Başka bir ana akım medya mümkün mü?
Nurdan Üçer ve Denet Tezel ortak şirket geçmişleri ve kafalarında bir planla Ruşen Çakır’ın kapısını çalmışlar…
10.01.2016
“Ben ana akım medya olmak istiyorum” diyor telefonun ucundaki ses. “Herkese hitap etmek istiyorum. Biz muhalif ya da alternatif değiliz. Aktivizm gibi bir pozisyonumuz falan yok. Sakin sakin evrensel habercilik ilkelerine dayanan bir gazetecilik yapmak istiyoruz.” Bu sözler gazeteci/yazar Ruşen Çakır’a ait. Son günlerde ona televizyon ekranlarında pek rastlamıyoruz. Bir dönem onu NTV ekranlarında sıklıkla gördüğümü hatırlıyorum. Hatta Hopa’da ölen öğretmen Metin Lokumcu’nun ardından Tayyip Erdoğan’ın duyarsız tavrına cılız da olsa “ama öldü efendim” çıkışıyla anımsıyorum onu. Dürüst bir gazetecinin vicdansız otorite karşısındaki çaresizliğiydi benim için bu sözler.
Şimdilerde ise heyecan verici bir oluşum içinde Çakır; kişisel canlı yayın yapmaya olanak tanıyan Periscope’u belki de Türkiye’de habercilik anlamında ilk kullanan gazeteci o. 7 Haziran seçim mitinglerinde tek başına röportajlar ve analizlerini görüyordum Çakır’ın. Farklı partilerin mitinglerini Periscope üzerinden izlemeye ve sosyal medya kullanıcılarına taşımaya çalışıyordu. Bu kadar deneyimli bir gazetecinin amatör bir heyecanla bu yeni platformu kullanışına başından beri tanığım aslında. Ancak özellikle ilk günlerde teknik sorunlar da yok değildi. Bir kere Periscope uygulamasını kullanan kişi sayısı sınırlıydı. Aslında hâlâ da öyle. Üstelik Periscope, Android uygulamalarında yoktu, İnternet üzerinden izlemek mümkün değildi, görüntü kalitesi kötüydü, yayın sık sık kesiliyordu vs. Ancak Çakır inatla bireysel ve mütevazı Periscope denemelerini sürdürdü ta ki gazetecilikle ilgisi olmayan iki kişinin dikkatini çekene kadar. Nurdan Üçer ve Denet Tezel ortak şirket geçmişleri ve kafalarında bir planla Çakır’ın kapısını çalmışlar. Sonuç olarak Çakır’ın elindeki Periscope malzemeleri ile yepyeni bir platform kurmaya karar vermişler ve işte Medyascope.tv böyle doğmuş.
Ruşen Çakır ile telefondaki söyleşimizde benim en ilgimi çeken kısım yeni platform fikrini ve heyecanını yakın bulduğu, güvendiği gazeteci arkadaşlarına açtıktan sonra hiçbirinin yenilikçi bir alana girmeye cesareti ve kanımca vizyonu olmaması. Velhâsıl 20 Ağustos günü ilk Periscope açık oturumunu Ruşen Çakır yönetimimde Kadri Gürsel ve Levent Gültekin ile yapmışlar. Bu Türkiye’de yapılan ilk Periscope açık oturumu. Sloganları ise "Çünkü özgür". Bu son derece önemli kuşkusuz ancak Çakır kendini öyle ifade özgürlüğü savaşçısı gibi iddialı sıfatlarla tanımlamaya hiç niyetli değil. “Bu tür girişimler ana akım medyası güçlü ülkelerde de var” diyor. Evet gazeteciliğin tıkandığını belirtiyor tabii. Sürekli yenisi türeyen internet haber portallarının orijinal içerik üretmediğini, kes/yapıştır gazeteciliğinin baskın olduğunu, bu websitelerinin ancak internetin ilk yıllarında yeni sayılabileceğini söylüyor. Bugün artık Medyascope.tv geniş yelpazede açık oturumlarla YouTube’da da varlığını sürdürüyor ve izlenme sayısını her geçen gün arttırıyor.
Burada amaç ana akım medyada artık seslerini duyamadığımız pek çok kişiye kapı açmak, tüm fikirleri kucaklayıcı olmak, politikanın dışındaki alanlara, ilginç konulara girmek ve en önemlisi eli yüzü düzgün, bağımsız habercilik yapmak. Örneğin HDP binalarına saldırıların görsel kayıtlarını derhal Medyascope.tv’de görebilmek önemliydi. Ankara ve Paris katliamları gibi önemli olaylardan sonra hızlı gazetecilik reflekslerini de tanık olduğumu söylemeliyim. Şu aralar çözmeye uğraştıkları teknik sorunlarla yani amatör görünen stüdyolarını renklendirmek ve kamera açılarını farklılaştırmak gibi kaygılarla uğraşıyorlar. Ancak özgün içerik burada hayati önemde. Teknik sorunlar zaman içinde çözülür. Kanımca gönüllülük esasıyla işbirliği yapmak isteyen kişilerin heyecanı ile Medyascope.tv kısa zamanda farklı ve yenilikçi yerini pekiştirecek. İş modeli ve fon bulma gibi konular ise acele edilmeden planlanacak adımlar. Ruşen Çakır bir yurttaş gazeteci değil, olmak falan da istemiyor. Sosyal medyanın baştan çıkarıcılığına kendini kaptırmayacak, denetimsiz ve editoryal filtrelemeden uzak bir haber akışına prim vermeyecek kadar deneyimli bir gazeteci çünkü. Bir takipçisi olarak Medyascope.tv’ye sonsuz başarılar dilemek isterim. Umarım ana akım medyanın artık kirlenmiş sözlük anlamı bir gün böyle çabalarla yeniden temizlenir.