Asya’nın fethine doğru

TÜGVA belgeleri / 5 • Çin, Rusya ve Hindistan’ı “farklı okuyacak” uzmanlar… Darbeler, meydanlar… Hep büyük laflar…

ÜMİT KIVANÇ

01.11.2021

TÜGVA’nın “Cumhurbaşkanımıza sunulacak raporlar”ına göz atmaya devam ediyoruz. Sıra, “Orta Okul Koordinatörlüğü” başlıklı olanında.

“28 ilde yaklaşık 2.100 öğrenci”, vakfın “Ortaokul Yaz Okulu ve Kamplarında (…) hem eğlendi hem öğrendi”. Ne öğrendi? Teşkilatın genel merkezi tarafından “hazırlanan ve planlanan müfredatla” tabiî ki evvelâ “dinî eğitimlerini” tamamladılar. Bunu “sportif faaliyetler” izledi: yüzme, okçuluk, futbol… Ve “sosyal faaliyetler”: piknik, müze, tarihî mekanlara gezi gibi… Piknik ile müzenin ayırt edilmediği “sosyal faaliyet” anlayışı şimdiki yerli-millî zihniyetimize de yıllar yılı “kültür” işlerini “turizm bakanlığı”na bağlamış eskisine de uygundur.

“Uçurtma Şenliği” var, “TÜGVA Ortaokul’un projesi”. Yurt çapında 500 kişi katıldı. “Çocuklar kendi uçurtmalarını kendileri yaparak koordinatörlüğümüzün tertiplediği sohbet programlarından sonra uçurtmalarını uçurdular.”  Uçurtma şenlikleri uzun zamandır bilindiğine, yapıldığına ve birilerinin projesi sayılamayacağına göre, “sohbet programları” olmalı esas proje. Dindar nesil, uçurtma ipi elinde, göğe bakarak yetişecek değil.

Bu raporda bir tablo yeralıyor. “Etkinlikler” tablosu. Çeşitli faaliyetlerin sayılarını içeriyor. Aralarında şunlar var: “…Orta Okul Öğrenci Kampları (Kamplar ve Yaz Okulları), Okul Ziyaretleri ve Öğretmen Teşkilatlanması (Medeniyet ve Değerler Kulübü Kurulması), Örgün Eğitim Etüt Programları, Sabah Namazı Programları (ORTAOKUL TEŞKİLATI), Sabah Namazı Programları (ORTAOKUL TEŞKİLATI VE TALEBELER), Okuma Grupları (Teşkilatın Okuyacağı Kitaplar, Talebelerin Okuyacağı Kitaplar Ayrı), Sohbet Programları (Teşkilat ile ayrı, Talebelerle Ayrı), Teşkilatlanma Kampları, Yurtiçi ve Yurtdışı Geziler…” Sempatizan-kadro ayrımına özen gösteren bir eğitim sistemi… “Medeniyet ve değerler”inizi yesinler sizin…

 

Şusundan busuna Çin, Rusya, Hindistan

“Strateji Koordinatörlüğü” raporu, Bölge Uzmanı Yetiştirme Programı” hakkındaki izahatla başlıyor ve muradın ne olduğunu ortaya koyuyor: “yurt dışı saha çalışmalarında uzmanlaşmak üzere; Çin, Rusya ve Hindistan ülkelerinin akademik bir izlence ile siyasetinden sosyolojisine, kültüründen dil bilimine, tarihinden modern toplumsal dinamiklerine kadar uzanan geniş bir disiplinler arası çalışma”.

Program, belli ki, İslâm âlemi ve Türk dünyasına liderlik hayallerine doğru mütevazı ilk adım olarak Asya kıtasına etkinlik yayma gibi fantezilerin ürünü. “Bölge Uzmanı” adaylarına “dört sene boyunca uzun vadeli eğitim olanakları” -ne demekse!?- sağlanmasının yanısıra, “ihtisas yapmak üzere tercih edilen ülkede dil eğitimi ve staj imkanları da” sunulacak. Şurada vurguladığım “okuma” tâbiri, işin içinde mâhut strateji âleminden birilerinin de bulunduğunu düşündürüyor: “Çin, Rusya ve Hindistan ülkelerinin farklı açılardan okunabilmesine ve güncel analizlerinin çıkarılmasına yönelik; girişimci, sürekli olarak araştırmaya ve öğrenmeye hevesli, gelişime açık ve motivasyonu yüksek katılımcı öğrencilerin program süresince gerekli koşulları sağlaması ile bölge uzmanı olarak yetişmesi hedeflenmektedir.” Gençlik Vakfı, neden Çin, Rusya ve Hindistan’ı “farklı açılardan okuyup”, muazzam büyüklükteki ve karmaşıklıktaki bu ülkelerin “güncel analizlerini çıkarma” gibi bir işe soyunur? Üstelik bunu o ülkelere eleman gönderip eğiterek yapabileceğine inanır? Dünya âdetâ oyuncak, bunlar da babalarının getirip oyuncağı ellerine verdiği çocuklar. Ölçüsüz kayırılma, çocukların arzuladıkları her şeyi kolayca elde edebileceklerini sanmalarına yolaçar. Galiba böyle bir arızayla karşı karşıyayız. 

“Bölge Uzmanı” yetiştirme programı kapsamında “öğrencilere sağlanan imkânlar” başlığı altında şunlar sıralanıyor: 

(1) Aylık 500 lira burs (tabiî 500 liranın 500 lira olduğu zaman:); (2) “uzman yabancı kadrodan resmî sınavlara yönelik ücretsiz dil eğitimi” (hangi resmî sınavlar bunlar?); (3) “uzmanlık alanı ile ilgili ücretsiz uzmanlık seminerleri” (Çin, Rusya, Hindistan hakkındaki seminerleri şişirme Türk-İslâm tarihi palavracılarıyla belediye tarihçileri mi verecek?); (4) Bütün öğrencilere “ücretsiz genel seminerler” (seçilmiş-seçilmemiş öğrenci ayrımı!); (5) “Yaz döneminde ihtisas yapılan bölgede ücretsiz dil programı ve staj” (ekleyeyim: sistematik faaliyet olduğu kısa sürede anlaşılacağından, en geç ikinci yaz öğrencilerin casusluk şüphesiyle gözaltına alınması, üç büyük Asya devletiyle diplomatik sorunlar…); (6) Dört yıllık programı “başarı ile bitiren öğrencilere 50.000 TLden başlayan eğitim bursları” (Çin, Rusya, Hindistan uzmanı olmakla yetinmeyecek olan bu elemanlar daha başka ne eğitimi görecek?) Bendeniz niyeyse bu “Bölge Uzmanı” projesinde, Bizans’a sızıp oraları dağıtan Malkoçoğlu kokusu alıyorum hafiften. Sadece dövmüyor, güncel analiz de yapıyor; fark o.

 

Selman Öğüt, danışmanlar, Yaz Okulu

Müstakbel Malkoçoğlu ve Kara Murat’ları kimlerin eğiteceği sorusuna cevabı, “Genel Raporlar” klasörü içinde, “27.08.2016” adlı klasörde buluyoruz. “TÜGVA Bölge Uzmanı (BYP) 2016-2017 Bütçe Tablosu” başlıklı tabloda, biri özel olarak ismen belirtilmiş eğitmenlere ödenecek tutarlar sıralanıyor. En başta “Koordinatör” sıfatıyla 12 ay boyunca ayda 5.000 liradan toplam 60.000 lira alacak olan Selman Öğüt’ün adı karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, cihan hakimiyeti yolunda “farklı okuma” ve “güncel analiz” mesailerine tâbi tutulacak ülkelerin Çin, Rusya ve Hindistan’la sınırlı olmadığını anlıyoruz. Zira bu üç ülkenin dillerinden başka İbranice ve Farsça eğitmenlerine de saat başına 100 liradan toplam 480 saat karşılığı yılda 48.000 lira ödenmesi öngörülüyor. Yalnız bu iki dili öğretecek kimselerin sıfatı “Ortadoğu Hocası” olarak yazılmış. Özellikle Çin ve Hindistan için tek dili öğretmenin yeterli olmayacağı, belli ki gündeme gelmemiş.

Tabloda, öğrenci bursları hariç en büyük kalem “danışmanlık”. Ayda 10.000’den yılda 120.000 lira “TÜGVA Danışmanlık Gideri” için harcanacak. Selman Öğüt’ü ismen belirterek garantiye almışlar, ama bu yüz yirmi bin kimlere gidecek, belirtilmiyor. Böyle joker kategorisinde bir de “Genel Seminer” bahsi var. Seminer eğitmenlerine ayrılan tutar, 60 hafta boyunca 500 liradan toplam 30.000 lira.

TÜGVA’nın okuryazar Kara Murat’larının en güçlü olması gereken alan şüphesiz dinî bilgi. Bu bakımdan, “Bölge Uzmanı” eğitimlerinde 90’ar hafta boyunca ders verecek Kıraat ve Hadis eğitmenlerine gerek duyulmuş, ikisine toplam 27.000 lira ayrılmış.

Öğrenci bursları bütçede en yüksek tutarın ayrıldığı kalem: 234.000 lira. Öğrenci sayısı niyeyse 39 gibi tuhaf bir sayı. Bu niye “14 kişi+25 kişi” diye belirtilmiş, bunu anlayamadım.

Buraya kadar sıraladıklarım, “Eğitim Dönemi Giderleri”. Bir de “Yaz Okulu Giderleri” var: Bütçeye İstanbul’daki yaz okulu için “dil ücreti” konmuş. Dil dersi olsa gerek. Fakat başka izahat yok. Saati 100 liradan 480 saat, 48.000 lira tutuyor. “Yurt Dışı Yaz Okulu Gideri” hakkında hiç açıklama yok, “toplam gider” diye, 317.840 lira gibi, şimdiki içişleri bakanının “397 göçmen gitti”, “268 terörist kaldı” fantezilerini hatırlatır bir sayı yazılmış. Kimler yurtdışında nerelere gidecek, bu parayı ne için harcayacak, dolayısıyla, yazılı kaydı yok. Yaz Okulu’ndaki Hadis ve Kıraat dersleri için ayrılan para saati 150 liradan 24 saat, toplam 3.600 lira gibi, zamanın muktedir camiasında sözü edilmeye değmez bir tutar. Buna karşılık, “Yaz Okulu’na gidecek danışmanların ziyaret gideri toplamı”, 26.680 lira. Her şeyin -elbette haklı olarak- yuvarlak sayılarla ifade edildiği bütçede sadece içeriği belirsiz iki harcamanın titiz hesaplamalar sonucu ulaşılmış gibi küsuratlı oluşu, ne diyelim, hoş. 

Sonuçta, 1.080.440 lira harcanarak, 39 Malkoçoğlu adayına Çince, Rusça, Hintçe, İbranice ve Farsça -kaçına o, kaçına bu, belirtilmemiş- öğretilecek, kıraat eğitimi verilecek, hadisler belletilecek, Selman Öğüt ve danışmanlar yolunu bulacak, önümüzdeki tabloya göre.

 

En çok Konya, en çok “İslâm’a Bakış”

“Cumhurbaşkanımıza Sunulacak Raporlar” klasöründe bir Excel dosyası var: “Sosyal Medya Takibi – 15.9.2016” adlı. İtiraf edeyim, bunu çözemedim. Kimisinde iki, kimisinde üç, başkalarında dört veya daha fazla sütunun bulunduğu dikey bölümlere ayrılmış, tablo. Bölüm başlıkları şöyle: “İslama Bakış Dersleri, Demli Muhabbet, Camide 1 Vakit, okuyAN’LAR, Öncü Hanımlar, Filmhane, Hepimiz Bir’iz, Gençlik ve Aile Söyleşisi, Ergen Psikol[ojisi], Kadın Sağlığı, Helal ve S. Yaşam, Toplam”. Neyle ne toplanacak, ne olacak, anlayamadım, zira tablonun çok büyük bölümü boş. Bu başlıkları taşıyan bölümlerin altında “Faaliyet Bazlı Toplam” diye bir satır var, hemen altındaki açıklayıcı ibareden bunların “Türkiye Geneli Gerçekleşen Program Sayısı” olması gerektiğini anlıyoruz. En çok faaliyet, “İslâm’a Bakış Dersleri” konusunda yapılmış: 19. Bunu 11 faaliyetle “Camide 1 Vakit” izliyor. “Filmhane” başlığında 7, “Demli Muhabbet” ve “okuyAN’LAR”da 6’şar faaliyet görünüyor. “Ergen Psikol[ojisi]”nde 2, “Helal ve S. Yaşam”da 1 faaliyet var. Toplamı 72. “Öncü Hanımlar” vs. faaliyetsiz kalmış. 

Solda tepeden aşağı uzanan iller sütunu var, hangi faaliyet hangi tarihte yapıldıysa, başlıklarla illerin kesiştiği kutucuklarda bunlar yeralıyor. Tablo, Eylül-Aralık 2015 arasını gösterir görünüyor. “Demli Muhabbet”te 7 kutucuk doluyken faaliyet toplamına 6 yazılmış oluşunu Çin ve Hindistan uzmanlığıyla uğraşan elemanların bu karışık hesap işleminde yaptıkları ufak hata sayıp hoşgörmeli miyiz yoksa bendenizin tablonun mantığını anlamamış oluşuna mı bağlamalıyız, şüphedeyim. Zira 38 kutucuğun dolu gözüktüğü “İslâm’a Bakış Dersleri” bölümünün altında da faaliyet toplamı 19 olarak kaydedilmiş. Halbuki başka bölümlerdeki toplam sayı, dolu kutucuk sayısına eşit.

İllere bakıldığında, TÜGVA’nın en azından 2016’daki teşkilat yaygınlığı ve gücü hakkında fikir edinilebiliyor. En hareketli görünen iller (parantez içindekiler faaliyet toplamları), Konya (14), Kayseri (10), Sakarya (9), Afyonkarahisar (8), Yalova (7), Balıkesir (7). Kırıkkale’de dört, Eskişehir üç, Kırklareli ve Urfa’da ikişer, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş, Trabzon ve Van’da birer faaliyet yapabilmişler. Öbür illerde henüz faaliyetleri yok o tarihte.

Umarım tabloda birşeyleri yanlış anlamamışımdır. Meselâ adının niye “Sosyal Medya Takibi” olduğunu çözemedim. Ufak ihtimalle, belki doğrudan faaliyetler değil de sosyal medyada bir şekilde yankı bulanlar kaydedilmiştir. Ama en azından şurası kesin: Burada bir sürü iddialı ve gösterişli başlık var, çoğunun altı bomboş. İleriki yıllarda bu kutucuklar dolup taştıysa, Çin, Rusya ve Hindistan Müslümanlarının ayaklanıp “Emrindeyiz Reis!” diye bayrak açması yakın demektir.


Ümit Kıvanç'ın yazı dizisinin bir önceki bölümünü şurada okuyabilirsiniz.