaz düzenlemesiyle ilgili itirazlara manşetlerinde yer ayırdı

P24

07.04.2020

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Tasarı yaşam hakkı ihlalidir” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Meclis Adalet Komisyonu’nda muhalefetin itirazlarına rağmen kabul edilen infaz düzenlemesiyle ilgili yasa tasarısına HDP şerh koydu. HDP şerhinde tasarının toplumu oyalamak amacıyla hazırlandığını ve Anayasa’nın eşitlik ilkesinin görmezden gelindiği ifade edilerek, ‘Söz konusu kanun teklifi, yaşam hakkı bağlamında bir kesimi koruduğu, bir başka kesimin ise yaşam hakkını açıkça ihlal ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır’ denildi. İktidarın cezaevindekiler için bilinçli bir politika yürüttüğü ifade edilen şerhte ‘Ceza kanunlarında değişiklik öngören kapsamlı bir kanunun yapılması yerine hükümlü ve tutukluların adli kontrol, denetimli serbestlik vb. seçeneklerle derhal salıverilmesi sağlanmalı; kalıcı düzenlemelerin yapılması için uygun koşullar beklenerek ortak mutabakat oluşturulmalıdır’ ifadesi yer aldı. HDP yasalardaki ‘terör’ tanımının da değişmesi gerektiğini kaydetti.”   
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Ayrım değil adalet” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“İktidarın yarın Meclise gelecek ‘ayrımcı’ infaz düzenlemesine tepkiler sürüyor. Muhalefet, toplum vicdanında kabul edilmeyecek suçların kapsam dışı bırakılması çağrısı yaparken, düşüncesini açıkladıkları için tutuklu olanların da serbest bırakılmasını istiyor. CHP Adalet Komisyonu Sözcüsü Zeynel Emre, ‘Teklifin genel kurulda genişlemesini isteyeceğiz’ dedi. Komisyonda düşünce suçları bakımından itirazlar olduğunda ‘Düşünce suçu nedir?’ diye sorulduğunu anlatan Emre, ‘Mahkemeler, tarafından mahkumiyet verilirken ‘suç eylemi’ konuşmak olan, düşüncesini ifade edenleri, yazı yazan gazetecileri, tweet atan gençleri vs. olarak sıralayabiliriz. Ancak hakimlerin yanlış uygulamaları olduğu için yarın bunlar da kapsama alınmazsa vatandaş bunları sorar. Bu nedenle teklifin genel kurulda genişlemesi gerektiğini söyledik’ dedi. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran da cezaevlerinde 450 ağır hasta olduğuna dikkat çekti. Ancak Kovid-19 salgını nedeniyle bazı kronik hastalıklar da eklendiğinde cezaevlerindeki risk grubunun büyüdüğünü ifade eden Başaran, iktidarın ise dönemin değil kendi hassasiyetlerine göre hareket ettiğini dile getirdi. İnfaz düzenlemesinin çok karmaşık olduğunu belirten Başaran, kadına yönelik suçların tam olarak tanımlanmadığını ve kadına yönelik yaralama ve şiddet konusunda bazı suçların indirim kapsamına alındığını söyledi. Ancak her yöne çekilebilecek TMK’nin kapsam dışı bırakıldığını ifade eden Başaran, ‘Hasta, yaşlı ve çocuklu kadınlar konusunda bile suç ayrımı yapılmış. Devletin görevi, suçları ne olursa olsun cezaevinde yaşam hakkını öncelemektir. Toplumda infial yaratan suçlar olabilir ama yaşam hakkını korursunuz.’ dedi.”

Cumhuriyet gazetesi ise ön sayfasının altındaki, “Anayasaya aykırı” başlıklı haberinde, “AKP ve MHP’nin yalnızca adli suçlular için hazırladığı infaz paketinin Meclis görüşmeleri bugün başlıyor. CHP, gazeteciler, hak savunucuları gibi muhalif olanların paketten yararlanamamasının anayasaya aykırı olduğunu belirterek şerh koydu. Profesör İbrahim Kaboğlu, Cumhuriyet için infaz yasasını değerlendirdi: Kanun teklifi anayasaya aykırıdır. Öneri, şeklen infaz kanunu ve diğer 11 kanunda değişiklik veya ceza indirimi olarak nitelense de maddi olarak bir af yasası sonuçlarını doğuracaktır” ifadelerini kullandı.

“Hastaneler bulaş merkezi olmasın!”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Hastaneler bulaş merkezi olmasın!” başlıklı haber yer aldı:

“Salgından en çok etkilenen kentlerden olan Ankara’daki Ankara Şehir Hastanesi’nin, koronavirüs koşullarına hazırlıksız yakalandığı savunuldu. Hastanede görev yapan sağlık çalışanları, Ankara Şehir Hastanesi’nin fiziksel büyüklüğü nedeniyle temizlik konusunun bile problem haline geldiğini söyledi. Şehir hastanesinin açılmasıyla Ankara'daki altı hastanenin yeniden açılması için kampanya başlatan Hastanemi Açın Platformu Üyesi Dr. Beyazıt İlhan da ‘Bu derece büyük sağlık merkezlerinin kendileri, hastalığı bulaştırma merkezi olabiliyor’ uyarısında bulundu. Şehir hastanelerinin inşa sürecine en çok eleştirinin, bu merkezlerin büyüklüğü ve kent merkezlerine uzaklığı konusunda yapıldığını anımsatan İlhan, şunları söyledi: ‘Bu hastanelerin açılmasıyla birlikte köklü hastaneler de kapatıldı. Bunun en dramatik örneği Ankara’da yaşandı. Ankara’da Numune Hastanesi ile Dışkapı Çocuk Hastanesi’nin de aralarında olduğu altı sağlık kuruluşu kapatıldı. Şehir hastanesi, 3 bin 800 yataklı dev bir hastane. Hastane uzak, erişimi zor. Sağlık çalışanlarının koşulları pratik değil. Farklı gruplardan hekimlerin birbirleri ile çalışma alışkanlığı yok.’ İlhan, yurttaşların ulaşma güçlüğü nedeniyle şehir hastanesine gitme konusunda isteksiz olduğunu belirterek, ‘Merkezdeki diğer hastanelerin iş yoğunluğu da böylelikle arttı. Ankara maalesef, salgına böyle bir ortamda yakalandı” dedi. Hastanemi Kapatma Plarformu’nun şehir hastanelerinin planlanması sürecindeki taleplere kulak tıkandığını anlatan İlhan, “Şehir hastanesi için kent merkezlerindeki hastanelerin kapatılması hataydı. Salgın döneminde bu bir kez daha ortaya çıktı. Fiziki açıdan çok büyük sağlık kuruluşları, bir süre sonra hastalığı bulaştırma merkezi haline gelebiliyor’ ifadelerini kullandı.”

“Hastaneleri hemen açın”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Hastaneleri hemen açın” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler yer aldı:

“112 örgütün içinde bulunduğu Hastanemi Açın Platformu (HAP), koronavirüs salgınının hızla yayıldığına dikkat çekerek Ankara Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla kapatılan altı hastanenin yeniden açılmasını istedi. Platformdan yapılan açıklamada, ‘Geç olmadan, can kayıpları artmadan, kapatılan hastanelerimizi açın’ denildi. Kapanan Zekai Tahir Burak Hastanesi’nin, salgının başlangıcında karantina hastanesi yapılarak ‘can simidi’ olduğu belirtilen açıklamada, Ankara’nın salgına, kolay ulaşılabilir ve üst düzey sağlık hizmeti veren hastanelerin kapatıldığı dönemde yakalandığı hatırlatılarak ‘Beş hastaneye ihtiyaç artacak’ denildi.”