Blokzincir ve Gazetecilik: Son gelişmeler
Blokzincirle ilgili iddialardan birisi güven inşaasını aracı bir kurumdan alıp vatandaşlararası hâle getirebilme potansiyelidir
22.08.2019
Bernat Ivancsics imzalı Gazetecilikte Blokzincir raporu bu alandaki en derli toplu çalışma olarak gözüküyor. Burada raporun bir kısmını özetleyerek sizlere sunacağım.
Medya örgütlerinin blokzincir kullanmanın sonuçlarıyla ilgili çalışmada bulgular üç ana başlıkta toplanıyor:
1- Editoryal amaçlar ve reklam alanında kullanılmak üzere denetlenebilir (ve resmî olarak onaylanabilir) veritabanı çözümlerine sahip olunabilir,
2- Kriptopara tabanlı iş modelleri geliştirebilir,
3- Blokzincir tabanlı dosya sistemlerinde konulmak sûretiyle kamusal veriye erişim mümkün olabilir.
Bu üç maddeyi kısaca açarsak:
1- Blokzinciler bir haberin yayın zamanı, etiketleri vb önemli metaverisinin saklanabileceği güvenli kayıt defterleri olarak editoryal sürece katkıda bulunabilir. Dijital reklamcılığın genelde denetlenemeyen süreçlerine karşı güvenilir reklamverenlerin kaydının tutulduğu ve reklam içeriğini saklanabileceği bir mekanizma olarak pazarlama departmanına da destek olabilir. Haber yapımın her sürecinin güvenli ve değiştirilemez bir şekilde kayıt altına alınması sayesinde özellikle spam ve yalan haber yüzünden medya kurumlarına giderek azalan güven yeniden inşa edilebilir.
2- Muhabirleri, katılımcıları ya da okuyucular yapılan belli görevler üzerinden kriptopara ile ödüllendirmek de mümkün olacaktır. Okuyucuların token’lar ile yaptıkları tercihler reklam verme kalıplarını da dönüştürebilir. Token’ların merkezî bir şekilde belirlenmemesi ve değiştirilemez oluşu kullanıcılar gözünde güvenilirliliği artıracaktır. Tabii burada token’lara atfedilen değer bu sistemin işleyip işleyemeyeceğini belirleyecek. Sistemin aktörleri yani editörler, muhabirler, serbest gazeteciler, okuyucular tercih edilen token sistemine değer verirse işleyiş başarıya ulaşacaktır.
3- Son olarak, devlet tarafından yaratılan blokzincirler ile vatandaşların kamusal verisi dağıtık dosya sistemleri ve akıllı sözleşmeler sayesinde kamuyla paylaşılabilir. Bu da araştırmacı gazeteciler için yepyeni bir bilgi kaynağı haline gelir. Böylece, gazeteciler bilgi talebi başvurusunu blokzincir üzerinden yapar ve tüm süreç değiştirilemez şekilde kayıt altına alınır. Bu son anlatılan ancak gelecekte olabilir ama olasılığı yüksek bir gelecek….
Yazının blokzincir tanımıyla ilgili kısmını atlıyorum. Bu konuda okuyucu çeşitli şekillerde bilgi bulabilir. Hattâ henüz yapım aşamasında olan ama yine de epey bilgi bulunan şu site üzerinden de bilgilenebilir. Veriyi güvenli, kırılması kriptografik olarak şimdilik epey zor görünen bir şekilde depolayan blokzincirde depolanan veriyi değiştirmek zor olduğu gibi P2P şeklinde kamusal alanda erişime açık oluşu nedeniyle az görülür bir şeffaflık da vardır. Blokzincirle ilgili önemli iddialardan birisi güven inşaasını aracı bir kurumdan alıp vatandaşlararası hâle getirebilme potansiyelidir. Bir bakıma yeni sosyal sözleşme fikrinin temellerini atabilir. Bununla birlikte yazarın da vurguladığı üzere blokzincir uygulamaları hâlâ deneme aşamasındadır. O yüzden nerelere evrileceğini ve ne gibi sonuçlar doğuracağını hep birlikte göreceğiz.
Yazıya göre blokzincirin üç ana amacı var:
— “Blok” denen konteynerler içinde küçük miktarlarda verinin depolanması.
— Saklanan veriyle ilgili her türlü değişikliğin takip edilebilmesi – her değişiklik yeni bir veri olarak bloklara kaydedilip, bloklar birbirine “zincir” şeklinde değiştirilemez şekilde eklemleniyor.
— Verinin ve uğradığı tüm değişikliklerin tüm kullanıcıların üzerinde anlaşabileceği şekilde güvenli şekilde kaydedilmesi. Bu kayıt sürecine verinin nasıl depolandığı, korunduğu ve süreçte değişiklik yapılamaması dahildir.
İşte tam bu noktada kriptografi, proof-of-work (talep edilen bir iş için gerekli eforun sarfedildiğini kanıtlayan gösterge) ve topluluk konsensüsü devreye giriyor. Birçok blokzincir örneğinde dördüncü bir unsur daha devreye giriyor: Verinin depolanmasına, takip edilmesine ve güvenli olarak saklanmasına vb. katılımını teşvik etmek (incentive). Bu son unsur madenciler ve paydaşlar meselesiyle ilgili.
Popüler Blokzincir tanımlarının çoğunda geçen anahtar kelimeler şöyle sıralanabilir: adem-i merkeziyet (decentralized), değişmezlik (immutable), şeffaflık, dağıtık [hesap] defteri (distributed ledger) ve güvenli ağlar. Yani kısaca denmek isteniyor ki verinin öyle bir kaydı tutulsun ki bakan herkes veriyi aynı şekilde görebilsin, bu veri zamanla değişmesin ve verinin tüm tarihçesi yine herkes tarafından görebilsin. Blokzincir dünyasında güven ve hafıza blok blok inşa edilmektedir.
Burada okuru özellikle ilgilendirecek unsurlardan birisi blokzincir türlerinin herkese açık ya da özel türlerinin olduğudur. Özel blokzincirler amaçlanan misyona göre güven duygusunu artırabilir ama ağ kapalı olacağından daha sınırlı bir işlem sözkonusudur. Bitcoin vb kriptoparalar açık blokzincirlere dayanırlar ama bunların ihtiyaç duyduğu işletim gücü maliyeti o kadar yüksek olabilir ki genelde gazetecilik projelere özel blokzincirlerle başlamayı tercih ederler. Özellerde ağa katılım için bazı prensipler dayatmak da mümkün olmaktadır.
Bizzat gazetecilik bağlamında kullanıma dönecek olursa rapor yazarları blokzincir kullanım biçimlerini üçe ayırıyor:
1- Hedeflenmiş Çözümler. Burada gazeteciler blokzincir temelli bir hizmetten yardım alıyorlar. Bu hizmetler içeriğin güvenli bir şekilde yayın zamanını ve diğer meta verilerini saklıyor. Dijital reklamların gösterim sayısı doğru bir şeilde takip edilebiliyor. Böylece sahte istatistiklerle gazetecilerin ve reklam verenlerin aldatılmasının önüne geçilebiliyor.
2- Hibrid Çözümler. İlk kullanım biçimlerine ek olarak özel blokzincirler üzerinden kriptopara kullanımıyla bir iş modeli geliştirme denemeleri.
3- Henüz çok erken olsa da gazetecilerin kamusal bilgiye erişimi. Bunun için devletlerin enformasyonu dijitalleştirip blokzincir temelli arşivlere yüklemesi gerek. Tamamen dijitalleştirilip halka açılmış ve erişimi otomatize edilmiş arşivler sayesinde bilgiye erişim talepleri, sızıntılar ve sızıntıcılar tarihe karışabilir. Tabi raporun yazarları da bunun biraz ütopik olduğunu kabul ediyorlar. Ama kamuya bu şekilde açılmış arşivlerden gazetecilere iyi malzeme çıkacağı kesin gibi.
Hedeflenmiş çözümler bağlamında faaliyet gösteren girişimler arasında Po.et, AdChain, SocialFlow sayılabilir. Po.et blokzincir üzerinden metaverinin güvenli bir şekilde takip edilebilmesini sağlıyor. Doğal müşterileri medya şirketleridir. İçerik üreticileri içeriklerinin illegal bir şekilde kopyalanmasına karşın bu şekilde içeriğin yayılmasını takip edebilirler. Aslında Po.et henüz intihale çözüm bulmuş değil. Aynı içerik daha sonra tekrar sisteme girilebilir. Ama en azından ilk giren kayda geçmiş oluyor. Po.et daha çok orjinal içeriğin keşfini hedefliyor, içeriğin kopyalanmasını daha az önemsiyor şu aşamada. Po.et’in kullandığı teknik altyapıya dair bilgiler için en başta bağlantısını verdiğim rapora bakabilirsiniz. Alanındaki en büyük blokzincir şirketlerinden ConsenSys’in fonladığı ise AdChain üzerinden reklam satışlarının ve takibinin güvenli bir şekilde blokzincir üzerinden yapılabilmesini amaçlıyor. Biraz oyunsal temalar taşısa da sistemin nihai olarak işlemesi reklamverenlerin ve medya şirketlerinin böyle bir modele yanaşıp yanaşmamasına bağlı. Dijital reklam sektöründe Google ve Facebook’un hakimiyetini kırmak zor ama bir yandan da büyük bir ihtiyaç var alternatiflere.
Hibrid çözümlere en güzel örnek olarak – dönüp dolaşılıp – Civil gösteriliyor. Burada Civil ile ilgili birkaç yazı çıktığı için artık Civil’e tekrar değinmeyeceğim. Çıkışındaki popülerliğini ve iddialarını kaybetmiş olsa da Civil altyapısı şu anda birçok medya kuruluşuna destek veriyor.
Devletlerin kamuya bilgi vermesi bağlamında ise en iyi örnek E-Estonia olarak görülüyor. Estonda devleti tüm kamusal arşivleri blokzincir’e dayalı bir dijital arşive geçirmiş bile. Veritabanlarındaki her türlü değişiklik kamuya açık şekilde kayda alınıyor. Bulut bilişim tabanlı akıllı sözleşmelerin uygulamaya geçmesiyle özel sektör ile devlet ihaleleri arasındaki boşluğun da giderilmesi planlanıyormuş. Bulut bilişim son on yılda yaygın olarak kullanıma başlandı ama buna bir de blokzincir katmanı eklemek biraz daha çaba gerektiriyor. Gelecekte bir gün bilgi talebi yerine gazeteciler doğrudan veritabanlarına erişim sağlayabilir. Tabii her erişim de kayda girdiğinden bu sefer de haber atlatmak isteyen gazetecinin işi zorlaşabilir — devletlerin veritabanlarını dijitalleştirip erişime açması gerçekleşirse (!).
Blokzincir yeni bir teknoloji olarak potansiyeller taşıyor. Kendi içinde de birçok alt teknolojiden bahsedilebilir. Örneğin “akıllı sözleşmeler” gazeteciler için özellikle kullanışlı olabilir. İlk olarak tamamen herkese açık bir şekilde ortaya çıkan blokzincir fikrinde şimdi özel ağlar da tahayyül edilebiliyor ki editoryal süreçler dikkate alındığında bunun medya şirketleri için daha faydalı olduğu düşünülebilir. Bernat Ivancsics’in raporu hem bu teknoloji hem de medyacılar için kullanım biçimlerinin geniş bir özetini içerse de nihaî olarak somut bir öneride bulunmuyor. Blokzincir ile ilgili teknolojilerin ve bunlara dair medya kullanımlarının nasıl evrildiğini hep birlikte göreceğiz.