“Türkiye’nin gündemi bu”

Karar gazetesi ülkenin gerçek gündemine dikkat çekti

P24

03.05.2021

Karar gazetesi manşetinde, “Türkiye’nin gündemi bu” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“İçki yasağı gibi çıkışların perdelemeye çalıştığı gerçek gündem ekonomi ve geçim. Son olarak esnafa yönelik ‘desteksiz kapanma’nın da tetiklediği sıkıntılar insani trajedilere yol açıyor. Dün peş peşe yaşanan intiharlar en acı alarm zili oldu. Toplumsal vicdanı ayağa kaldıran haberlerin ardından her kesimden ‘İnsan hayatından daha önemli ne olabilir? Hükümet acilen bu trajedileri nasıl önleyeceğine bakmalı’ tepkileri yükseldi.

Tam kapanmada esnafa, gündelikçiye destek sunulmayınca garson, berber yaşadığı zorluğu ‘17 gün nasıl geçineceğiz?’ sözleriyle dile getirdi. Önceki gün yaşanan intiharlar ise ekonomik sıkıntının ulaştığı vahim boyutu ortaya koydu.

Mersin’de kokoreççi Murat Gümüş ‘Kaç gündür siftahsız dükkan kapatıyorum’ paylaşımı yaptıktan sonra yaşamına son verdi. İzmir’de de kıraathane esnafı Erdal Şenözpak 14 aydır kapalı olan iş yerinde intihar etti. 

Hatay ve Diyarbakır’dan da benzer haberler geldi. Vicdanları yaralayan acıların ardından sosyal medyada ‘Evinde parasıyla içki içenleri değil, aç yatanları tespit etseydiniz böyle olaylar yaşanmazdı’ paylaşımları yapıldı.

CHP’li Murat Bakan ‘Hiç kimse gerçeklere gözünü kapatmasın. Toplumun ne aşı ne umudu kaldı’ dedi. İYİ Partili Koray Aydın da ‘Geçilmeyen köprülerin ücreti hazineden ödeniyor. Siftahsız esnafımız intihar ediyor. Adaletiniz bu mu?’ tepkisini gösterdi.”

Gazete ön sayfasının altındaki, “Üç ülke yine yan yana” başlıklı haberinde ise, “Nijerya ‘Vakalar patladı’ diyerek Türkiye, Hindistan ve Brezilya’dan gelenlere kapıyı kapattı. ‘Nijerya’nın bile yasakladığı ülkeler’ liginde yönetimlerin popülist yaklaşımından ekonomilere kadar birçok başlıktaki benzerlikler dikkat çekti.

Dünyada vaka sayıları açısından ilk üçte bulunan Hindistan, Brezilya ve Türkiye arasındaki başka ortak noktalara da dikkat çekiliyor. Uluslararası medyada yer alan yorumlarda önlemlerin zamanında alınmaması, vaka sayılarının gizlenmesi ve bilime ters düşen uygulamalar yönetimlerin popülist karakterinin yansıması olarak değerlendiriliyor. 

Son olarak Hindistan başbakanının ülkedeki kitlesel ölümler yaşanırken ‘lebaleb’ miting yapması büyük tepki çekti. Liyakatsiz atamalar, şeffaflık karşıtı yaklaşım ve uzman uyarılarının dikkate alınmaması da ortak noktalar olarak öne çıktı” ifadelerine yer verdi.

“Sansür genelgesi geri çekilsin!”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Sansür genelgesi geri çekilsin!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Gazeteciler, 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’ne kolluk güçlerine tanınan keyfi bir düzenlemenin gölgesi altında giriyor. Düzenlemeye tepki yağıyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü, 27 Nisan’da yayımladığı genelge ile kolluk personelinden kamusal alanda görevlerini yaparken ses ve görüntü kaydı alanların engellenmesini istedi. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayımlanan genelgede, polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ses ve görüntü kaydı alınmasının engellenmesi istenildi. Genelge yayımlanır yayımlanmaz da 1 Mayıs eylemlerini görüntüleyen gazeteciler, polis tarafından engellendi. Emniyetin yayımladığı genelge gerekçe olarak gösterildi. Polisler, gazetecilerin telefonlarını yere atarak görüntüleri silmeye çalıştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 2 gün sonra açıklama yapabildi. ‘Emniyet genelgesi Anayasa’ya aykırı değil” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı  CNN Türk canlı yayınında “Genelge İçişleri Bakanlığının değil, Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesidir. Bu basın özgürlüğünü engellemez. Basın çekme özgürlüğüne sahiptir ve çeker’ açıklaması yapsa da 1 Mayıs’ta gazetecilerin engellenmesine dair bir yorum yapmadı.

Emniyetin genelgesine büyük tepki yağdı. Basın ve meslek örgütlerinden, siyasi partilere kadar pek çok kurum kuruluş açıklama yayınlayarak tam da 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne denk düşen bu genelgenin basın ve ifade özgürlüğüne engel olacağını ifade ettiler. Genelgenin sansür kılıfı kullanılarak, kolluk güçlerinin işkenceden tacize kadar pek kötü muameleyi gizleme amacı taşıdığına işaret edilen Açıklamalarda Anayasa’ya aykırı olan bu genelgenin geri çekilmesi istenildi ve bunun için mücadele çağrısı yapıldı.”

“Talancılar işbaşında!”

Birgün gazetesi manşetindeki, “Talancılar işbaşında!” başlıklı haberinde, “Rize İkizdere’de yurttaşlar, kapanmayı fırsat bilip vadilerini talan eden Cengiz İnşaat’a karşı direnişini sürdürdü. İş makinalarının girdiği vadide ağaçlar söküldü, dereler çamur akmaya başladı. 20’ye yakın yurttaş, doğa katliamına karşı suç duyurusunda bulundu. Yöre sakinlerinden Baş, ‘Askerler Cengiz’in makinalarını, biz ise doğayı koruyoruz’ dedi. 

Balıkesir İl Mera komisyonu, kapanmanın ilk gününde ‘acele’ toplandı. Bilfer Madencilik’in ‘demir zenginleştirme tesisi’ için Karaayıt ile Bulutçeşme köylerinde bulunan yaklaşık 100 bin metrekarelik mera alanı, atık deposu yapılmak üzere şirkete tahsis edildi. Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü, ‘Talana karşı mücadeleye devam’ ifadesini kullandı.

Kanal İstanbul güzergahında arsası ya da taşınmazı olan yurttaşlar tepkili. Bölgenin daha önce TOKİ’nin yaptığı gibi betonlaştırılması endişesini taşıyan, plan değişiklikleri ile yerleri kaydırılan yurttaşlar, ‘Kanal İstanbul ‘Talan İstanbul’ oldu. Kanal İstanbul’un bize bir faydası yok. Bırakın doğayla uğraşmayı, bizim gidecek yerimiz yok’ diye konuştu” ifadelerine yer verdi.