En ağır deprem kayıplarını veren ülke ve Türkiye
Çin, hızla değişip dönüşen, ekonomik olarak gelişen bir ülke. En kötü tecrübeleri yaşamış ve ders almış.
13.02.2023
Türkiye’nin ikiz depremlerinin mağdurlarına yardım için gelen arama-kurtarma ve insani destek ekipleri arasında Çin’den gelenler de vardı. Çin’in arama-kurtarma ekipleri, enkaz altındaki kalp atışlarını tespit eden cihazlara sahip olmalarıyla gündeme geldiler. Bahsi geçen cihaz, ABD’de 2010’ların başında NASA tarafından geliştirildi ve mikrodalga radar teknolojisini kullanıyor. Aynı teknoloji, Çin’in geliştirdiği cihazlarda da mevcut. Günümüzde, enkazlar veya kapalı mekânlarda insan kalbi ve nefesi olup olmadığını ölçen cihazlar, Çin piyasasındaki şirketler tarafından 26 ilâ 32 bin Dolar arası fiyatlara satılıyor. Çin, ayrıca depremlere yönelik erken uyarı sistemini geliştirmek konusunda da büyük çaba gösteriyor.
Bunun ötesinde, Çin’de afet bölgelerinde kullanılabilecek portatif tuvaletlerden, binlerce kişiye arıtılmış su sağlayabilecek mobil sistemlere, online alışveriş sitelerinde bile satılıyor. Zira, afetlere alışkın bir coğrafyanın ve hatta dünyanın başlıca ekonomik dinamolarından biri olması nedeniyle Çin’de, “felaketler” için de üretim hazırlığı ve kapasitesi var.
Diğer bir deyişle, Çin’in gerek arama-kurtarma ile müdahale ve gerekse de deprem sonrası, temel yaşam imkânlarının sağlanması çalışmaları konusundaki birikimi ciddi boyutta. Bu birikim de, acı deneyimlerle ve bu tecrübelerden ders çıkartarak olmuş.
Deprem konusunda, genelde Japonya’nın deneyimleri üzerine konuşuyoruz ama neredeyse tüm Doğu Asya ve Asya Pasifik, türlü doğal felaketlerle dolu trajik geçmişe sahip. Ve bu tecrübelerden de, ders çıkarıp hazırlıklı olmaya çalışıyorlar.
Uluslararası ilişkiler açısından bölge genelinde çekişmeler olsa da, afetlere ve acil durumlara hazırlık için dayanışma ve ortaklaşma da var. Elbette, bu dayanışma çok daha kapsamlı olabilir. Güneydoğu Asya ülkelerinin birliği ASEAN, üyesi olmayan Japonya ve Çin ile de ortak afet müdahale mekanizmaları oluşturmaya çalışıyor. Yaklaşık 20 yıldır, bölgedeki afetlere, hukuki yaptırımı da olan, “Afet Yönetimi ve Felaket Yönetimi Anlaşması” ile koordinasyon içinde müdahale etme çabasında.
Dünyanın en çok deprem kurbanı veren ülkesi Çin
Çin, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dört deprem felaketinden ikisini yaşayan ülke. Dünyanın en öldürücü depremini, Tangshan Bölgesi’nde yaşayan Çin; 28 Temmuz 1976’daki bu sarsıntıda, yüz binlerce insanını kaybetmişti. Tangshan Depremi’nde kaç insanın can verdiği ile ilgili kesin bilgi bile yok: Kimi tespitlere göre 655 bin, kimilerine göre ise 250 bin kişiyi öldürdü 7,8 şiddetindeki bu sarsıntı.
12 Mayıs 2008’de ise, Sichuan Bölgesi’nde 7,9 şiddetinde bir deprem gerçekleşti. Çin, 1976’ya göre çok daha hazırlıklı olsa da, yaklaşık 87.600 kişinin yaşamına mal oldu bu deprem de..
Daha da geriye gidersek, 1931’de Yangtze Nehri Sel Baskınları, yaklaşık 3,7 milyon insanın hayatını kaybettiği, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük doğal felaketi idi. 1975’te de, Nina Tayfunu’nun Henan Bölgesi’ndeki Banqiao Barajı’nı çökertmesi de, dünyanın üçüncü büyük felaketi oldu. Banqiao Barajı’nın yarattığı sel felaketi ilk etapta, 26 bin kişinin canını aldı. Ertesindeki salgın hastalık felaketi de, 145 bin kişiyi öldürdü.
Günümüzde Çin’in, sadece deprem gibi doğal afetler ve insani krizlerle ilgilenecek, “Acil Durum Bakanlığı” var. Bu bakanlık, 2018’de Çin’in tüm acil durum ve doğal afetlere karşı hazırlıklı olması, can kayıpları ve maddi zararların en aza indirgenebilmesi için kuruldu. Acil Durum Bakanı Wang Xiangxi, madencilik kökenli; bugün Türkiye’de madencilerin ne kadar hayati rol oynadıklarını da görüyoruz.
Her ne kadar, Çin’de doğal felaketlere müdahale etmek için başkent Beijing odaklı bir devlet mekanizması çerçevesi varsa, bugün Türkiye’de deprem bölgesinde aktif çalışan arama-kurtarma ekipleri, sivil savunma ve sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Devlet, bu sivil toplum ekiplerine gerekli maddi ve diğer desteği sunuyor; ancak, bu gruplar aslında Çin sivil toplumunun parçaları, yerel inisiyatifler.
Çin, üst gelir grubunda olmayan ama hızla değişip dönüşen; ekonomik olarak gelişen bir ülke. En kötü tecrübeleri yaşamış ve ders almış. Bu derslerin özeti şu: Demek ki, afetlere müdahale; ancak devlet, sivil toplum ve sivil üretim kaynaklarının/özel sektörün ortak bir çabasıyla mümkün. Ve tabii, bir de afet öncesi hazırlık var: inşaat sektörünün ekonomisinde önemli bir yeri olan Çin’deki dönüşümü, uymaları gereken yasa ve yönetmeliklerin değişimi var ki; o da başka bir yazının konusu. Mesele, önce değişmeyi amaçlamak.
—–
Kapak Görseli: Anadolu Ajansı (Çin’in yardım için Türkiye’ye gelen ekiplerinden biri.)