Diploma meselesinin iki yüzü
Hukuk devleti ve demokrasi açısından ilginç günlerden geçiyoruz diyeceğim ama ne zaman böyle değildi ki…

20.03.2025
Üniversitede senelerce yatay geçiş komisyonlarında görev yaptım, konuyu iyi bildiğimi zannediyorum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptali sonrası da bu yazıyı yazmak istedim.
Başlıkta da belirttiğim gibi konunun bence iki yüzü var, birincisi hukukun gelen ilkelerinin ve bu konuya yönelik iki temel yönetmeliğin, 21 Ekim 1982 ve 7 Mart 1990 tarihli Resmî Gazeteler, (1990 yatay geçiş öncesi için) belirlediği hukuk yüzü.
Bir de hukuktan kısmi olarak bağımsız bir hakkaniyet boyutu var bu işlemin; hakkaniyet bu konuda kullanabileceğim en doğru kelime galiba, eşitlik demek değil kesinlikle, hakka uygun anlamına gelir deniyor ama ben aynı kanıda değilim, hak hukuk kelimesinin tekili sonuçta, hakkaniyetin hukukla doğrudan ilişkisi yok, İngilizce “equity” kelimesi karşılıyor hakkaniyeti, muhtemelen en iyi karşılığı doğruluk.
Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçişi çok muhtemelen (hukukçu değilim sonuçta) hukuka uygun ama hakkaniyete pek uygun değil ancak nihai belirleyici de hukuka uygunluk olsa gerek.
Yatay geçiş o günkü geçerli hukuki çerçeve dahilinde mevzuata uygun kanımca, 21 Ekim 1982 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan YÖK’ün yatay geçiş yönetmeliğinin 5, 6 ve 7. Maddelerinde koşulları belirtiliyor, bu üç madde arasında en önemlisi 7. Madde:
Madde 7 — Bir öğrencinin, bulunduğu yükseköğretim kurumuna girdiği yıldaki puanı, naklen gitmeyi arzuladığı kurumun taban puanından yüksek olması ve öğrenciyi alacak yükseköğretim kurumunun bu yönetmeliğin 3. maddedeki belirlenen sayının dolmaması halinde ilgili yönetim kurulları bu yönetmeliğin 5. ve 6. maddelerindeki başarı sınırlarını % 50’ye kadar indirme kararı alabilir.
21 Ekim 1982 tarihli YÖK Yönetmeliğinin 11. Maddesi yabancı üniversitelerden Türkiye üniversitelerine geçişi düzenliyor ancak 7 Mart 1990 tarihli YÖK yönetmeliği 1982 tarihli yönetmeliğin 11. Maddesini (yabancı üniversitelerden Türkiye üniversitelerine geçiş) yeniden düzenliyor, 1982 yönetmeliğinin 5. ve 6. Maddelerinin yatay geçiş için gerekli olduğunu belirterek 1982 tarihli yönetmeliği değiştiriyor.
Ancak, ilginç olan, ya da bana ilginç gelen konu, 1990 yönetmeliğinde 1982 yönetmeliğinin 7. Maddesinin de gerekli olacağı bu son düzenlemeye girmiyor.
7. madde kanımca yatay geçiş süreçlerinin en önemli maddesi, neden yönetmeliğin son şekline girmediğini anlamakta zorlanıyorum; bir açıklaması liseyi yurt dışında okumuş, üniversiteye yabancı bir ülkede başlamış olan öğrenci için üniversite puanının aranamayacağı olabilir ama yönetmelikte liseyi Türkiye’de bitirmiş öğrenci için bir ek düzenleme getirilebilir idi, getirilmemiş ve kanımca yatay geçiş hukuku önemli ölçüde meşruiyet zafiyetine uğratılmış, 7. Maddenin yönetmeliğin son şeklinde aranmıyor olması çok büyük ölçüde İmamoğlu’nun yatay geçişine hukuki zemin teşkil etmiş 1990 itibariyle.
Yatay geçiş yönetmeliğinin bu son haliyle Ekrem İmamoğlu Girne Amerikan Üniversitesinden İÜ İşletme Fakültesine yatay geçiş yapıyor ve kanımca da bu yatay geçişte hukuki bir sorun yok.
Tanınma konusu çok daha sonra düzenlendiği için, hukukçu değilim ama İmamoğlu’nu ilgilendirmiyor kanısındayım.
Yazının başlığını “diploma meselesinin iki yüzü” koydum, birincisi hukuki, ikincisi ise hakkaniyet yanı.
1990’da yabancı ülkelerden Türkiye üniversitelerine yatay geçiş için geldiği üniversiteye (Girne Amerikan) girdiği sene üniversite giriş puanının yatay geçiş yaptığı bölüme, bizim konumuzda İÜ İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü, en düşük puanla giren öğrenci ile aynı olması şartının aranmaması İmamoğlu için bir hukuki sorun oluşturmuyor ama maalesef herkes için bir hakkaniyet meselesi bu durum ama bu da muhtemelen 19 yaşındaki bir öğrenciyi doğrudan ilgilendirmiyor, yapılacak bir şey yok.
Bu yazıyı Perşembe günü (20 Mart) okuyacaksınız, ben Salı akşamı yazmaya başladım ama Çarşamba sabahı İmamoğlu’nun diploma konusu bile ikinci plana düştü, İmamoğlu ve yüzü aşkın kişi gözaltına alındı, TBMM açıldı ve hemen sonra kapandı.
Hukuk devleti ve demokrasi açısından ilginç günlerden geçiyoruz diyeceğim ama ne zaman böyle değildi ki…