Bu oligarklar falan hep anti-emperyalist

Bir tür oligark olan yeni çar adayının Ukrayna’ya orduyu sokup, Batı’nın şimşeklerini çekerek oligarkların neşesini kaçırması hesapta yoktu.

ÜMİT KIVANÇ

12.03.2022

Yine oligarkların parasından sözedeceğiz. Vallahi gözümüz parada değil. Değerli okurlar, yazılarımı izleyenleriniz diyecektir ki, “Adam taktı!”. Haklısınız. Taktım. Çünkü, bırakın ülkede hüküm sürenin muhalifleri sokak ortasında öldürten, zehirleyen, yüksek apartmanların üst katlarından atan bir baskı rejimi oluşunu, Rusya’nın oligark denen, devletle içiçe geçmiş katakullici egemen zümresinin marifetleri böylesine ortadayken ve her bir marifet daha nicelerinin el altından yürütüldüğünün başlıbaşına ispatıyken “emperyalizme karşı” Putin’e ve devletine sempati duyulabilmesini hazmedemiyorum. Affınıza sığınarak, sizin de hazmetmemenizi öneririm. Böyle şeyleri hazmetmeye alışmak başa bela olur. Aynaya baktığımızda kendimizi tanıyamaz hale düşeriz. Gerçi bizim burada bu mevzuda sıkıntı yok; aynalar yüzleri göstermiyor. Yine de bir gün bir bakarız, o her şeyi hazmetmiş bünyenin nâhoş sûreti karşımızda beliriverir. Gerçi utanma da yasak, ama bakarsınız mahçup oluruz. Bütün bu tavsiyelerimi, şimdiye kadar öldürtttüğü veya hapse tıktığı insanların, bombaladığı hastanelerin, yıktığı şehirlerin listelerine Vladimir Putin’in aldığı takdirnameleri, nişanları vs. ekleyerek derleyeceğim kitapta toplamak ve sunmak istiyorum. Kitabın adı da hazır: “İşte bunlar hep anti-emperyalizm”.

Rusya’nın kodamanlarının sadece anti-emperyalist olmakla kalmayıp fena halde enternasyonalist oldukları mâlûmunuzdur. Bunun alçakgönüllü göstergesi olarak, ülkenin toplam servetinin neredeyse yüzde yirmisi, Kıbrıs Cumhuriyeti, Seyşeller, Britanya Virgin Adaları, Cayman Adaları ve başka vergi cennetlerinde, parayla para sahibinin “emniyet”ini kendi rejimleri gereği birleştiren Batı bankalarında… her hâlükârda ülke dışında bulunuyor. 

Rusya zenginlerinin Batı’ya para aktarmalarının yegâne sebebi saray yavruları, mâlikâneler, yatlar katlar almak değil. Paralarını gözlerden ırak yerde, günün birinde gözden düşerlerse pat diye her şeylerine elkoyabilecek güçlü kuvvetli hükümdarlardan uzakta tutmayı, işletmeyi, servetleri aracılığıyla Batı’daki imtiyazlı, lüks yaşama katılmayı istiyor ve gerçekleştiriyorlar. Tabiî kendisi de bir tür oligark olan yeni çar adayının Ukraynaya orduyu sokup, Batı’nın şimşeklerini çekerek oligarkların neşesini kaçırması hesapta yoktu. Dünya nimetlerini kendilerine ait saymada Batılı kaymak tabakasından eksikleri kalmasın diye, Rusya zenginleri sınırlar ötesinde canla başla uğraşıyorlardı.

Allah için, başarısız oldukları söylenemez. Hele Britanya yöneticileri gibi, “Madem vaktiyle kralımız gönlünün çektiği kadını alabilmek için kendine ayrı din kurdu, biz para için neden yenisini icat etmeyelim?” meşrebinde iş ortaklarıyla karşılaştıklarında güçlerinin nelere yettiği ortada. Gerçi kralın gözü sevdiği kadından çok kilisenin elindeki mal mülkteydi, ama buna takılmayalım; zaten tarihî süreklilik hikâyenin bu versiyonuyla daha sağlam kuruluyor. Rusya zenginlerinin paralarını ülke dışına çıkarıp işletmeleri veya emniyete almaları, günümüzün ekonomik düzeninin meşru aktörlerinin, karşılığını fazlasıyla aldıkları yardımıyla gerçekleşiyor. Görece karanlık yollardan halledilmesi gereken işlerde, lüks gökdelenlerin apaydınlık üst katlarından şehirleri, fethedeceği yere bakan müstakbel muzaffer komutan edâsıyla izleyen Batılı “profesyoneller” rol üstleniyor. 

Şimdiye kadar dünyadaki birçok karanlık para pul işini, meçhul servetlerin kaynaklarını, bal gibi ekonominin aslî parçası olan, ama ekonomi dininin yüceliğine halel gelmesin diye arka kapılardan girilip çıkılarak yürütülmesi uygun görülen ilişkileri bulup çıkarıp teşhir etmeyi başaran Araştırmacı Gazeteciler Uluslararası Konsorsiyumu (ICIJ), tabiî Rusya oligarklarının marifetleriyle de uğraşıyor (“Rusya Arşivi”ne göz atmak isterseniz buraya tıklayın). 

ICIJ’in araştırmaları yalnız Rusya’dan para çıkışına değil, bu paranın hangi Batılı büyük bankalar, uluslararası şirketler ve aracılar (borsacılar, yatırım fonu yöneticileri, avukatlar, siyasetçiler) tarafından dünya ekonomisinin karanlık sokaklarına veya aydınlık plazalarına sokulduğuna da yönelik. Bu süreçlerde ister istemez, kriminal unsuru bol hadiseler daha çok dikkat çekiyor. Alengirli işlerde hedef genellikle, paranın, dolayısıyla kazancın gerçek sahibine ulaşmak. Zaten bu hedefe ulaşmadan mekanizmayı ortaya çıkarmak mümkün olmuyor.

ICIJ’in dünyada gürültü koparan çalışmalarından “Pandora Belgeleri”, Rusya oligarklarının bağlantılarına ışık tutuyor. Bu, onların iş gördüğü, onlarla iş gören veya isterseniz: onların işlerini gören Batılı şirket ve kişilerin ortaya çıkarılması demek. Bazılarıyla biz de tanışsak fena mı olur? Hem belki bir gün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un üvey kızının Londra’daki 4 milyon sterlinlik evinde hep beraber toplanır, anti-emperyalizm oynarız. 

Bizzat Putin’in ve yakın çevresinin paralarının bazı adacıklarda veya Batı finans merkezlerinin arka sokaklarında “değerlendirilmesi” süreçlerinde isimlerine sık rastladığımız Peter Kolbin ile Sergey Roldugin’i de çağırırız. Adı “Putin’in cüzdanı”na -biz daha çok “kasası” deriz- çıkan Kolbin, işadamı. Gençliğinde kasaplık yapmış. Putin başa geçtikten sonra ihracat işlerine falan girip dünyalığı doğrultmuş. Pek sohbeti tatlı biri gibi durmuyor; çağırmasak mı? Zaten 2014’te bulaştığı off-shore dolapları ortaya çıktığından beri rahat hareket edemiyor olmalı. Roldugin ise farklı. Klasik müzikçi, bir kere. Çellosuyla birşeyler çalıp azıcık havamızı dağıtabilir. İkisini niye birlikte andık? Çünkü onlar Putin’in çocukluk arkadaşları. ABD’li malî soruşturmacıların Putin adına milyarları çekip çevirdiğine inandığı Kolbin gibi Roldugin de, sürdüğü yaşam ve görünür kazancına bakıldığında asla elde edemeyeceği bir servetin sahibi kimliğiyle sahnede. Roldugin’i Avrupa Birliği, ICIJ’in bulgularına dayanarak yaptırım kapsamına aldı.

Araya kattığım ufak tefeği saymazsanız, burada esas olarak, ICIJ’in “malî gizlilik” çalışmaları kapsamında Spencer Woodman’ın derlediği bilgileri aktarıyorum. Woodman’ın yazısı, “Rusya oligarklarının servetlerini yurtdışında saklamasına yardımcı olan kolaylaştırıcılar ağı” hakkında.

Birkaç örneğe göz atalım. Çoğu Britanya bağlantılı.

 

Alistair Tulloch • Bu zat, Britanyalı avukat. Londra’nın sosyetik semtlerinden birinde Tulloch & Co. adlı şirketi var. Semtin yolunu Rusya zenginleri iyi bilir, diyor Woodman. Servet kaynağını gizlemeye, kara para aklamaya, vergi kaçırmaya yönelik mekanizmalar genellikle kağıt üstünde varolan bir dizi şirket arasında işlemler yaparak yürütülüyor. Bu işlerin uzmanı firmalar var. Trident Trust bunlardan biri, Tulloch da onunla çalışıyor. Hizmet verdikleri arasında, Rusya’nın eski başbakan yardımcısı İgor Şuvalov, eski maliye bakan yardımcısı Andrey Vavilov, Yeltsin zamanından beri eli Rusya siyasetinin içinde bulunan milyarderlerden, avukat, yatırımcı (madencilik, banka, sigorta, internet, basın, mobil telefon şebekesi, eğlence sektörü, kültür-sanat) Alexander Leonidoviç Mamut, ülkesinde yolsuzluktan aranan bankacı Vitaly Zhogin var. Eski başbakan yardımcısı Şuvalov’un Whitehall’daki iki dairesinden Tulloch firması sorumlu. (Eklemeden edemeyeceğim: Zenginler dergisi Forbes’te Mamut’un “künye”sindeki “servetinin kaynağı” hanesinde şu yazılı: “investments, self made” = “yatırımlar, kendi eseri” :))

Moores Rowland • Bu, Monako’da bir finansal hizmetler firması. ICIJ’in araştırmalarında, Putin’in gizli uzatmalı sevgilisi olduğu ileri sürülen Svetlana Krivonogik’in Monako’daki bir lüks apartmanla ilişkili olduğu görülmüş, ilişki çözülememişti, çünkü “kabuk” (paravan) şirketleri geçip apartmanın esas sahibini öğrenmek mümkün olamamıştı. Apartman ve çevresine ait hisseleri Moores Rowland yönetiyordu ve bir kabuk şirketi başka kabuk şirketin içine saklayarak, sahiplik bilgisini erişilmez kılmayı -en azından şimdilik- başarmıştı. Dış kabuğu oluşturan şirketin sahibi, Moores Rowland’ın Monako’daki yöneticisi Britanyalı Eamonn McGregor’du. Moores Rowland’ın avukatlığını da bir Britanya firması yapıyordu. Birleşik Krallık tarafından yaptırım altına alınan, Putin’e yakın milyarderlerden Gennadi Timçenko da Moores Rowland’ın müşterilerinden. ICIJ ve Washington Post Monako’daki apartmanı kurcalarken Timçenko’ya da ulaşmaya çalışmışlar, milyarderin avukatları, müvekkilleriyle Bayan Svetlana Krivonogik arasında herhangi bir bağlantının bulunduğunu söylemenin “yanlış yorum” olacağını ileri sürmüşlerdi.

Markom Management • Firma, Londralı avukat Mark Omelnitski’ye ait. Putin’in meşhur “yakın çember”inden Arkadi ve Boris Rotenberg kardeşler bu firmayla iş yapıyor. Daha doğrusu, Markom, yaptırım altındaki Rotenberg’ler için paravan şirketler kurup para transferleri yapmalarını sağlıyor. Sahipleri belirlenemeyen paravan şirketler, en azından şaibeli bağlantıları çözülene kadar, uluslararası banka sisteminde para aktarımı yapabiliyorlar.

Asiaciti Trust • Yeni Zelanda, Cook Adaları, Samoa ve birkaç başka yerde daha iş tutan, Singapur merkezli danışmanlık firması, ICIJ’in bulgularına göre, Güney Amerika, ABD, Asya ve Avrupa’dan “yüzlerce” müşterisinin, mâlûm gizli saklı işler için paravan şirketler kurmasını sağladı. Putin’in öndegelen eski danışmanlarından Kirill Androsov, Asiaciti’nin kurduğu mekanizmayla, meşhur oligarklardan Oleg Deripaska’nın 200 milyon dolar borçlandığı bir şirketi üstüne aldı.

Appleby • Off-shore işlerinin hukukî kısmında dünya lideri konumundaki “Offshore Magic Circle” grubuna üye olan Appleby, Bermuda’da kurulu, Hong Kong, Şangay, Britanya Virgin AdalarıCayman Adaları ve başka yerlerde şubeleri var. Donald Trump döneminde ABD Ticaret Bakanlığı yapan işadamı Wilbur Ross, Cayman Adaları’ndaki bir şirketler zinciri aracılığıyla, Navigator Holdings’de hisse sahibi oldu. Navigator, gemicilik şirketi. En büyük müşterileri arasında, 2016da Navigatora ödediği para 23 milyon doları bulan, Kremlin bağlantılı enerji şirketi Sibur var. Sibur’un ortaklarından biri Kirill Şamalov. Putin’in damadı. Bir başkası, yukarıda sözü geçen Gennadi Timçenko. Putin ile ilişkisi yüzünden 2014’te ABD hükümetince yaptırım altına alınan milyarder.

Alpha Consulting Ltd. • 2008’de kurulan bu şirket, off-shore danışmanlığı yapıyor. Seyşeller, Birleşik Arap Emirlikleri ve Belize’de büroları var. Müşterilerinin yüzde yetmiş beşi Rusya’dan. Biri de ABD Hazine Bakanlığı’nın 2018’de Kongre’ye sunduğu raporda Putin’in yakın çevresindeki isimlerden biri olarak anılan Roman Avdeev.

Demetrios A. Demetriades • Kıbrıs Cumhuriyeti’nde (Güney Kıbrıs, Türkiye’deki resmî söyleme göre “Kıbrıs Rum Kesimi”) kurulu şirket. DADLAW adıyla iş görüyor. Özellikle SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya’dan dışarı servet aktarımı süreçlerinde rol aldı. Büyük ortaklarından en az birinin Rusya’dan olduğu biliniyor. ICIJ’in “Pandora Belgeleri”nde adı geçen şirketlerin yaklaşık üçte biri, bu firmadan hizmet almıştı. DADLAW’ın müşterileri arasında, Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden, yolsuzlukla suçlanan devlet görevlileri, yaptırım altındaki iş insanları bulunuyor.

HSBC • Birleşik Krallık merkezli banka HSBC, uygunsuz kişi ve kuruluşlara hizmet verdiği iddiasıyla birçok ülkede suçlandı. Rusya’dan gelen şaibeli paraların bir şekilde bu bankadan geçtiği ileri sürüldü. Rusya kaynaklı kara para aklama sürecinde rol alan bir paravan şirketin bankacılık işlemleri için HSBC’yi kullandığı saptandı. 2012-2014 arasında, sözkonusu paravan şirketin Hong Kong’ta açılmış hesaplarına 581 milyon dolar gelip gitti. HSBC yetkilileri, paravan şirketin arkasında kimin olduğunu belirleyememişlerdi.

Deutsche Bank • Rusya dışına servet kaçırmayı sağlayan karmaşık bir para aktarma mekanizmasına bile isteye katıldığı gerekçesiyle Deutsche Bank epey suçlandı. ICIJ’e üye basın kuruluşlarından Buzzfeed News’in muhabirleri, bu işi kurcaladıklarında, “Alman yöneticilerin, tepe yöneticilerinin bankanın kara para aklayıcılar tarafından istismar edilmesine meydan veren açıklara yıllar boyu bilerek göz yumdukları” hükmüne vardılar. Banka, şaibeli işlemlerden ötürü iki defa uyarılmıştı. Vaziyet gizlenemez olduğunda Deutsche Bank, “geçmişteki zaaflarımız” ve “yanlışlarımızdan öğrendik” temalı açıklamalar yaptı.

Danske Bank • Bu Danimarka bankası, 2018’de büyük bir skandalın aktörlerinden oldu. Mevzu yine Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden yüzlerce milyar doların yurtdışına kaçırılmasıydı. Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya’dan, devletlerin çözülmesinden doğan fırsatları değerlendiren birçok eski devlet görevlisi yeni zengin, banka için seçkin bir müşteri profili oluşturmuşlardı. Hesaplar, paranın asıl sahibini öğrenmeyi imkânsız kılan, “sınırlı ortaklık” gibi araçlar kullanılarak açılıyordu.

(Not: ICIJ’in ulaştığı belgeler, başka bankaların da dünya çapında şaibeli para işlerine bulaştıklarını ortaya koydu. HSBC ve Deutsche Bank’ın yanısıra JPMorgan, Standard Chartered Bank ve Bank of New York Mellon’ın da adları, kaynağı belirsiz paraların yatırılması, aktarılması ve denetimlerden kaçırılması işlemlerine karıştı.)


Tepedeki imaj Moscow Times'dan alınmıştır.