Bu kararla sansürlenenler bu başlığa sığmaz
Öldürülen Savcı Kiraz’ın rehin alındığı sırada çekilen görüntülere erişimin engellenmesi kanuna aykırı, ölçüsüz, tutarsız ve siyasi…
05.04.2015
İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 3 Nisan 2014 tarihli kararıyla yerli ve yabancı basında yer alan 78 haber, 10 Twitter hesabı ve 54 Twitter statüsü, 4 Facebook içeriği ve 16 YouTube videosuna erişim engellendi.
Engellenen 166 URL adresinin hepsi, 31 Mart günü rehin alınan, ve daha sonra yapılan operasyon sırasında öldürülen Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alındığı sırada çekilen görüntüler hakkında.
Bu karar, Türkiye’deki toptan sansür anlayışını ve uygulamadaki sıkıntıları gösteren yeni bir örnek: Karar kanuna aykırı, Twitter kendisine tebliğ edilmemiş olan kararı uygulamak için kullanıcılarına baskı yapmış, karardaki sansürün kapsamı ölçüsüz ve tutarsız, ayrıca taşıdığı siyasi nitelik Türkiye’de yargının bağımsızlığını ve basın özgürlüğünü bir kez daha kuşkuya düşürüyor.
166 URL içeren karar otomatik olarak uygulanmış
11 sayfalık karar [PDF] 3 Nisan günü saat 17.03’te İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nden faks yoluyla Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilmiş. 5651 Sayılı kanuna göre erişim sağlayıcılar bu tür kararları 4 saat içinde uygulamak zorunda.
Twitter ise hemen aynı akşam, Türkiye saati ile 22:39’da kararın bir kopyası ile birlikte kullanıcılarına Türkçe olarak şu e-postayı göndermiş:
“Sayın Twitter Kullanıcısı:
Twitter, @[ismi gizledim] kullanıcı adlı hesabınıza referans veren bir mahkeme kararı aldı [ektedir].
Sizi hesabınızdaki karara konu içerikle ilgili bilgilendirmek amacıyla yazıyoruz. Twitter platformunun Türkiye’den erişime engellenmesini önlemek ve hizmetlerimizi kullanıcılarımıza erişilir kılmaya devam etmek için aşağıdaki içeriğe Türkiye’den erişimi engelledik:
https://twitter.com/[ismi gizledim]/status/[numarayı gizledim]
Halihazırda söz konusu karara karşı Türk mahkemeleri nezdinde ifade özgürlüğü temelinde itiraz etmeyi planlıyoruz. Siz de Türk mahkemeleri nezdinde karara karşı itiraz etmek niyetindeyseniz, lütfen 48 saat içerisinde cevap göndererek bizi bilgilendirin ya da avukatlarınızın bizimle irtibata geçmesini sağlayın. Mahkemenin itirazımızı kabul etmesi halinde içeriğe erişimi en kısa sürede yeniden sağlayacağız.
Saygılarımızla,
Twitter”
Kararı Twitter hesabından dün duyuran bilişim hukukçusu Yaman Akdeniz, sorum üzerine kararın Twitter’a tebliğ dahi edilmediği açıkladı. Hukukçu Kerem Altıparmak da hükümetin Twitter’dan artık şikayet etmiyor oluşunu Twitter’ın Türkiye’de sürdürdüğü “açık kalmak için sansür politikası”na bağlıyor, Twitter’ın bu kararı uygulamaması gerektiğini söylüyor.
Diken’in haberinden de görülebileceği gibi, daha 24 saat bile dolmadan, sorgusuz sualsiz, ve itiraz süreçleri de beklenmeden, tek kararla 166 farklı URL adresi en çabuk şekilde sansürlenmiş. Kararla erişime engellenen İngiliz yayın kuruluşları da buna dahil.
Sadece Türkiye mahkemelerinin kararlarına uymakla yükümlü olmayan Twitter da, sanki Türkiye’deki bir erişim sağlayıcı gibi davranarak kararı uygulamaya sokmuş.
Kararı veren kurum tarafsız mı?
Kararı veren hakim Bekir Altun kamuoyu tarafından bilinen bir isim. Radikal’den Fatih Yağmur’un haberine göre Altun, Selam örgütüne karşı yürütülen soruşturmadaki dinleme kararlarını imzalamış, daha sonra da soruşturmayı yürüten polisler hakkında tutuklama kararı vermişti.
Altun, 20 Ocak 2014’te Twitter’da bu haberi paylaşanların sansürlenmesi için şikayette bulunmuştu. 9 gazeteci, 3 haber sitesi, 1 ulusal gazete ve 1 basın yayın örgütünün Twitter hesaplarının da aralarında bulunduğu 38 içeriğin sansürlenmesine dair detaylı bir analize şu adresten ulaşabilirsiniz.
Hükümete yakın olan basın kuruluşları ise Bekir Altun’u “17 Aralık darbe planını bozan hâkim” olarak aktarıyorlar.
Tüm bunlar yargının tarafsızlığına gölge düşürüyor.
Kararın dayandırıldığı kanunda öyle yazmıyor
Karar pek çok açıdan kanuna aykırılık taşıyor. Bunlardan ilki, kararda atıf yapılan 5651 sayılı kanunun “8/2 ve 9” maddeleri. Madde 8’de erişim engeli kararı verilebilecek suçlar listelenmiş: İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya sağlık için tehlikeli maddelerin temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar ve Atatürk'e karşı suçlar.
Mahkemenin atıfta bulunduğu Madde 8/2 ise bu erişim engelini kimin verebileceğini açıklıyor; ilgili suçların kapsamını genişletmiyor. Yani 8. maddede sayılan suçlar dışındaki internet içeriği hakkında doğrudan erişim engeli kararı verilemez.
9. Madde ise kişilik haklarının ihlali ile ilgili; ancak bu konudaki şikayetleri kişilerin veya kurumların yapması gerekiyor. Mahkeme kararında ise bu talebin “kamu adına” olduğu yazılı.
Bir savcının rehin alınması görüntüsü sonucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kurum olarak, kişilik hakları bakımından zarar gördüğü iddiasının oldukça zorlama bir yorum olduğu kanaatindeyim. Yolsuzluk soruşturmasını yürüten polislerin kelepçelenmesinden bütün Emniyet Teşkilatı’nın, ÇHD avukatlarının darp edilmesinden bütün baroların zarar gördüğünü iddia edeceksek hiçbir meslek grubu hakkında haber okuyamayız.
Operasyonun üzerinden 4 gün geçtikten sonra, “Kamu düzeni” için “İVEDİLİKLE” karar verilmesine gerek olduğu iddiası ise gerçeği yansıtmıyor, çünkü paylaşılan görseldeki tüm kişiler zaten operasyon sonucu öldü.
Mahkeme ayrıca Anayasa’nın “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir” diye başlayan 22. maddesine de atıf yapmış. Haberleşme özgürlüğünün ancak usulüne uygun mahkeme kararıyla engellenebileceğini belirten madde kanımca bu karara dayanak yapılamaz.
Operasyon günü Başbakanlık tarafından verilen yayın yasağı ile Savcı Kiraz’ın cenaze törenine muhalif basın kuruluşlarının alınmaması da, bu karar gibi, haberleşme özgürlüğüne aykırı kararlar. Aynı basın kuruluşlarının hem Başbakan Davutoğlu, hem de Hakim Altun tarafından hedef alınması Yürütme ve Yargı arasındaki güçler ayrılığını şüpheye düşürüyor.
Engellenen içerik
Yazının girişinde dökümünü verdiğim 166 URL adresi içinden özellikle haber alma hakkımızı kısıtlayanları ayrıntılı olarak ele almak istiyorum. Bunları da ulusal haberler ve dış basın olarak ayırdım.
Türkiye’den ulusal haberler:
T24, NTV, Milliyet (1, 2, 3), Radikal (1, 2, 3, 4, 5, 6), Sözcü, Bugün, Cumhuriyet, Evrensel, Taraf, KarşıGazete (1, 2), Hürriyet (1, 2, 3), Sol, MyNet, Etha ile SonDakika, Haberler.com, RotaHaber, BestNuce, Haber Kıta, Kızıl Bayrak, Siyasi Haber, İnternetHaber, 61 Saat, Haberdar, Haber Azim, Star Gündem, Haber Ediyoruz, Takunya TV, Marifet Haber, Akıllı TV, Manşet Oku, Dünya Haber, Ana Haberim, Medya 365, Haber3, Haberler Detayı gibi pek çok haber sitesi kararda yer alıyor.
Yabancı basın:
The Independent (İngiltere) Mirror (İngiltere), The Post (Hollanda), ABC (İspanya) TGCOM24 (İtalya), Protothema (Yunanistan), ValueWalk (ABD), 1ClickNews (ABD), News.com (Avustralya) engellenen yabancı basın siteleri.
Engelleme listesinde muhalif basından haberlerin ağırlıklı olarak yer alması dikkat çekici olsa da, sansür uygulaması bakımından daha dikkat çekici olan listenin baştan savma ve tutarsız bir şekilde hazırlanmış olması.
Örneğin, NTV’nin haberi 3 kez tekrarlanmış (sıra 2, 41 ve 160). Taraf’ın paylaştığı görselde hem DHKP/C sembolleri hem de silah buzlanmış; NTV’nin ve Evrensel’in haberlerinde ise örgütün sembolleri görselin dışında bırakılmış. Sansür kararı veren hâkimin hangi kriterle sansürü uyguladığını bilemiyoruz.
Radikal, ilk iki haberinde kullandığı fotoğrafları 1 Nisan’da tarihinde (sansür kararından önce, ama operasyondan sonra) güncellemiş. İlkindeki yeni görselde, ölen DHKC mensuplarının fotoğraflarını, ikincisinde ise Savcı Kiraz’ın vesikalık fotoğrafını kullanmış. 3 Nisan’da verilen sansür kararında bunun dikkate alınmamış olması “ivedilikle” alındığı iddia edilen kararın aslında dikkatle incelenmeden alındığı izlenimini veriyor.
Yabancı basından ise sansüre takılanlar tamamen tesadüfi. Yasağa konu edilen görsel tersten aradığında, başka pek çok ülkenin haber sitelerinde de bu fotoğrafların kullanıldığını görüyoruz.
Özetle, ulusal ve yabancı basından binlerce insanın haber alma hakkı engellenirken dikkatli bir incelemenin yapıldığını, haberleşme özgürlüğünün asıl, kısıtlamanın istisna olması gerektiği prensiplerine uyulduğunu iddia etmek mümkün değil.
Aksine, karar yazılırken bulunabilen tüm içeriğin topluca ve en kısa sürede engellenmesi hedeflenmiş.
Buna da ne erişim sağlayıcılar, ne de Twitter gibi şirketler itiraz ediyor.
Tweet’i engellenen kullanıcılar arasında olan Mısırlı yazar Nervana Mahmoud “Yeni Türkiye benim tweet’imi engelledi” diye isyan ederken haklı. Çünkü bu görseli paylaşırken “Berkin Elvan’ı bu şekilde savunmak doğru değil” bile deseniz, Türkiye’deki sansür makinasından kurtulamıyorsunuz.
Artık sansürün esas, özgürlüğün istisna, kurtulmanın tesadüf olduğu bir dönemdeyiz. Haberiniz var mı?