Deniz Gümüşel: “Akbelen Mücadelesi Yaşama Sahip Çıkmaktır”

“Limak ve İçtaş holdinglerin konsorsiyumu olan YK Enerji, kesim için doğrudan eski bakan Pakdemirli’den izin aldı. Bu hukuksuz izin iptal edilmelidir”

ASLIHAN GENÇAY

01.08.2023

Akbelen direnişine dair, dün İkizköy Çevre Komitesi’nden avukat İsmail Hakkı Atal’ın anlattıklarına yer vermiştik. Akbelen direnişçilerinden aktivist ve çevre mühendisi Deniz Gümüşel’le devam ediyoruz bugün.
 
Gümüşel, 24 Temmuz Pazartesi günü direnişi engellemek isteyen jandarma tarafından gözaltına alınmış ve çıkarıldığı mahkeme tarafından yurtdışı yasağıyla adli kontrolün yanı sıra enteresan bir ceza daha almıştı: Milas sınırları içine girmemek!
 
“Öne çıkan kişileri hedef alıyorlar”
Bu cezanın gerekçesini sorduk Gümüşel’e;
“Milas sınırları içine giriş yasağı vermelerine dair bir gerekçe yok. Yurtdışı yasağı ve adli kontrolü ise memura mukavemet iddiasıyla ‘delilleri karatma ve kaçma riskine karşılık’ vermişler” diyor ve devam ediyor:
 
“Alana gelen desteği azaltmak için insanları bezdirmeye ve sindirmeye yönelik bir taktik bence. Öne çıkan kişileri hedef alıyorlar. Eğer onları yıldırırlarsa geri kalanların da korkarak sineceklerini düşünüyorlar ama bu saçma cezadan sonra destek daha çok arttı. İnsanlar işin absürtlüğünün farkındalar. Biz çok barışçıl ve kimsenin hakkına tecavüz etmeyen bir hak arama mücadelesi içindeyiz. Bu çok net. Orantısız cezalar ve baskılar, insanların mücadeleyi sahiplenmesini arttırıyor.”
 
“Nasıl yaptırım uygulanacak bilmiyoruz”
Gümüşel, Milas sınırları içinde görüldüğünde neler olacak, tabii bunu henüz bilmiyoruz. Şöyle anlatıyor düşüncelerini Gümüşel:
“Şu an Milas sınırları içindeyim, hatta Akbelen Ormanı’ndayım ve Milas merkeze doğru ilerliyorum. Bu kararın yedi günlük bir itiraz süresi var ve bu süre boyunca verilen geçici karar uygulanmayacak. Bu yüzden şu anda rahat hareket edebiliyorum. Hafta başında göreceğiz, bana nasıl bir yaptırım uygulayacaklarını. Daha önce başka örneği olan bir ceza olmadığından, açıkçası nasıl uygulayacaklarına dair bir fikrimiz de yok.”
 
“Orman bakanı izni iptal etmeli”
İkizköy Çevre Komitesi’nin ve İkizköy halkının taleplerine dair ise;
“Bir çevre mühendisi olarak meseleye baktığımda yürütmenin durdurulması kararının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Avukatlarımız bu konuda girişimde bulundular. Hukuksuz bir kesim hâlen devam ediyor. Bu kesimin ve madene tahsis sürecinin iptali için bir çözüm daha var: Tarım ve Orman bakanının izni iptal etmesi. Bir önceki bakan Bekir Pakdemirli, maden tahsis iznini bizzat kendisi imzalamıştı. Normal prosedüre göre Orman Genel Müdürlüğü tarafından imzalanan bir izin belgesidir bu. Ancak Limak ve İçtaş holdinglerin konsorsiyumu olan YK Enerji, doğrudan bakandan bu imzayı aldı. Belki de hukuksuzluğu nedeniyle alt kademede bulunan bürokratlar ve memurlar, belgeyi imzalamak istememişlerdir. Ya da çok daha yukarıdan gelen emirle siyasi bir karar olarak imzalanmıştır. Bu şekilde değerlendirmek de mümkün. Yürütmenin durdurulması kararı verilirse, bu karar elbette bizi bir miktar rahatlatacaktır ama esas olan bu hukuksuz iznin iptalidir” diyor Gümüşel.
 
“İkizköy halkını yalnız bırakmayın”
Kamuoyuna bir çağrısı da var Gümüşel’in İkizköylüler adına:
“Akbelen mücadelesi, Akbelen Ormanı’nın 780 dönümlük sınırlarını çoktan aştı. Bu aslında yaşama sahip çıkma mücadelesi çünkü burada sadece bir orman ekosistemi yok edilmiyor. Aynı zamanda bölgeye su sağlayan çok değerli su varlıkları bitiriliyor. İklim krizinin tehdidi altında bulunan ormanları sık sık yangınlarla kaybediyoruz. Bu ormanın kaybı, iklim krizini daha fazla tetikleyecek. Mesele, sadece İkizköylüleri ilgilendiren bir mesele değil artık.”
 
Devam ediyor Gümüşel:
“Zaten ekolojik problemler, hiçbir zaman doğdukları coğrafyayla sınırlı tutulamaz. Domino etkisiyle başka coğrafyalara ve küresel olarak dünyaya da zarar verirler. Bu mücadele bir yaşam savunusu olarak değerlendirilmeli ve İkizköy halkı yalnız bırakmamalı.”