“Yalnız faizle olmuyor”
Karar gazetesi, faiz artırmanın dövizi kontrol etmekte neden yetersiz kaldığını okuyucularıyla paylaştı.
24.11.2020
Karar gazetesi manşetinde, “Yalnız faizle olmuyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Ekonomi yönetiminde değişikliklerin ardından verilen reform mesajları sonrası Merkez Bankası’nın faiz artırması piyasalarda olumlu beklenti oluşturdu. Ekonomistler ise ‘Görünür ve örtülü faiz eşitlenmiş oldu’ değerlendirmesinde bulundu. Artış oranındaki yetersizliğin yanı sıra ekonomi ve yargıda umulan yeni dönem adımların atılmaması da yalnızca faiz artışının yetersiz kalmasına yol açtı. Dolar yeniden 7.94 seviyelerini gördü. TL mevduatları da kuru artırdı. Ortalama 12.28 olan TL getirisi enflasyonun altında kalınca vatandaş dolardan vazgeçmedi. Yabancı para mevduatında artış devam etti. Gelinen nokta, reform söylemlerinin gereği yerine getirilmeden yalnızca faizde artışla dövizin kontrol altına alınamayacağını gösterdi. ‘Hükümet ancak öngörülebilirlik, şeffaflık, rasyonalite kriterlerinin arkasında durursa rüzgâr olumlu yönde değişir’ değerlendirmeleri yapıldı. Merkez Bankası’nın sert faiz kararı sonrasında piyasalar olumlu havayı soludu. Fakat, yüzde 15’lik politika faizi TL mevduatlarına yansımayınca döviz hesaplarında da artış devam etti. Ekonomi yönetimindeki yaşanan değişimler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform mesajları kuru düşürdü. Fakat yerli yatırımcı bu gerilemeyi bile fırsat görerek, döviz alımına devam etti.”
“Uykularımız kaçıyor”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Uykularımız kaçıyor” başlıklı haber yer aldı. “Korona nedeniyle ölüm sayıları arasındaki çelişki derinleşti” üst başlığıyla verilen haberde şöyle denildi:
“İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul’da geçen yıl kasımda 180-202 olan günlük ölüm sayısının 450’ye doğru gittiğini açıkladı. İmamoğlu, dün kentte sadece bulaşıcı hastalıktan 201 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek ‘Susayım mı, yutkunayım mı? Ben uyuyamadım ki gece’ dedi. Sağlık Bakanlığı’nın günlük olarak açıkladığı koronavirüs tablosuna göre ise ülke genelinde önceki gün 139, dün 153 kişi yaşamını yitirdi. Avrupa’da çok daha sıkı önlemler alınırken Bakan Koca, ‘Salgınla mücadelenin yöntemi asırlardır aynı: El temizliği, maske ve mesafe’ dedi.”
“Esnaf aç, devlet kör”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “Esnaf aç, devlet kör” başlıklı haberinde, “Koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan kararlar esnafı ve emekçiyi vurdu. Kafe ve restoranların kapatılmasıyla gelirsiz kalan milyonlar ne yapacağını kara kara düşünüyor. Ne zaman sona ereceği belli olmayan kısıtlamalara ilişkin kafe çalışanları ve işletme sahipleriyle konuştuk. Kayseri’de kafelerin yoğun olduğu Talas ilçesinde Kafe Çalışanı Ahmet 2 yıla yakındır kafelerde çalışıyor. Ahmet, Üniversite Öğrencisi geçimini sağlamak üzere kafelerde çalıştığını ifade ediyor. Kafelerde çalışmasını Ahmet şöyle açıklıyor: ‘Kafelerde çalışmamın sebebi benim için ek gelir olması. Sonuçta öğrenciyim. Ben de her öğrenci gibi maddi sıkıntılar yaşıyorum.’ Salgın önlemleri kapsamında önlemleri sorduğumuz Ahmet, ‘Açıklanan tedbirler, benim gibi çalışan tüm öğrencileri etkilemiş durumda. Örneğin; hiçbirimizin babası zengin değil öyle olsa zaten kafede kimse çalışmaz. Buna ek olarak biz evde üç kişi kalıyorduk iki arkadaşım evden ayrıldı. Şu an ben tek kalıyorum. Evin kirası, faturaları vs. pek çok gider var. Ben çalışmadan bunların hepsiyle nasıl baş edeyim?’ dedi. ‘Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum’ diyen Ahmet, alınan kararların yetersiz ve plansız olduğunu ifade etti. Ahmet, ‘Ailemizin de durumu iyi değil. Hiçbir şekilde onlara destek sağlayamıyoruz. Zaten kafede çalışmamızın başlıca sebebi; maddi destek olması ve geçimimizi sağlamak. Kafelerin kapatılması, AVM’lerin belirli saatlerde açık olması kafa karışıklığı yaratıyor. Eğer sorunun çözümü aranıyorsa sadece kafeleri falan değil her yeri kapatın’ diye konuştu” ifadelerine yer verdi.
“Ders: Mutsuz öğretmenler”
Birgün gazetesi manşetinde, “Ders: Mutsuz öğretmenler” başlıklı habere yer verdi:
“12 Eylülcülerin Öğretmenler Günü ilan ettiği 24 Kasım’a öğretmenler ve öğrenciler yine bir yığın problemle giriyor. Covid-19 salgınına rağmen kademeli olarak açılan okullar, açıklanmayan vaka sayıları hızla artışa geçince yine kapanmaya giderken bu süreçte 16 eğitim emekçisi ise alınmayan önlemler sebebiyle yaşamını yitirdi. Aylardır var olan uzaktan eğitim problemleri konusunda da herhangi yapısal herhangi çözüm üretilemedi. İnterneti ve bilgisayarı olmayan çocuklar eğitime erişme konusunda bu dönem de büyük sıkıntı yaşarken internet çekmediği için yüksek bir yere çıkarak öğrencilerine ulaşmaya çalışmak isteyen bir öğretmen kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Mersin’de bir öğretmen meslek lisesinde dezenfektan üretimi sırasında meydana gelen patlamada yaşama gözlerini yumdu. Ayrıca ihraç edilen ve ataması yapılmayan binlerce öğretmen de büyük sıkıntı içerisinde yaşamlarına devam ediyor. Sayıları 1 milyona yaklaşan ataması yapılmayan öğretmenlerin sesini duymamak için kulağının üstüne yatan Milli Eğitim Bakanlığı, bu kişilerin problemlerini çözmek için de herhangi bir adım atmıyor. İhraç edilen öğretmenler de diğer kamu görevlileri gibi bu süreci adeta ‘sivil ölüm’le geçirdi. Özel okullarda dahi çalışma hakları ellerinden alınan öğretmenlerden bazıları göreve dönse de büyük bir kısmı hem toplumun önemli bir kesimi hem de devlet tarafından görmezden geliniyor. Pandemiyle birlikte süren eğitim-öğretim sürecini BirGün’e değerlendiren Ordu’da 3’üncü sınıf öğretmeni olan İbrahim Aydemir, ‘Öğrencilerin EBA TV derslerine katılımları düzensiz ve oldukça düşük seviyede. Dersleri düzenli takip eden öğrencim hiç yok. Zaman zaman takip eden az sayıda öğrencim var. Öğrencilerimin canlı derslere katılımları yaklaşık olarak yüzde 50 oranında. Bu süreç de öğretmenleri ekstra yoruyor’ dedi.”