Yargıtay Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın müebbet cezasını bozdu

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile davanın üç diğer tutuklu sanığının tahliye taleplerini ise reddetti

CANSU PİŞKİN

05.07.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozdu. Yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından Mehmet Altan'ın beraatine karar verilmesine hükmeden Yargıtay, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın “Anayasayı ihlal” suçunu değil “FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçunu işlediklerine karar verdi.
 
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden yargılama için dosyanın ilk derece mahkemesine (İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi) gönderilmesi bekleniyor.
 
Bozma kararında Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile diğer tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddeden Yargıtay’ın, devam eden süreçte yeniden yargılama için dosyayı ilk derece mahkemesine (İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi) göndermesi bekleniyor.
 
Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi halinde suç vasıfları değişen Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak, TCK 220/7 maddesinde düzenlenen “FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. TCK 220/7 delaletiyle TCK 314/2 maddesinde düzenlenen “silahlı örgüt üyeliği” suçundan verilecek ceza yapılan yardımın niteliğine göre üçte bir oranında indirilebilir. Ancak TMK 5 uyarınca, üye olunan silahlı örgütün terör örgütü olması durumunda verilecek cezada yarı oranında arttırım yapılmak durumunda. 
 
Yargıtay kararına avukatlardan önce AA ulaştı

Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın avukatlarının “kararın hâkim onayından çıkmadığı gerekçesiyle” ulaşamadığı Yargıtay kararı Anadolu Ajansı (AA) tarafından duyuruldu. AA’nın haberine göre Yargıtay’ın bozma gerekçesinde, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın “Anayasa'yı ihlal” suçuna fail olarak iştirak ettiklerinin kanıtlanamadığı belirtildi. Gerekçede, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın “FETÖ/PDY üyesi oldukları” yönündeki iddianın herhangi bir delilinin de olmadığı aktarıldı.
 
Ahmet Altan ve Ilıcak'la ilgili gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Kamuoyunca tanınan, siyasi, ideolojik kimlikleri itibarıyla savunmaları hayatın olağan akışına uygun düşen gazeteci sanıklar Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın gazetecilik faaliyeti kapsamında gerçekleştirdikleri makale ve konuşmalarının eleştiri içeren muhtevasından ayrık olarak önce dini bir kült, ardından bir terör örgütüne dönüşen, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören FETÖ/PDY'nin, devletin silahlı kuvvetlerine sızan mensuplarınca, silahlı bir kalkışma, darbe gerçekleştirme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olarak görüldüğü bir dönemde örgütün anayasal düzene karşı icra edeceği kalkışma öncesindeki sürece mutad siyasi muhalefet görüntüsü vermeye çalışmak ve örgütün sempatizan sınıfını oluşturan geniş halk kitleleri nazarında sözde meşruiyetini korumak amacına hizmet eder mahiyetteki gazetecilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan eylemleri, 'hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etmek suçunu' oluşturmaktadır.”
 
Deliller yeterli ve inandırıcı bulunmadı

Anayasa Mahkemesi’nin 11 Ocak 2019 tarihli kararı uyarınca daha önce tahliye edilen Mehmet Altan hakkındaki karar ise yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından bozuldu. Yargıtay, Mehmet Altan’ın beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Gerekçede, Altan'ın ikametinde F serisi 1 dolar bulundurmasının, Bank Asya nezdindeki hesap hareketlerinin ve ByLock üzerinden görüşen üçüncü şahısların mesaj içeriklerinde adının geçmesinin isnat edilen suçlara dair yeterli ve inandırıcı delil niteliği taşımadığı gözetildi ve Altan’ın ispat edilemeyen suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği kaydedildi.
 
Aynı davada yargılanan ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan diğer sanıklar Şükrü Tuğrul Özşengül, Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek hakkındaki karar da bozuldu. Bu sanıkların “silahlı terör örgütü üyeliği” suçunu işlediklerine karar verildi.