Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier. 25 Nisan, 2024. İstanbul. Fotoğraf: Bernd von Jutrczenka via German Press Agency (DPA)

Bir dönerin kırk yıl hatırı var

Her ne kadar bu sefer döner, Türkiye-Almanya ilişkilerini döndürmese de; bir gün devranın dönebileceği, tarafların gerçekten birbirini anlayabileceği ve göç sembolizmi ötesinde sağlam ilişkiler kurabilecekleri ümidi kaldı bu ziyaretten geriye…

SEZİN ÖNEY

26.04.2024

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın, iki ülke ilişkilerinin kurulmasının 100. yıldönümü için Türkiye’ye yaptığı ziyaretin yıldızı, “döner” oldu. Almanya’da yapılmış 60 kiloluk döner, donuk vaziyette Berlin’den başladığı yolculuğunu Tarabya’daki Büyükelçilik rezidansının bahçesinde tamamladı. Ve uluslararası ilişkiler tarihinin belki de üzerine en çok konuşulan döneri oldu.

Alman medyasında da yazıldığı gibi, Cumhurbaşkanı Steinmeier’ın gezisinden hafızalarda kalan, döneri kesmeye çalışırkenki görüntüleri olacak. Elbette, Steinmeier’ın ekibinin “döner” sembolizmi ile yapmaya çalıştığı, Türkiye ve Almanya’nın kültürel olarak nasıl iç içe geçtiği ve birleştiğinin mesajını vermekti. “Türkiye’ye gelirken yanımda getirdiğim bir Alman spesyalitesi olan döneri sizlere ikram etmek istiyorum” diplomatik mesajı, eleştiriler arasında kaybolup gitmişe benziyor.

Eleştiriler, genelde Almanya ve Türkiye’deki daha entelektüel, yazıp çizen çevreler arasında yoğunlaşmışa benziyor; akademisyenler, medya mensupları, yazarlar gibi taraflar, “döner diplomasisini” çok klişe ve “Türkleri dönere indirgeyen”-dolayısıyla da, küçümser tonda da buldular. Almanya’ya bilim, kültür sanat ve pek çok başka alanda katkıda bulunan Türkler varken, onları ön plana çıkaran bir ziyaret yerine neden dönerin ön plana çıkarıldığı sorgulandı.

Oysa, Steinmeier’ın heyetinde “Alman Türkleri” temsilen de güçlü bir kadro yer alıyordu: Federal Alman Meclisi/Bundestag Meclis Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz, Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) üyesi milletvekili Serap Güler, Hannover Belediye Başkanı Belit Onay, yazar Dinçer Güçyeter, oyuncu Adnan Maral ve DHL Express Almanya’nın yöneticisi Mustafa Tonguç gibi.
Hükümeti temsilen de, Maliye Bakanı Christian Lindner, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve İklimden Sorumlu Devlet Bakanı Anna Lührmann, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Niels Annen ve Maliye Bakanlığı Müsteşarı Heiko Thoms da, Steinmeier’ın heyetindeydi. Bu kalabalık ve güçlü heyet, Steinmeier’ın Türkiye ziyaretini hiç de dönere indirgemediğinin göstergesiydi aslında…

Farklı dönerler, farklı bakış açıları

Belki de, “bir yaprak döner” üzerinde kopan fırtına, Türkiye ve Almanya’nın ilişkilerinin temelinde olan anlayış farkları ve sorunlardan kaynaklanıyordu.

Türk ve Alman dönerleri de aslında birbirinden bayağı farklı. Almanya’da serpilip geliştiği haliyle döner, baharatlı soslu ve yeşilliklerle pide arası yenen bir sandviç.

İki ülkenin dönerleri birbirlerinden ne kadar farklıysa, birbirlerine yaklaşımları da farklı:
Almanya’nın Türkiye ile ilişkisinde hep vermeye çalıştığı ve artık klişeleşen mesaj, göçmenlerin entegrasyonunda ne kadar mesafe katedildiği, ne denli büyük bir başarı hikâyesi yaratıldığı. Bir tarafta Almanya’nın, Türkiye ile ilişkilerinde devamlı ön plana çıkardığı konu, göçün yarattığı bağlar. Öte yandan, Türkiye’nin Almanya olan ilişkisinde gözardı ettiği ve adeta “kapsama” alanı dışında kalan konu da tam bu…Diğer bir deyişle, “Türkiye kökenli Almanlar”, bir tarafın çok fazla ön plana çıkardığı; diğer tarafın da neredeyse tamamen gözden kaçırdığı bir odak noktası.

Türkiye’nin, Almanya’daki diasporasını öncelediği ve bağ kurduğu tek istisna da, AK Parti’nin bu grubu politize etmek için gösterdiği çabalar oldu. AK Parti’nin uydu siyasi gruplarını yaygınlaştırmaya çalışması ve Almanya’daki Türklerin Türkiye’nin genel seçimlerinde kendilerine oy vermesi için mobilizasyon organizasyonlarının da, iki ülke ilişkileri açısından pek müsbet sonuçlar verdiği söylenemez.

2017’de başkanlık referandumu döneminde Almanya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun miting sahası olmuştu. Bu durum karşısında da, Almanya, “Avrupa Birliği dışı ülkelerden gelen politikacıların, seçimlere üç ay kala siyasi toplantılar düzenlemesini, mitingler yapmasını” yasaklamıştı. Bu üç ayın dışındaki zamanlarda ise Almanya’dan izin alınması kararlaştırılmıştı. 2023 başında, bu sefer 14 Mayıs seçimleri yaklaşırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya yapmak istediği ziyarete Berlin yeşil ışık yakmamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kasım 2023’teki günübirlik Almanya ziyareti de yüksek gerilim hattında geçmişti.
Sonuçta, her ne kadar taraflar birbirlerine çok önem verdiklerini dile getirseler de; Ankara-Berlin ilişkileri, 10 yıldır derin dondurucuda; tıpkı, Berlin’den gelen donmuş döner kadar soğuk.

Bu ziyaret, Maliye Bakanı Christian Lindner’ın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Almanya’nın vize kolaylığı sağlayacağını duyurması gibi “nispeten defrost” sayılabilecek bazı somut sözlerin verilmesini sağladı. Öte yandan, Almanya heyetinin asıl ilgisi, CHP’nin yeni seçilen büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’e oldu.

Her ne kadar bu sefer döner, Türkiye-Almanya ilişkilerini döndürmese de; bir gün devranın dönebileceği, tarafların gerçekten birbirini anlayabileceği ve göç sembolizmi ötesinde sağlam ilişkiler kurabilecekleri ümidi kaldı bu ziyaretten geriye…