Eileen Gu/Gu Ailing olmak veya olmamak

ABD’de de birçok imkâna sahip olabilecek bir sporcunun Çin’i tercih etmesi bir sevgi ve nefret objesine dönüşmesine neden oldu.

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

16.02.2022

Pekin Kış Olimpiyatları’nın en çok konuşulan isimleriden biri henüz 18 yaşında: Eileen Gu. Amerika doğumlu, babası ABD vatandaşı olan Gu, Çin’in Olimpiyat Takımı için serbest stilde yarışan bir kayakçı. 

Eileen Gu veya Çince ismiyle Gu Ailing, çok güzel, okul hayatı boyunca derslerinde çok başarılı, Stanford Üniversitesi öğrencisi bir genç kadın. Diğer bir deyişle, “mükemmel”. Gu’yu tartışmalı bir sporcu haline getirense, ABD için değil Çin adına yarışması.

Gu, “ABD’deyken Amerikalı ve Çin’deyken Çinli gibi hissediyorum” diyor. 21. yüzyılın X Kuşağı için gerçekten de, birden fazla ulusal aidiyet hissetmek gayet doğal gelebilir. Yeni nesillerde, ideolojik ve milli hislerin sınırlarının esnediğini, 2000’ler kuşağının bir parçası olarak ben de söyleyebilirim.

İlk akla gelenlerden biri, Gu’nun Çin adına yarışmayı seçmesinin maddi sebeplerden kaynaklanıyor olabileceği. Kendisinin toplamda yaklaşık 30 milyon dolarlık reklam anlaşmalarına imza attığı da iddia ediliyor.

Buna karşılık şunu da vurgulamak gerek: Gu, babası Harvard Üniversitesi ve annesi de Stanford’dan mezun; maddi ve sosyal statü olarak ABD’de zaten ayrıcalıklı statüde bir genç. Ayrıca, zaten 2018-2019’da ABD için yarışmaya başladığında büyük gelecek vadeden ve ünlü moda markaları için modellik yapan bir kayakçıydı. ABD’de de birçok imkâna sahip olabilecek bir sporcunun Çin’i tercih etmesi bir sevgi ve nefret objesine dönüşmesine neden oldu. Çin’de çok sevilirken, ABD’de Gu’nun seçimi sorgulanıyor. Yine de, Amerikalı yorumcular arasında da, bu kadar genç bir kadın üzerinden uluslararası ilişkilerin sorgulanmaması gerektiğini vurgulayanlar da var.

Gu’nun seçimi, Çin ve ABD arasında jeopolitik gerginliklerin zirve yaptığı bir döneme denk gelmeseydi, bu kadar da gündem olmazdı. Ve tabii, Gu’nun karizması ve ilgiyi paratoner gibi üzerine çeken “yıldız” özelliği de, olumlu ve olumsuz tepkilerin odağına dönüşmesine neden oldu.

Gu’nun kendisi, yorumlara çok takılmadığını iddia ediyor. Yarışmalar genelindeki koşuşmalar ötesinde kendi başına kalmaktan hoşlandığını, içe dönük bir yapısı olduğunu da söylüyor. Pekin Kış Olimpiyatları’nda da odasında beraberinde getirdiği klavye ile beste çalışmaları meşgul olduğunu, boş zamanlarında meditasyon yapıp piyano çalmayı sevdiğini de sözlerine ekliyor.

Göründüğü kadar kolay değil

Asya kökenli Amerikalılara yönelik nefret söylemlerinin ve hatta ırkçı şiddetin, cinayetlerin son dönemde arttığı iddia ediliyor. Bu konuda daha önce, “Stop Asian Hate/Asyalı Nefretini Durdur” başlıklı bir yazı da yazmıştım.

2022 başında ABD’deki Asya kökenlilerin kurbanı olduğu iki cinayet gerçekleşmişti. Ocak başında, yaklaşık 8 aydır komada olan 61 yaşındaki Çinli göçmen Yao Pan Ma, hayatını kaybetmişti. İzini kaybettiği oğlunu bulmak için New York’a gelen ve çalıştığı lokantada işten atılınca şişe ve teneke kutu toplamaya başlayan Ma, evsiz bir adamın saldırısına uğramıştı. Saldırgan, “Asyalılarla ilgili sorunları olduğu için hiç tanımadığı Ma’ya saldırdığını” itiraf etmişti.

Yine Ocak’ta Kore kökenli Michelle Go, New York’ta metronun önüne itilerek öldürülmüştü. Yine evsiz bir adamın işlediği bu cinayet de, nefret suçu olarak yorumlanmıştı. 

Gu’ya yönelik tartışmalar da, Asya ve özellikle Çin kökenliler arasında, Pekin-Washington hattında yaşanan gerilimler, Koronavirüs Pandemisi gibi faktörlerin zaten yaşadıkları zorlukları daha da arttırdığı şikayetlerinin tekrar gündeme gelmesine neden oldu. Çin kökenli Amerikalılar, “iki dünyada da yer olmadığını öne sürüyorlar. Haksız da sayılmazlar; son dönemde ABD hükümetinin  “Çin İnisiyitafi” (China Initiative) adlı bir güvenlik soruşturması nedeniyle, Çin kökenli akademisyenler “casusluk” suçlamaları nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bu mesele öyle derin ki, başlı başına bir yazı konusu. 

Gu’nun vakasına dönersek, onun da kolay ve ayrıcalıklı görünen hayatına rağmen, Olimpiyatlar’da yarışmaya hak kazanan tüm sporcular gibi nice zorluklar yaşadığını görüyoruz. Kendisi gibi kayağa meraklı annesi önce onun sporcu olmasını istememiş; kızının tutkusunu görünce onu kırmamak için her haftasonu sekiz saat uzaklıktaki antreman sahasına arabayla onu götürüp getirmiş.

Gu’nun Çin’e olan bağlılığının ardında samimi bir sebep de olabilir: çocukluğu boyu tüm yazlarını annesiyle beraber Çin’de geçirmiş ve anadillerinden biri Mandarin. Aslında, tartışmalı bu sporcunun hikâyesi, ebeveynleri farklı ve özellikle de birbiriyle çekişen ülkelerden olan birçok çocuğun öyküsü gibi. Z Kuşağı, vatandaşlık aidiyeti ve ulusal duyguları konusunda esnek olsa da, dünyanın gerçekleri henüz öyle değil.