“Bizim tek derdimiz Narin’in katillerinin ortaya çıkarılması”
Dosya kapsamında Narin’in öldürüldüğü gün dereye gömüldüğü dahi şüpheli hale gelirken, cesedin Salim Güran’ın arabasında dolaştırıldığı, mısır tarlasına saklandıktan sonra dereye gömüldüğü ihtimali de belirdi. Soruşturma sürecinde yaşanan ihmaller ise neredeyse unutuldu. Duruşmalara dair Diyarbakır Barosu’ndan avukat Nahit Eren ve Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç’le konuştuk
13.11.2024
Sekiz yaşındaki Narin Güran’ın Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü’nde vahşice katledilip, cesedinin saklanmasının üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Neredeyse tüm köy Narin’in akrabasıydı ve bu küçük köyde öldürülen Narin’in cinayet dosyasındaki tüm sanıklar da akrabası ve yakın aile dostları. Amca, aile reisi ve köy muhtarı Salim Güran, ağabey Enes Güran, anne Yüksel Güran ve cesedi Salim Güran’ın talimatıyla Eğertutmaz Deresi’ne sakladığını iddia eden aile dostu Nevzat Bahtiyar, savcılığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyorlar.
8, 9 ve 10 Kasım 2024 tarihlerinde Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalar sonucu mahkeme, 26 Aralık 2024 tarihine ertelendi. Mahkemeye Diyarbakır Barosu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da müşteki olarak kabul edildi. Üç gün süren duruşmalarda sanıkları çapraz sorguya alan avukatlar, aile bireylerinin tüm çelişkili beyanlarını bir kez daha gözler önüne serdiler. Güran ailesi sanıkları, tek suçluyu Nevzat Bahtiyar olarak göstermeye çalışırken, Nevzat Bahtiyar yine ifadesini değiştirdi. Dosya kapsamında Narin’in öldürüldüğü gün dereye gömüldüğü bilgisi dahi şüpheli hale gelirken, küçük kızın cesedinin Salim Güran’ın arabasıyla bir süre dolaştırıldığı, mısır tarlasına saklandıktan sonra dereye gömüldüğü ihtimali de belirdi. Soruşturma sürecinde yaşanan ihmaller ise neredeyse unutuldu. Duruşmalarda yaşanan gelişmelere dair Diyarbakır Barosu’ndan avukat Nahit Eren ve Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç’le konuştuk. Güleç ve Eren; kamuoyunun merak ettiği pek çok ayrıntıyı anlattılar.
Nahit Eren: Narin’in naşında karasal larvaların bulunması şüpheli
> Duruşmalarda verilen ifadelerin de çelişkili olduğunu görüyoruz. Sizin gözleminiz nedir hukukçu olarak?
Hem sanık hem de tanıkların hazırlık aşamasında birden fazla ifadesi alınmıştı. Bu ifadeler birbiriyle çelişkiliydi. Duruşmada dile getirilen ve mahkeme kayıtlarına geçen ifadelerle önceki ifadeler arasında yine olay kurgusu, yer ve zaman açısından ciddi çelişkiler yaşandı. Anlatımlarda; saatler, yerler, bir araya geliş sebepleri çelişkiliydi.
> Aile omerta yasası uygulamaya devam mı ediyor?
Yargılama devam ettiğinden, bu aşamada herhangi biri için bildiklerini ifade etmiyor, demem doğru olmaz ama HTS ve baz kayıtlarına göre olay yerinde olanların, hâlâ hiçbir şey görmediklerini ifade ettiklerini söyleyebilirim.
> Salim Güran ve avukatları ısrarla bazı kayıtlarının yanlış olabileceğini söylüyor. Daraltılmış baz kayıtlarında bir hata payı olabilir mi gerçekten?
Duruşmada, taşıdığımız telefonların bizler açısından bir ayak izi olduğunu söyledim. Bugünün teknolojik koşullarında, telefonumuzdaki herhangi bir GPS ya da internet uygulaması üzerinden çok rahat şekilde nokta atışı yer tespiti yapabiliyoruz. Birini aradığımızda konum atmasını rica ediyor ve konuma gidip kişiyle temas edebiliyoruz.
Tavşantepe Köyü’ne dair raporda; olay saatlerinde dört sanığın da Narin’in coğrafik anlamda bulunduğu yerde olduğu belirtiliyor. Bu bilginin bilimselliği, alınan matematiksel verilerin ve GPS bağlantılarının sağlıklı olup olmamasıyla ilgilidir. Bizler, olası yanılma payını incelemek için konunun uzmanlarıyla iletişime geçtik. Şunu öğrendik; tek bir baz istasyonunun olduğu bölgede, konum tespiti güç ama en az üç baz istasyonunun olduğu bölgede sağlıklı bir tespit yapılıyor. Tavşantepe Köyü’nde yirmiye yakın baz istasyonu var ki bu bilgi dosyaya gelecek. Köy, konumu itibarıyla hem Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinden hem merkez Bağlar ilçesinden hem Çarıklı’dan hem de üniversiteden baz alıyor. Baz istasyonlarındaki geçişler, kapsama alanı itibarıyla hareketleri daha çok somutlaştırıyor.
> Siz mahkemede Narin’in adli tıp raporundan yola çıkarak, vücudunda bulunan karasal larvalardan ve cesedin ya da bir parçasının karayla temas etmiş olabileceğinden bahsettiniz. Ne anlama gelir bu veri?
Narin’in bedeninde larvalar vardı. Larvaların incelenmesi, cinayet tarihi ve saatini ele verir. Rapordaki larva değerlendirmesine göre; larvalar karasal özelliğe sahip. Bu bize, Narin’in bedeninin bir kısmının karasal bir alanla temas halinde olduğunu gösteriyor. Biz; karasal bir yerden alınıp, sulu bir yere ya da sulu bir yerden karasal alana götürüldüğüne dair iddiada bulunmadık. Farklı bir şeyi ispatlamaya gittik. Nevzat, Narin’i sakladığını iddia ettiği yerde yarım saate yakın bir süre geçiriyor ama yaptığı işlem, birkaç dakikayla sınırlı. Gizlediği yere, herkes çok rahat şekilde ulaşabilir. Aynı bölgede naaşın yer değişikliğinin yapıldığını iddia ediyorum. Çünkü video kayıtlarına göre Nevzat’ın Narin’i o bölgeye götürüp saklaması söz konusu ama hangi nokta olduğu konusunda emin değiliz. Araçtan indikten sonra, dört beş dakika yürüyerek nereye gittiğini bilmiyoruz. İlk saklandığı yerin, bulunduğu yer olduğu konusunda şüphelerimizi ifade ettik.
> Bu konu kamuoyunda da tartışılıyor. Nevzat kamera kayıtlarına takılan görüntüde bölgede keşif yapıyordu, o sırada ceset Salim Güran’ın arabasındaydı, akşam mısır tarlasına gömüldü ve Salim Güran, köyde elektriklerin kesildiği gece cesedi dereye yerleştirdi. Zira Nevzat, cesedi arabasında taşıdığını söylemesine rağmen araçta Narin’in DNA’sı çıkmadı. Bu senaryoya ne dersiniz?
Nevzat Bahtiyar’ın aracından Narin’in DNA’sının çıkmadığı doğru. Tabii bu da bir yorum lakin Nevzat yıllardır o köyde yaşıyor ve bölgeyi biliyor, keşif yapmaya gerek duymaz. Baz istasyonu verisine göre Salim, akşam aracıyla dereye yakın bir mısır tarlasına gitmiş. Aracın plakası tespit edilemese de o bölgeye gittiğine dair kamera kayıtları mevcut.
> Bunların dava sürecinde netleşmesini bekliyoruz artık. Diyarbakır Barosu’nu taraf olarak kabul ettiği için mahkeme başkanına teşekkür ettiniz. Gözlemlediğim kadarıyla başkanın sorgusu da başarılı. Özellikle Enes’in saat saat nerede olduğuna, karakterine ve ruh haline yoğunlaşan sorular sordu tanık ve sanıklara. Katilin Enes olduğunu, diğerlerinin ise cesedi yok etmede iş birliği yaptıklarını mı düşünüyor acaba?
Şu anda mevcut delillere göre dört kişi bu cinayetten yargılanıyor. Bir boğma vakası söz konusu ve bu fiilin bir kişi tarafından gerçekleştirildiği konusunda şüphe yok. Bu kişi kim, yanında kimler var, kimler boğma iradesine sahip, bunlar yargılama sürecinde açığa çıkacak.
> Üçüncü günün sonundaki konuşmanızda; anne oğlunu korumak istiyor, demiş ve Enes’in olay mahallinde olmadığını gösterecek ifadeler verildiğini vurgulamıştınız…
Sanık ve tanıkların anlattıkları olay örgüsü içerisindeki ilişkilerin ya da temasların gerçekliğine dair yoğun çelişkiler var. Mesela bir tanık, 200 metreyi araçla gittiğini anlatıyor ama birini, 200 metre mesafedeki evine bırakmak için aracın çalıştırılması mantıklı değil. Kişinin araca binmesi, motorun çalıştırılması ve hareket etmesiyle geçen süre, eve yürüyerek gitme süresiyle aynı. Bu da bize; birilerinin cinayet anı ya da cinayet sonrasına dair tanık ve ilişki alanı oluşturduğu izlenimi verdi.
> Arif Güran enteresan şekilde ısrarla Dara 2 ve kayıt yapmadığı söylenmesine rağmen Şahingöz kameralarının kayıtlarını istedi, 26 Aralık’taki mahkemeye gelecek mi bu kayıtlar?
Soruşturma dosyalarına birçok yerden kamera kaydı alabilirsiniz. Kamera kayıtlarında olay örgüsüne dair şüphe çeken bir görüntü varsa bu, dosyaya girer. Soruşturma dosyasında zaten Dara 2 kamerasının görüntüleri vardı. Bu görüntüler incelendi ama dosyada kolluğun iyileştirmeleriyle yer aldı. Mesafenin uzak olduğu, yakınlaştırsanız bile herhangi bir şeyin tespit edilemediği değerlendirmesi yapılmıştı. Hepimiz isteriz ki görüntü kaydı olsun ve fail açığa çıksın.
Şahingöz konusunda ise yanlış bir bilgi var, düzeltmek isterim. Şahingöz; ekrana anlık görüntü yansıtan ama kayıt özelliği olmayan yani askerî bölgeye bir saldırı olursa ekranda görmek ve anında müdahale etmek için kullanılan bir kamera. Şahingöz’ün hemen yanında zaten mobese’yle az önce bahsettiğimiz kamera var ve onların kayıtları mevcut. Biri hareketli, biri sabit. Savcılık duruşma esnasında bu görüntüleri izletti. Görüntülerin iyileştirilmiş hallerinde dahi bir veri olmadığını gördük. Tabii sanık avukatları, görüntüler üzerinde farklı bilimsel ve teknik çalışmaların yapılacağını iddia ediyorlar. Umarım gerçekten kamera kayıtlarını iyileştirecek bir teknolojik altyapı bulunur ve bilgi somutlaşır.
> Soruşturma sürecinde Salim Güran başta olmak üzere aile bireylerinin, telefon kayıtlarını sildiklerini öğrenmiştik. Bu bilgi dosyada net olarak yer aldı mı?
Evet, bu bilgi dosyada sabit. 5-6 aile bireyi kayıtlarını silmiş. Hatta henüz aileyle ilgili bir şüphe oluşmamışken silmişler. Zaten dikkat çeken de bu. 22’sinde silen de var, olay tarihinde ya da Narin’in kaybolduğu tarihten iki gün sonra silen de. İlginç olan, amca Salim’in telefonunda sesli görüşmeleri kaydeden bir sistem var. Elimizdeki HTS kayıtlarıyla iletişim kurduğu insanlar belirlendi. Fakat bu kişilerden bir kısmının kaydı yok. Örneğin yirmi kişiyle iletişim kurmuş ama sadece onunun ses kaydı var. Biz bunların silindiği iddiasındayız.
> Diyarbakır’ı iyi bilen biri olduğunuz için de soruyorum; Tavşantepe gibi küçük bir köyde köylülerin teknik takip konusunda bilgiye sahip olmaları mümkün mü? Dışarıdan destek almış olabilirler mi?
Duruşmada kendilerine de soruldu. Bu konuda yorum yapmam doğru olmaz. Arama kayıtlarını silmek zor bir şey değil, yeniden getirilebiliyor. Özellikle HTS kayıtlarında kimi aradığınız ortaya çıkar. İnternet uygulamaları üzerinden yapılan aramaların kayıtlarının geri getirilmesi ise zor.
> Peki, Nevzat’ın iki tane telefon hattı mı var?
Duruşmada birkaç hattı olduğunu söyledi, net olarak bilmiyorum.
> Soruşturma bana göre iki bölüme ayrılıyordu. İlk aşama; jandarmanın varlık gösteremediği, ailenin aramaya dahi katıldığı ve yerel güçlerin aileyi koruma yönünde soruşturmaya müdahale ettiği kuşkusunun oluştuğu süreçti. Sonrasında farklı nedenlerle veya kamuoyunun baskısıyla soruşturma merkezileşti ve Ankara’dan özel ekipler sürece dahil oldu, ceset bulundu, tüm aile gözaltına alındı. Aileyi koruyan yerel güçler arasında Galip Ensarioğlu’nun da bulunduğuna dair şüphelerim var. İlk aşamada yaşanan ihmaller konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Elimde bu konuda somut bir veri bulunmadığı için değerlendirme yapmam doğru olmaz ama soruşturma aşamasında geciken bulma işlemi, Narin’in üzerindeki DNA kayıtlarının yok olmasına vesile oldu. Daha erken, 3-4 gün içerisinde bulunmuş olsaydı, adli tıp uzmanları, çantası veya elbiseleri üzerinde, Narin’e temas etmiş kişilerin DNA kalıntılarını tespit edebilirlerdi. Su, DNA kalıntılarını çok çabuk yok ediyor.
Güleç: Diyarbakır Barosu, sanıkların çelişkilerini ayyuka çıkardı
> Diyarbakır Barosu, mahkemede ekip olarak yer alıyor değil mi?
Evet, ben aynı zamanda müştekiyim. Baroyu temsilen de şikayetçiyim. Ekip olarak avukatlarımızla birlikte duruşmadaydık.
> Duruşmalara sanık ve tanıkların çelişkili ifadeleri damga vurdu yine, ne dersiniz?
Eski dediklerini tekrarladılar ama baro olarak bizim avukatlarımız, dosyaya çok iyi hazırlanmıştı. Dosyadaki en ufak bir ayrıntının dahi üzerinde çalıştık. Bu nedenle çapraz sorguda avukatlarımız, sanıkların ifadelerindeki çelişkileri daha da derinleştirdiler. Çelişkileri ayyuka çıkan sanıklar; “Bilmiyoruz, hatırlamıyoruz.” gibi ifadeler vermek zorunda kaldılar. Bu durum bir kanaat oluşturur. Eğer unutulmaması gereken bir konuda; sırf cezadan kurtulmak için “Unuttum, hatırlamıyorum.” şeklinde yanlış beyan verilirse hem kamuoyu gözünde hem de mahkeme nezdinde bir kanaat oluşur. Duruşmalar sonucu, bizde de, toplumda da bu kanaat oluştu. Müşteki vekilleri, tanıkları ve sanıkları başarılı bir avukatlık pratiğiyle sorgulayarak, onları itirafa zorladı, çok ciddi çelişkilerle tutarsızlıkları, daha da görünür kıldı.
> Mesela, Enes, gizli aile toplantıları yapmadık, derken diğer sanıklar aile toplantısı yapıldığını söylediler. Enes’in üstüne mi yoğunlaşmak lazım, nasıl yorumlarsınız?
Tabii sonuçta iddianame ve iddianameye göre toplanan deliller var önümüzde. Kovuşturma aşamasında da mahkemenin talep edeceği kayıtlar ve deliller olacak. Belki farklı tanıklar da ortaya çıkabilir. Her ne kadar bazı tanıklar inkar etse de aile toplantılarının yapıldığı net bir şekilde ortada. Biliyorsunuz tanıklar, olay saatinin yanlış söylenmesi noktasında sanıklar tarafından yönlendirilmiş. Tanıkların, özellikle Salim Güran’ın telkiniyle yanlış yönlendirildiği dosyada mevcut. Yine dosyada yer alan ve daraltılmış baz çalışmasıyla ulaşılan tespitlerden biri de; Narin’in 15.00’te patikadan evine doğru gittiği sırada, sanıkların dördünün de o evde olduğu. Bir süre sonra evden Narin’in cansız bedeni çıkıyor ve Narin kızımızın cansız bedenini gömüyor, saklıyorlar. Bu ciddi bir delil. Herhangi bir sanık “Cinayeti ben işledim, ben öldürdüm.” demiyor ama sonuçta dört kişiye dava açıldı.
> Mahkeme başkanı, Salim Güran’ın eşine “Saat 14.00’te Narin sizin evinizden koşarak uzaklaşıyor, orada ne gördü?” diye sordu. Narin’in, amcasının evinde saat 14.00’te gördükleri üzerine, kendi evinde 15.15’te öldürülmüş olma ihtimali var mı?
Narin amcasının evine gidiyor ve iki dakika sonra koşarak ayrılıyor. Bu koşmayı nasıl yorumlamak lazım, orada ne gördü, bilinmiyor. Ancak tahmin yürütebiliriz. Kamera kaydı dışında elimizde bir kanıt yok.
> Duruşmalarda mahkeme başkanının dosyaya hakimiyetini ve sorgusunu olumlu buldum, siz nasıl değerlendirdiniz?
İyi bir mahkeme süreci geçirdiğimizi düşünüyoruz. Diyarbakır Barosu olarak yoğun çağrı ve gayretimiz sonucu, davaya müdahil olma ve katılım talebimiz kabul edildi. Müşteki sıfatıyla davanın takipçisi olma hakkını elde ettik. Bu başarı, Türk yargı tarihinde bir ilk olsa gerek. Sonuçta bizim tek derdimiz, Narin’in katillerinin ortaya çıkmasıydı. Talebimizin kabul edilmesi, Narin’in katillerini ortaya çıkmak için elimizi güçlendirmiş oldu. İşimiz biraz daha kolaylaştı, diyebiliriz. Mahkemenin talebimizi kabul etmesi, kuşkusuz önemliydi. Mahkeme; yasaya, mevzuata ve dosyaya hakimdi ve duruşmanın aleniyetini gerçekleştirerek iyi bir performans ortaya koydu. Çapraz sorguda kısıtlayıcı ve engelleyici olmadı. Diyarbakır Barosu da sanıkları ve tanıkları sorgulayarak, çelişkileri tek tek ortaya çıkardı. Ayrımcılık yapılmadı ve bu hak, sanık müdafilerine de verildi. Silahların eşitliği ilkesi uygulandı.
> Eksik bulduğunuz bir tutum oldu mu?
Diyarbakır Barolar Birliği ile kadın kuruluşlarının davaya katılım talepleri reddedildi. Bu, ciddi bir eksiklikti. Buna rağmen Diyarbakır Barosu’nun katılım talebinin kabul edilmesini, önemli bir aşama olarak görüyorum.
> Bizler de emekleriniz ve çabanız için teşekkür ederiz. Peki, 26 Aralık’ta görülecek duruşmada ve sonrasında neler yaşanır?
26 Aralık’taki duruşmada karar çıkmaz. Muhtemelen taraflar süre isteyecektir. Eğer dosyada araştırılacak başka bir husus kalmamışsa, toplanacak bir delil yoksa ve dinlenecek bir tanık bulunmuyorsa mahkeme, iddia makamına ve bizlere mütalaa için dosyayı tevdi eder. Mütalaadan sonra mahkeme, taraflara savunma yapmaları için uygun bir süre verir. Savunmalardan sonra ise karar verilir ve mahkeme biter.