Piskopos Mariann Edgar Budde ve ABD’nin 47. başkanı Donald Trump.

Bizim DİB Başkanımız, Washington Başpiskoposu ve Trump (Devlet memurundan din insanı olmuyor)

Amerika’da kilise mensupları ücretlerini kilise gelirlerinden elde ediyorlar, devlet memuru değiller ve işte de tam bu nedenden başpiskopos herkesin gözü önünde dünyanın en güçlü (!!!) adamı denen Trump’ın suratına çok kibar sözlerle onun en kızacağı sözleri söyleyebiliyor; Trump’un onun görevine müdahale etme olanağı yok, yani Trump’a ABD Başkanı olarak saygısı var, ama korkusu yok

ESER KARAKAŞ

23.01.2025

Hiç kuşkusuz Türkiye’nin bugün en önemli konusu Bolu Kartalkaya felaketi.

Bu felaket, çok açık, birilerinin kulakları çınlasın, Türkiye yüzyılının kartviziti, mesele alçakça AKP (Kültür ve Turizm Bakanlığı) ve CHP (Bolu Belediye Başkanlığı) arsındaki bir yetki karmaşasına dönüştürülmek isteniyor, basın ve sosyal medya da buna meyyal ama konu hiç bu değil, temel konu sistemin bütününün, devletin, merkezi ve yerel yönetim ayaklarıyla, iktidarıyla, muhalefeti ile, siyasi sistemin bütünü, eski bir kelime kullanacağım, tefessüh etmiş olması.

Evet, bugünün konusu, çok acı, Bolu Kartalkaya faciası ama ben, bu facia konusuna dönmek üzere başka bir konuya gireceğim bugün.

Aşağıda aktaracağım konuyu çok ama çok önemsedim, bunu da belirtmek istiyorum.

Malum, Trump 20 Ocak günü yemin etti ve ikinci kez ABD başkanlığı görevine başladı.

Bir gün sonra, 21 Ocak günü ise yanında eşi, Başkan Yardımcısı ve eşi olmak üzere ABD başkenti Washington DC’de, Washington National Cathedral’inde Washington Başpiskoposunun gerçekleştirdiği kutlama ayinine katıldı.

Bu ayin bir tür ikinci başkanlık döneminin başlangıcının kutsanması ayin töreni.

Göreve yeni başlayan Trump’ın önünde Başpiskopos Mariann Edgar Budde, 1959 doğumlu bir din kadını, 2011’den beri Washington DC Başpiskoposu.

Konuşması, Trump için yapıyor bu konuşmayı, bir din insanı için mükemmel bir konuşma kanımca, darısı mesela bizim Diyanet İşleri Başkanına ve başka üst düzey DİB görevlilerine, bizim ilahiyat hocalarına.

Konuşmanın tamamına internet üzerinden, sosyal medyadan ulaşabilirsiniz.

Trump’ı herkes tanıyor, görüşlerini ve hassasiyetlerini biliyor ama bir de gelin şimdi Trump için yapılan ayin töreninde Başpiskoposun (Mariann Edgar Budde isimli kadın din insanı) Trump’a hitaben söylediklerine bakalım (özetle ve mealen ama internette tüm detaylar mevcut):

“-Sayın Başkan, Tanrıya inanıyoruz, milyonlarca insan size güveniyor ya da güvenmek istiyorlar.

-Milyonlarca insan, milyonlarca aile sizden merhamet (İngilizce mercy kelimesini kullanıyor Başpiskopos) bekliyor, cumhuriyetçi, demokrat, bağımsız milyonlarca ailenin eşcinsel, trans, LGBT grubu çocukları yaşama korkmadan devam edebilmek için sizden merhamet istiyorlar, size güvenmek istiyorlar, hayattan korkmamak istiyorlar.

-Ülkemizde hukuki durumları karışık milyonlarca göçmen var, bu insanlar tarlalarda bizim buğdayımızı üretiyorlar, işyerlerimizin temizliğini gerçekleştiriyorlar, bu insanlar suçlu değiller, vergilerini ödüyorlar, camilerimizin, sinagoglarımızın, kiliselerimizin, kendi inanç mabetlerinin çok düzgün takipçileri, inançlarının gereklerini yapıyorlar, çalışarak ekmek paralarını kazanıyorlar ve sizden de merhamet talep ediyorlar.

-ABD topraklarında doğan çocukları var bu göçmenlerin, bu çocuklar otomatik olarak Amerikan vatandaşı doğdular ama ABD vatandaşı olmayan, göçmen bürosuyla sorunları olan anneleri, babaları sınır dışı edilmekten çok korkuyorlar, çocukları da annelerinden, babalarından kopmaktan çok korkuyorlar ve hepsi sizden merhamet talep ediyorlar.”

Evet, Washington DC Nasyonal Katedralinin Başpiskoposu kadın din insanı bu sözleri Trump’ın ve yardımcısının gözlerinin içlerine bakarak söylüyor.

Bu arada Trump ve Trump’ın eşi suratlarında tuhaf ifadelerle dinliyorlar konuşmayı, Başkan Yardımcısı ve eşi ise hep dönüp dönüp “bu kadın ne diyor ya” dercesine birbirlerine bakıyorlar.

Başpiskoposun konuşması bittiğinde de Trump ve yardımcısı, eşleri din insanının elini sıkmadan ayrılıyorlar, bir gazeteci “Sayın Başkan, konuşmayı nasıl buldunuz?” diye soruyor, tuhaf bir ifade çıkıyor Trump’ın ağzından.

***

İzlediğim bu video beni hem etkiledi, hem çok düşündürdü.

Amerika’da kilise mensupları ücretlerini kilise gelirlerinden elde ediyorlar, başka bir ifade ile de vergi gelirlerinden maaş almıyorlar, devlet memuru değiller ve işte de tam bu nedenden başpiskopos herkesin gözü önünde dünyanın en güçlü (!!!) adamı denen Trump’ın suratına çok kibar sözlerle onun en kızacağı sözleri söyleyebiliyor; Trump’un onun görevine müdahale etme olanağı yok, yani Trump’a ABD Başkanı olarak saygısı var, ama korkusu yok.

Yazımın alt başlığında kullandığım “Devlet memurundan din insanı olmuyor” ifadesi işte tam da bu duruma uygun.

Bizde mesela Diyanet İşleri Başkanının, bir başka Diyanet görevlisinin (devlet memurları) Erdoğan’ın önünde böyle bir konuşma yapabilme ihtimalini siz yüzde kaç görüyorsunuz?

Çok sarih bir soru ile bitireyim yazıyı, dinî kökenleri ne kadar farklı olursa olsun, sizce bizim A8 düşkünü (“bana bir audi 8’i çok gördüler”) Diyanet İşleri Başkanı mı, bu Başpiskopos hatun mu daha iyi bir dindar?