Dansöz: Bir İsyankar

Hikâye aynı, ahtapotlar aynı. En güzel yanı, Meryem gibi ahtapotun kolunu kesmek ve isyankar olmak.

ESMERAY

08.04.2022

Anam Bacım. Bahar geldi nihayetinde ve her bahar geldiğinde bende bir hormon var ki hangisi bilmiyorum ama adeta çıldırıyor. Her bahar geldiğinde ben hiperaktif oluyorum. Yerimde duramam, hani yaş elli olunca belki durulurum dedim, yok öyle olmuyor. Hatta zekan daha keskinleşiyor ve farklı şeyler yapmak, üretmek isteklerim daha da çoğalıyor. Bu günlerde en çok tiyatro oyunları okuyorum. Yeni projem için bir nevi çalışma gibi ve tabii ki inanılmaz zevkli bir çalışma!
 
Gelelim bugün yazacağım konuya, daha doğrusu izlediğim, müthiş etkilendiğim bir oyuna, Dansöz’e. Yazan ve yöneten Şamil Yılmaz, oynayan Sezen Keser. Tek kişilik bir oyun. Şamil’in oyunlarında hep bir nostalji var, seksenler doksanlar esintisi. Oyunlarında mutlaka bir izleyici olarak kendimi buluyordum. Çocukluğuma ve gençliğime denk gelmesi nedeniyle. Yaşadıklarım yaşayamadıklarım eskiye bir gidiş hissiyatı, zaman tünelinden geçiyordum. Dansöz’ü duyduğumda acaba yine öyle mi olacak dedim kendi kendime. Kadıköy’de bir sahnede izlemeye gittim, sahne ışıkları yandı ve fonda müzik, aman tanrım yine seksenler ve gece kulübünde buldum kendimi. Ve elinde kama gibi bir bıçakla kanlı bir dansöz Meryem geldi!
 
Hikâyesi ağır fakat sahnesi mükemmel, hele o dansı, bedeni. Tanrım birçok şey anlatıyor bize, izleyicinin yüzüne yüzüne akıtıyor resmen. Hayalleri, yaptıkları baskı altında rehin tutulan ama aynı zamanda bedeni ve muhteşem dans figürleri üzerinden para kazananları anlatıyor bize, söz eşliğinde. Nasıl çaresiz kaldığını, o iğrenç erkek bakışları arasında sıkışmış güzel bedeni ve ritüeli! Dansözün, oryantalin bana göre folklorik bir yanı da var. Tıpkı davul zurna çaldığında yerinde duramayan Kürtler ya da kemençe sesi duyunca bedeni titreyen Lazlar gibi aslından bu kadar güzel ve kadınların isteyerek oynadıkları tek kişilik bir raks!
 
Lanet olası erkek bakışı dili, iğrençliği ahtapot gibi bu mesleği de sarıp sarmalamış. Ama bizim Meryem kesmiş ahtapotun kollarını ve bedeninde zihninde birikmiş öfkesini yansıtıyor, oynayarak kusuyor üstümüze. Cinayet işlemiş Meryem, bir isyankar. Meryem kesinlikle öz savunma yapmış çaresizce. Bunu da çok güzel anlatıyor bize, öz savunma bir haktır ve yaşatır. Meryem bir isyankar, tıpkı Euripides oyunundaki Medea gibi. Ya da günümüzde Çilem Doğan ve niceleri gibi öz savunma yapmış. Başta yazdığım gibi yine Şamil Yılmaz ve nostalji, yine oyunun orta yerinde buldum kendimi.
 
Benim de en büyük isyanım, sevgilim sandığım ama sonra başıma pezevenk kesilen adama olmuştu. Gözüm karardı, yutkunamadım, bir baktım elimde bir kül tablası ve direkt yüzüne saplamak istedim. Son anda kaçabildi ve kül tablası duvara denk geldi, sağ elim paramparça. Hikâye aynı, ahtapotlar aynı. En güzel yanı, Meryem gibi ahtapotun kolunu kesmek ve isyankar olmak. Yaşasın öz savunma!
 
Dönelim oyuna ve oyuncunun narin bedenine. Hayran kalarak izledim Meryem’in muhteşem bedenini ve inanılmaz, değme dansözleri geride bırakan kıvrımlarını ve dans figürlerini! Müziğe acayip hâkim ve bedenini ustaca kullanması insanı mest ediyor vallahi! Zaten yılın en iyi performans ödülünü almış. Bence ziyadesiyle hak etti. Sahne, kostüm tasarımı, müzik her şeyi güzel bu oyunun. Sadece küçük bir eleştirim olmuştu, biz arkada duymakta zorlandık ve söyledim oyun ekibine. Eminim dikkate alınmıştır. Ne yalan söyleyeyim, acıyıp imrendim performansa bir ara, kendimi sahnede hayal ettim. Yok Anam yok, korkuttu beni performansın güzelliği. Benim böyle güzel dans etmem en az bir yıl ya da daha fazla çalışmamı gerektiriyor. Bu kadar güzel yapar mıyım? Kocaman bir muamma.
 
Başka bir konuda oyuncunun bıçağı sahnede o kadar güzel kullanması, ay hiç sormadım bıçak gerçek mi acaba? Oyun bitti ve bekledim Sezen’i, çıkışta tebrik etmek için, ilk sorum daha önce dansözlük mesleğini yapıp yapmadığı oldu. Cevap, hayır. Hatta bir iki kere kursa gittiğini, kurs veren kişinin bir daha gelme dediğini de öğrendim. O kadar güzel oynuyorsunuz ki demiş, kursa gerek yok. İşte, yetenek meselesi…
 
Epey sohbet ettik oyun üzerine, kritik yaptık, hoş sohbet. Aşklar Kadınlar Şarkılar oyunu da çok güzeldi, tadı damağımda kaldı. Trans bir kadının farklı sahne ve yaşam deneyimi. Ah gençlik ve çocukluk zamanları geriye hep aksın sahnede ve Şamil daha çok daha çok yazsın diyor insan. Tabii ki güzel oyuncular eşliğinde! Dansöz kaç sezondur oynuyor ve turneleri devam ediyor. Yolun açık olsun Dansöz, izleyicisi ve alkışı bolcana olsun. Kısa zamanda yeni bir Şamil Yılmaz oyunu istiyoruz biz izleyiciler, eminin benim gibi düşünen çok var. Açıkçası merak ediyorum.
 
—–
Dansöz’ün yeni temsilleri ve benim oyunum Kestirmeden Hikâyeler’in programına şuradan bakılabilir:
https://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/dansoz
https://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/kestirmeden-hikayeler
Beklerim Anacım.