“Ülkeyi yakan ırkçılık ateşidir”

Gündemin dikkat çeken haberleri, Yeni Yaşam, Evrensel ve Birgün gazetelerinin manşetindeydi.

P24

05.08.2021

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Ülkeyi yakan ırkçılık ateşidir” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Ege’deki yangınlar iktidara eleştirileri artırırken, eşzamanlı ırkçı kampanya başlatıldı. Bu esnada Konya’da 7 kişilik Kürt aile barbarca katledildi. Hükümet, ölen aile fertleri ve yakınlarının ifadelerine rağmen ‘husumet’ diyerek ırkçılığı gizlemeye çalışıyor.

Katledilen Yaşar Dedeoğulları, ilk saldırı sonrası, ‘Biz ülkücüyüz, siz Kürt, Kürtleri barındırmayacağız’ denildiğini söylerken, ifadesinde de Kürt oldukları için saldırıya uğradıklarını belirtmişti. Buna rağmen saldırı yapan ırkçılar serbest bırakılıp korumaya alındı.

Dedeoğulları ailesinden sağ kalan tek kişi Seher Yakut, husumet söylemine ‘Kürtleri sevmiyorlar diye katliam yapmışlar. Biz Kürt’üz. Bu ırkçı saldırıdır’ diye tepki gösterdi. Öte yandan katil Mehmet Altun tutuklanmazken, 10 kişi tutuklandı."

“RTÜK başkanı suç işliyor”

Evrensel gazetesi manşetinde, “RTÜK başkanı suç işliyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlığı imzasıyla, televizyon kanallarına gönderilen ‘yangınları göstermeyin’ talimatına tepki yağdı. Basın örgütleri, televizyonları sansüre zorlamanın bir suç olduğunu söyledi.

TGS, DİSK Basın-İş, Basın Konseyi, Gazeteciler Cemiyeti ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, yaptıkları açıklamalarla, ‘RTÜK Başkanı, TV kanallarını tehdit ederek suç işlemektedir. Habercilik engellenirse dezenformasyon artar ve asıl o zaman provokasyon için uygun ortam oluşur’ dedi. Basın örgütleri, ‘Gazeteciler, kameramanlar, halkın gözüdür. Gözün gördüğü gerçektir’ ifadelerini kullandı ve sansürün kabul edilemeyeceğine vurgu yaptı.”

“Halk usandı, gidin artık!”

Birgün gazetesi manşetindeki, “Halk usandı, gidin artık!” başlıklı haberinde, “Rejim bir haftada yerle bir oldu. Halk, çığlık çığlığa iktidara ‘git artık’ diyor. Ne Erdoğan’ın ne de yandaşın imaj çalışması bu gerçeği değiştirecek güçte.

Canı yanan yurttaş, kafasına çay poşeti atılmasına her yerde aynı tepkiyi verdi: ‘Bu nasıl başkan?’ Yüz binlerce kişi ise ‘istifa’ sesini yükseltti. En ihtiyaç duyulan anda devleti yanında göremeyenler ödedikleri verginin, köprüye ve havaalanına yapılan peşin ödemelerin hesabını sordu. AKP içinden bile ‘bu kadar da olmaz’ sesleri yükseldi. İki yıldır çatırdayan, en ufak krizde sendeleyen Başkanlık Rejimi bir haftada büyük bir gürültüyle yerle bir oldu. İktidar elitlerinde panik başladı.

Hiçbir sorunu çözemeyen iktidar ve elitleri çareyi imaj düzeltme girişiminde arıyor. Onlarca gazete günlerdir aynı manşetlerle hükümetin sözde başarısını överken RTÜK televizyonlara söndürülen yerleri gösterin talimatı gönderdi. Darbesinden dış güçlerine kadar en bayağı onlarca komplo teorisi, yandaşların köşelerini süsledi. İktidarın yıpranan imajına elbirliğiyle kat kat cila atıldı. Yetmedi, küçük ortak hakaretlerle devreye girdi. Ülke o kadar acılı ve öfkeli ki ona dönüp bakmadı bile.

Erdoğan bir kez daha onlarca televizyona aynı anda çıkarak halkı olup biten karşısında ikna etmeye çalıştı. Yerleşim bölgelerindeki yangınlardan belediyelerin sorumlu olduğunu savunan Erdoğan, yine muhalefeti hedef aldı. Rize’de selden, Marmaris’te yangından etkilenenlere çay fırlatan Erdoğan bol bol kendi iktidarını övdü. Bir nevi Erdoğan’a moral gecesi formatında düzenlenen programdan geriye pembe hayaller, hamaset ve iktidarın çaresizliğinin en net fotoğrafı kaldı” ifadelerine yer verdi.