DeepSeek Miladı
DeepSeek’in piyasaya sürülmesi, Çin ile Amerika arasındaki derinleşen teknoloji rekabetinde bir başka salvo olarak görülebilir. ABD’nin geniş bir üstünlüğe sahip olduğu düşünülse de, artık bu daha az kesin görünüyor

05.02.2025
Birden “DeepSeek” fırtınasına yakalandık.
Malum, Çinli bir yapay zekâ şirketi, Aralık sonunda ABD’deki en gelişmiş yapay zekâ şirketlerinin piyasaya sürdükleriyle yarışan “DeepSeek-R1” adlı gelişmiş bir yapay zekâ modelini dünyanın kullanımına sundu. Ve Ocak sonuna gelindiğinde Deep Seek-R1, küresel çapta kullanıcılar arasında olduğu kadar artan ölçüde teknoloji şirketlerinin domine etmeye başladığı finans piyasalarında da şok dalgaları yarattı.
DeepSeek sadece sunduğu imkânlarla değil, aynı zamanda ABD şirketlerinin yaptığından çok daha düşük olduğu öngörülen maliyetiyle de sürpriz yarattı. Gerek Silikon Vadisi, gerekse de Wall Street’deki “DeepSeek” fırtınasının en büyük kaybedeni, piyasa değerinde yaklaşık 600 milyar dolar düşüş kaybeden ABD çip üreticisi Nvidia oldu. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Endeksi, DeepSeek’in lansmanından sonra %3’ten fazla düştü. ABD ve Avrupa’da teknoloji hisseleri, ilk etapta yaklaşık 1 trilyon dolar düşüş kaydettiler. Uluslararası çaptaki iki çip üreticisi Broadcom ve Taiwan Semiconductor Manufacturing Company’nin de hisse değerleri sırasıyla %17 ve %13 eksildi. Piyasa o zamandan beri toparlandı; ancak bu düşüş, ABD piyasalarının tarihindeki en büyük tek günlük kayıp olarak da hafızalara kazındı.
Dahası, ABD’nin hâkim olduğu yapay zekâ pazarına Çinli bir rakibin girmesinin önemli jeopolitik etkileri var: her şeyden önce bu bir güç savaşı. Yapay zekânın astronomik maliyetlerini sadece ABD’deki belli başlı şirketlerin karşılayabileceği ile ilgili varsayımları da önemli ölçüde değiştirebilecek bir dönüm noktasında olabiliriz.
DeepSeek, son haftalarda ABD’de en çok indirilen uygulama oldu. Tesadüfen, başka bir Çin kökenli uygulama olan Xiaohongshu, benzeştiği TikTok’un yasağı sonrası birden popüler hale gelmişti.
Yapay Zekâ’da Çin’in ABD ile yarışması imkânsız mı?
Her halükârda OpenAI, 2022’nin sonlarında ChatGPT adlı yapay zekâ sohbet robotunu kamuoyuna tanıttığında yayılan, Çin’in sektörün gerisinde kaldığı ve ABD’nin asla arası kapanmaz biçimde öne geçtiği yönündeki spekülasyonlar artık geride kaldı.
Çin’in yapay zekâ alanındaki gelişimini tehdit olarak algılayan ABD, eski başkan Joe Biden, Ekim 2022’de Çin’e kapsamlı teknoloji kısıtlamaları getirmişti. Böylece, Çin’in Amerikan çip şirketi NVIDIA’nın ürettikleri gibi dünyanın en gelişmiş çiplerden bazılarını satın alması yasaklanmıştı. Çin’e satılan çiplerin ne kadar gelişmiş olabileceğinin sınırlanmasıyla kısıtlama daha da arttı. Biden’ın koyduğu yasak, NVIDIA’nın en gelişmiş çipleri olan H100’ü ve oyun bilgisayarlarında kullanılan RTX 4090 gibi diğer çipleri Çin’e satamayacağı anlamına geliyordu. Söz konusu çipler, yapay zekâ gelişiminin temelini oluşturuyor. Çinli çip üreticileri, SMIC ve Huawei gibi şirketler, açığı kapatmak için çok çalışsa da, ABD’li rakiplerinin büyük ölçüde gerisinde.
2023’ün büyük bölümünde Çin, yapay zekâ konusunda gerçekten geride görünüyordu. O sene Baidu tarafından yayınlanan sohbet robotu Ernie, pek ses getirmeyi başaramadı. Ancak DeepSeek, Ernie’nin fersah fersah ötesinde.
DeepSeek, teknoloji sektörüyle tanınan, kıyı eyaleti Zhejiang’da zengin bir şehir olan Hangzhou merkezli bir yapay zekâ şirketince üretildi. DeepSeek’in öyle köklü bir geçmişi de yok: Mayıs 2023’te kuruldu. Kurucusu, 1985’te doğan ve daha sonra elektronik bilgi mühendisliği okumak için Zhejiang Üniversitesi’ne giden Guangdong eyaletinin Zhanjiang kenti doğumlu girişimci Liang Wenfeng. DeepSeek, Liang Wenfeng’in ortağı olduğu ve borsa piyasalarındaki kalıpları belirlemek için yapay zekâ ve algoritmalar kullanan hedge fonu High-Flyer tarafından destekleniyor.
DeepSeek, Amerikan şirketleri tarafından kullanılan 16 bin çipe karşılık olarak sohbet robotunu yalnızca 2 bin NVIDIA çipiyle eğittiğini söylüyor. Dahası bu çipler, 2023’te Çin’e ihraç edilmesi yasaklanan NVIDIA tarafından yapılan H800 tipi çipler. DeepSeek, bu yapay zekâ modelini Amerikan şirketlerine kıyasla çok daha düşük bir maliyetle oluşturduğunu da öne sürüyor.
Yapay zekâ endüstrisinde geçtiğimiz yıllarda, daha iyi sonuçlar elde etmek için şirketlerin çiplere ve veri merkezlerine giderek daha fazla para ve kaynak harcanması gerektiği savunuluyordu. Microsoft, Meta ve Google gibi şirketler, modelini tamamen açık kaynaklı olarak yayınlayan DeepSeek, modelin yalnızca 6 milyon dolara mal olduğunu iddia etti.
Karşılaştırıldığında, OpenAI kendi AI sistemleri için yüzlerce milyon dolar harcadı. Bazıları maliyetin daha yüksek olduğunu tahmin etse de, para hâlâ ABD şirketlerinin harcadığı miktardan çok daha az.
Kâr odaklı olmayan şirket
DeepSeek’in çalışanları çoğunlukla genç ve yüksek nitelikli mühendislerden oluşuyor ve sadece kârdan ziyade tamamen araştırmaya odaklanıyor; bu, yaklaşımının başarılı olmasının olası bir nedeni. Şirket, Beijing, Tsinghua ve Beihang gibi ülkelerinin en iyi üniversitelerine giden Çinli çalışanları, yurtdışında veya ABD’de eğitim görenlerden daha çok tercih ediyor.
DeepSeek, Çin hükümeti tarafından desteklenerek başarılı olmadı; fakat başarılı olduktan sonra ulusal çapta da Çinli yöneticilerin dikkatini çekti. DeepSeek yapay zekâ modelini yayınladıktan sadece birkaç gün sonra Liang Wenfeng Çin Başbakanı Li Qiang ile görüştü.
DeepSeek-R1, diğer sohbet robotları gibi işlev görüyor ve kullanıcı tarafından verilen girdilere yanıt veriyor. DeepSeek’in bu sürümünü, ChatGPT gibi diğer şirketler tarafından yayınlanan sohbet robotlarından ayırt edebilecek fazla bir fark yok. Sadece politik konularda, DeepSeek’in “terreddütlü” yönleri var.
Çin’deki yapay zekâ şirketlerinin, hükümetin internet denetçisi olan “Siber Uzay İdaresi” tarafından, yapay zekâ modellerinin “temel sosyalist değerleri” somutlaştırması ve “devlet iktidarını yıkmaya teşvik eden” ve “sosyalist sistemi devirebilecek” materyal üretmemesini sağlamaları gerekiyor.
DeepSeek, Çin ile ilgili çoğu politik soruyu yanıtlamaktan kaçınıyor veya resmi çerçevede bir yanıt veriyor. Bazen de sadece, “Üzgünüm, bu şu anki kapsamımın ötesinde. Başka bir şey hakkında konuşalım” diyor. Yine de, diğer politik konularda kısıtlama olmaksızın yanıt verebiliyor.
Trump olumlu yaklaştı
DeepSeek’in başarısı, ABD’nin yeni yönetiminin de dikkatini çekti elbette. Başkan Donald Trump, DeepSeek’i daha düşük maliyeti nedeniyle “olumlu bir gelişme” olarak övdü ve ABD için bir “uyanma çağrısı” olarak adlandırdı. Hatta Trump yönetiminin danışmanları arasında yer alan milyarder bir iş adamı ve yazılım mühendisi olan Marc Andreessen ise, DeepSeek’i “AI’nın Sputnik anı” olarak niteledi.
“Sputnik Krizi”, 1957’de Batılı uluslarda Sovyetlerin dünyanın ilk yapay uydusu olan Sputnik 1’i fırlatmasıyla ABD ile Sovyetler Birliği arasında algılanan teknolojik uçuruma yönelik korku ve endişe yaratan bir dönemdi. Kriz, Soğuk Savaş’ta NASA’nın kurulmasını ve iki süper güç arasındaki Uzay Yarışı’nı tetiklemişti.
ABD’nin başlıca yapay zekâ şirketi OpenAI CEO’su Sam Altman, DeepSeek’i “etkileyici bir model” olarak övdü. Buna karşılık, Çinli rakibinin başarısı, Altman’da ve OpenAI’da derin sorgulamaları da tetiklemiş gözüküyor. DeepSeek konusunda Reddit’in bir etkinliğinde konuşan Altman, “OpenAI’ın tarihin yanlış tarafında yer aldığını” da itiraf etti. Altman’ın bahsettiği, “tarihin yanlış tarafında olma” konusu, DeepSeek’in modellerinin açık kaynaklı yayınlanmasına dayanıyor. Diğer bir deyişle, isteyen herkes DeepSeek modellerinin kodlarına erişebiliyor ve bu kodları kullanarak LLM’i kişiselleştirebiliyor. Öte yandan OpenAI, o1 modelini kapalı olarak piyasaya sürmüştü ve halihazırda sadece kullanıcılara bile aylık 20 ila 200 dolarlık paketler pazarlıyor.
Daha önce vurguladığımız gibi, DeepSeek’in “açık kaynak” olması ve kâr amacı gütmeyen inovasyon odaklı yapısı, maliyet-performans açısından fark atmasına neden olan başlıca sebepler gibi gözüküyor.
Ne var ki, DeepSeek’e eleştiri okları da yöneldi. Trump’ın, ABD’nin “Yapay Zekâ ve Kripto Çarı” yani Baş Danışmanı olarak atadığı multimilyoner bir teknoloji yatırımcısı olan David Sacks, DeepSeek’in OpenAI’nin modellerini çaldığına dair “önemli kanıtlar” bulunduğunu öne sürdü; ancak, iddiasını destekleyecek herhangi bir somut delil de sunmadı. Trump’ın ABD Ticaret Bakanı adayı Howard Lutnick de, DeepSeek’in ABD araçlarına dayandığını ve Çin’e yönelik teknoloji kısıtlamalarını sıkılaştıracaklarını söyledi.
Buna karşılık Çin’de tepkiler, birçok kişinin ABD ile rekabette ülkelerinin teknolojik ilerlemelerini kutlamasıyla kutlama ve gurur patlaması şeklinde biçimlendi. DeepSeek’in başarısının havai fişekler misali tam da Çin Yeni Yılı kutlamaları arifesinde ses verip patlaması yapay zekâ kaynaklı ulusal gururu arttırdı.
DeepSeek’in piyasaya sürülmesi, Çin ile Amerika arasındaki derinleşen teknoloji rekabetinde bir başka salvo olarak görülebilir. ABD’nin geniş bir üstünlüğe sahip olduğu düşünülse de, artık bu daha az kesin görünüyor. Ne olursa olsun, kesin olan şey şu: DeepSeek, dünyanın “yapay zekâ dönüşümüne” ivme kazandıracak gibi gözüküyor. Bunun da ötesinde, geride kaldığı düşünülen Çin’in yapay zekâ alanında kendi kendisi ile rekabet ettiği yeni bir dönem de başlıyor: ülkenin önde gelen teknoloji şirketlerinden Alibaba da, 29 Ocak’ta tam da Çin Yeni Yılı günü, Qwen adlı yapay zekâ modelini tanıttı. Alibaba, Qwen’in DeepSeek’in son sürümlerini geride bıraktığını iddia ediyor.