“Yargı yüzünü şeriata döndü”

​Birgün ve Yeni Yaşam gazetelerinin manşeti gündemin en dikkat çeken haberleri oldu.

P24

20.08.2021

Birgün gazetesi manşetindeki, “Yargı yüzünü şeriata döndü” başlıklı haberinde, “Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin ardından tüm dünyada tekrar tartışılır hale gelen laiklik ülkede pek çok alanda ihlal ediliyor. Anayasa’da yer alan ‘laik devlet’ vurgusuna rağmen ülkede birçok kararda şeri hükümlere atıf yapılıyor. Kimi zaman finans kuruluşlarına ilişkin alınan kararlarda, kimi zaman da mahkemelerin verdiği kararlarda ayetlere atıf yapılıyor. Dini referanslara dayanan ve laiklik ilkesiyle bağdaşmayan bu uygulamalara son olarak Adalet Bakanlığı’nın Anayasa Mahkemesi’ne Boğaziçi davasından tutuklu gençlerle ilgili yaptığı savunmada rastlandı.

İlk olarak Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun 12 çizerinin katledilmesi nedeniyle hazırladığı özel sayının kapağını dayanışma için Cumhuriyet gazetesindeki köşelerinde yayınlayan Ceyda Karan ile Hikmet Çetinkaya’yı 2’şer yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, kararın gerekçesinde dini referanslara yer verdi. Gerekçeli kararda ‘İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed’in temsili olarak yer aldığı Charlie Hebdo dergisinin kapak sayfasının sansürsüz olarak yayınlanmasıdır’ ifadeleri kullanıldı.

Önceki gün de Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sergide Kabe görseline saygısızlık edildiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında yapılan tutuklamalarla ilgili Adalet Bakanlığı’nın AYM’ye cevabında İslam dinine referanslar verilerek haram, günah gibi karamlar kullanıldı. Cevapta tutuklama kararının hukuka uygun olduğu öne sürülürken buna gerekçe olarak eşcinselliğin İslam dinine göre haram kabul edilmesi gösterildi.

Bütün bu şer’i hükümlere göre yapılan uygulamalarla ilgili BirGün’e konuşan eski Hakim Mustafa Karadağ Anayasa’sında laiklik ilkesi yazılı olan bir devletin hiçbir organının dini herhangi bir inanca dayanarak tasarrufta bulunamayacağının altını çizdi” ifadelerine yer verdi.

“Fuhuşun ‘Milli Damar’ı”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Fuhuşun ‘Milli Damar’ı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Avukat ve akademisyen Dr. Dilek Ekmekçi, biyolojik ailesini ararken, tıpkı bir matruşka gibi birini açtıkça içinden aynı tür çıkan devlet içi çetelerle karşılaşıyor. Yurtta kalan ablasının eskort olarak kullanıldığını söyleyen Ekmekçi, ‘Yurt kızlarını bürokratlara, hakimlere, savcılara, siyasetçilere eskort olarak gönderiyorlar’ diyor.

Ekmekçi, ‘Arı kovanının benim bulduğum peteği, Hanefi Avcı’nın ‘Milli Damar’ dediği yapıyla örtüşüyor. Milli Damar, Melih Gökçek’e yakın bir yapı. Perinçek cenahı yargıda çok güçlü ya oralara varıyor. Koray Öner'in ban’ adli mobbing yapan avukat ekibi de Ağar’a yakın ve Çiller’in hukuk danışmanı olan isimler’ vurgusu yapıyor.

Ümitcan Uygun’un Aleyna Çakır’dan sonra ölümünde baş şüpheli olduğu Esra Hankulu da yurtta yetişti. Uygun’un annesi Gülay Uygun yurtta çalışıyor ve ‘yurt anne’ diye biliniyor. Anne Uygun’un da ölümü şüpheli. Tecavüze uğrayan ve tecavüzcüler bırakıldığı için intihar eden Eda Nur Kaplan da yurtta yetişiyor. Bunlar buzdağının görünen kısmı.”

“Karaborsa eğitim”

Evrensel gazetesi manşetinde, “Karaborsa eğitim” başlıklı habere yer verdi:

“Pandemide okulları en uzun süre kapatan ikinci ülke olan Türkiye’de yetkililer bu kez okulların 6 Eylül’de açılacağını duyurdu. MEB, pandemi nedeniyle okullara ek bütçe ayırmazken okulların ihtiyaçları yine velilerin omzuna yıkılıyor. MEB’in her yıl ‘Kayıtta para alınmıyor’ diye inkar ettiği kayıt parası ve bağış sorunu da sürüyor. Okullarda kayıt için paranın yanı sıra velilerden kağıt ve temizlik malzemesi de isteniyor. 

İstanbul Şirinevler ve Ataköy’de çocuklarını ilkokula kayıt ettirmek için gelen velilerle görüştük. Veliler, kayıt sırasında paranın yanı sıra sıvı sabundan, deterjana, posta pulundan A-4 kağıdına kadar okul ihtiyaçlarının kendilerinden ‘bağış’ adı altında istendiğini söyledi.

Bölgedeki velilerden biri, kayıt parası için ‘Tabii ki zorlamıyorlar, ‘İlla vereceksiniz’ diye. Ama okullara ayrılan bütçe de ortada. Böyle olunca bizden istiyorlar. Bizler de veriyoruz’ diyerek anlatıyor durumu. Şirinevler’de konuştuğumuz bir başka veli ise okul kaydı için kendisinden sıvı sabun, A-4 kağıdı gibi malzemelerin istendiğini anlatıyor. Nedenini sorduklarında ise veliye ‘Okulların bu malzemelere ihtiyacı var ve MEB bunları karşılamıyor’ cevabını verilmiş.”

“Petrol hırsızlığından, parke taşı ihalesine”

Cumhuriyet gazetesi manşetin altındaki, “Petrol hırsızlığından, parke taşı ihalesine” başlıklı haberinde, “Batman’ın Gercüş ilçesinin AKP’li belediye başkanı Gündüz Günaydın’ın, parke taşı ihalesini, 2002 yılında boru hattından kaçak petrol çektikleri iddiasıyla birlikte yargılandıkları cezaevi arkadaşı Nuri Gezer’in oğluna verdiği ortaya çıktı.

İhalede belirtilen işlerin yapılmadığı kaydedilirken Günaydın’ın ihale kapsamında kendi akaryakıt istasyonuna da parke taşı döşediği öne sürüldü. Günaydın, ‘Dava 2017’de zamanaşımına uğradı. İhale, usulüne uygun yapıldı’ dedi” ifadelerine yer verdi.