Colette’in İskenderiye ve Kahire günleri ve Baba-oğul Rimmel’ler
Colette’in soluduğu havadaki güç, Süveyş kanalı sonrası hesapların değişmek zorunda kaldığı yeni dünyanın gücüydü. Süveyş kanalı ile Mısır, bir leğen pekmez idi ve dünyanın bütün sineklerini çekmişti

31.08.2024
Baba Rimmel, saray parfümcüsü Lubin’in yanında çalışırken oluşturduğu şöhretin katkısıyla 1834 yılında Londra’ya davet edilmiş, oğlu Eugène Rimmel henüz 14 yaşındayken, Londra’nın en seçkin caddelerden biri olan Bond Street’te, yeni gelişen dinamik İngiliz sosyetesini hedefleyen bir dükkân ve laboratuvar açmıştı. Kısa sürede Kraliçe Victoria’nın da aralarında yer aldığı kraliyet hanedanının resmî parfümcüsü olmayı başarmıştı.
Oğul, Eugenie Rimmel 1864’de Book of Perfumes (Parfümler Kitabı) adlı bir kitap yazdı. Kitapta, uzak kültürlerin kozmetik ve parfüm alışkanlıklarını, çizimler ve efsanelerle beraber anlatıp o dönem için pek bilinmeyen bitkisel, çiçeksi veya hayvansı koku maddelerine, misklere, amberlere, değiniyordu.
Kitap, İngiliz gazetelerinde haftalarca tefrika halinde yayımlandı, pek çok dile tercüme edildi ve uzun yıllar boyunca hem parfüm dünyasının, hem de şık İngiliz leydilerinin vazgeçilmez el kitabı oldu.
Colette, Rimmel için çalışmış olan Jules Chéret aracılığı ile Rimmel ürünlerini pazarlayabilme hakkını almıştı. Jules Chéret, modern afişin yaratıcısı, meşhur tasarımcı olarak önceleri Rimmel tanıtım kartlarını çizip, Rimmel dükkânlarının dekorasyonu için büyük litografiler yaparken, daha sonra Rimmel’in sponsorluğuyla işleri büyüttü ve Londra, Paris gibi merkezlerdeki gösterilerin bir numaralı afişçisi haline geldi.
Afişlerindeki kadınlar, özgür ve kendine güven duyan bireyler oldukları hissini uyandırıyorlardı. Ne aşırı iffet düşkünü ne de fahişe olan bu kendine güvenen kadının özgürce yaşayıp hayatın tadını çıkartması, kısa elbiseler giyip dans etmesi, şarap içmesi, hatta halk arasında sigara içmesiyle, Fransız kadını tarafından sadece giyimiyle değil aynı zamanda yaşam biçimiyle de taklit edildiler.
Colette, İskenderiye’de şehrin en lüks oteline yerleşti. Yanında piyanist ve tiyatrocu Bay Desaix vardı. Şu, Mısır’da at koşturmuş, kelle almış generalin torunu olan Desaix. Bu soyadı, yaşı müsait olan veya hafıza sahibi Mısırlılar için sevilen bir isim değildi. Fakat İskenderiyedeki Fransız devlet görevlileri, iş adamları, istihbaratçıları arasında geçerli bir referanstı.
Colette ve Desaix, İskenderiye’nin gece hayatına, üst sınıf davet ve etkinliklere aktılar. Kadın güzel adam yakışıklıydı. Kadın zeki, adam yetenekliydi. İskenderiyede her milletten insan ve çok para vardı.
Colette, İskenderiye’de yatırım imkânı arıyor, çevre ediniyor, vaziyeti kokluyordu. Gücün kimde olduğunu, zaafları, değişkenlik dinamiklerini yokluyordu.
Güç sabit, yerinde durabilen bir şey değildi. Şu anda, Colette’in soluduğu havadaki güç, Süveyş kanalı sonrası hesapların değişmek zorunda kaldığı yeni dünyanın gücüydü. Süveyş kanalı ile Mısır, bir leğen pekmez idi ve dünyanın bütün sineklerini çekmişti.
Haftaya: Colette’in İskenderiye ve Kahire günleri (devam)