“Eski Dünya” Yeni Medya Düzeni’ne meydan okuyor

Sendikalaşmadan devlet regülasyonuna kadar çeşitli süreçler yeni düzende de etkili olmaya başladı

ERKAN SAKA

19.02.2019

İnsanlığın geçmiş bazı kazanımlarının ne kadar önemli olduğu yeni medya düzenin ulaştığı bu noktada yeniden farkediliyor.
 
P24Blog’daki son iki yazımda da Buzzfeed’deki işten çıkarmalar önemli bir yer tutmuştu. Şimdiki yazının da ilk kısmı yine onunla ilgili ama başka bir açıdan: Slate’in haberine göre Buzzfeed News çalışanları sendikalı olmaya karar vermiş. Yaklaşık 220 çalışanın, yani kadronun yaklaşık yüzde 15’inin işten çıkarılışından iki hafta sonra geride kalan çalışanlar sendikalı olacaklarını ilan ettiler. Sendika organizasyon komitesi maaşlar arasındaki farklılıklardan artan sigorta maliyetlerine, yanlış yönetilen işten çıkarma sürecine kadar işyerindeki bir çok soruna dikkat çekmiş.
 
Buzzfeed çalışanlarının büyük bir çoğunluğu NewsGuild’e katılma kararı almış. NewsGuild, Amerika İletişim Çalışanları Federasyonuna (Communications Workers of America) bağlı bir sendika. Bloomberg’in haberine göre, Buzzfeed Genel Yayın Yönetmeni Ben Smith yazılı bir açıklama ile sendika temsilcileriyle görüşmeye hazırlandıklarını ve olumlu görüşmeler sonucunda gönüllü olarak sendikayı tanımak istediklerini belirtmiş.
 
BuzzFeed’in kurucusu Jonah Peretti 2015’te çalışanlara “Sendika seçeneğinin BuzzFeed için doğru bir seçenek olduğuna inanmıyorum” demişti. Muhtemelen o zaman çalışanların çoğu da sendika fikrini tahayyül bile etmiyordu. Birçok benzer yerde olduğu gibi. Ancak dijital teknolojilerin yıkıcı etkisi yalnızca sektörlerin yeniden yapılanmasına yol açmıyor, emekçilerin uzun süren çabalar sonucunda elde ettiği kazanımları da ortadan kaldırıyor. Bu başından beri bilinse de son yıllarda bunun etkisi daha çok görülmeye başladı. Bu bağlamda, BuzzFeed çalışanlarının sendika kararı alması ne ilk ne de son olacak gibi.
 
Bir başka önemli haber ise Almanya’dan geldi. Teknoloji devleri artan eleştirilere rağmen kendi kendilerine inandırıcı çözümler üretmiyor. O zaman da dışarıdan gelecek müdahalelerin meşruiyeti artıyor. 2-3 yıl önce bile daha şüpheyle bakılabilecek bir kamu kuruluşu müdahalesi sıradan kullanıcılar için kurtarıcı hâle gelebilir. Böyle bir hamle Almanya’nın rekabeti düzenlemekle sorumlu Federal Kartel Ofisi’nden geldi ve Wired’ın deyişiyle Almanya Facebook’un reklama dayanan iş modelini toptan yasadışı ilan etti. Karar temyizde. Facebook ümitli ama Alman devlet kurumu da kararlı gözüküyor. Peki, karar neydi?
 
Karar Facebook’un bir milyara yakın kullanıcısının verilerini kullanma biçimiyle ilgiliydi. Hâlihazırda Facebook kullanıcılarının WhatsApp ve Instagram’daki verilerini de her tür cihaz ve ortam üzerinden takip ediyor. Bu üç uygulama üzerinden topladığı verileri de reklam modelinde kullanıyor. Teorik olarak bir kullanıcı üç platformdaki verilerinin kullanımına izin veriyor ama Almanya’nın antitröst kurumu Facebook’un kullanıcılarını izin vermeye zorladığına ve bunun bir sömürü pratiği olduğuna inanıyor. Verdiği kararda Facebook’un platformlar arası kullanıcı verisi takibini durdurmasını talep ediyor. Aslında bu karar kişisel veri aktivistlerinin savunduklarına yakın bir talep. Aktivistlere göre birçok insan bedava kullanım karşılığında Facebook ve benzerlerine ne tür veri sunduklarını ve bu verilerin ne şekilde kullanıldığını anlayamıyor.
 
Verilen karar da bu duruma atıf yapıyor ve kullanıcının platform üzerindeki onayının bir kurgu olduğunu, gerçekten neye onay verdiğinin belli olmadığını iddia ediyor. Kararda kullanıcıların uğradığı zararın maddi olmadığı ama “kontrol kaybı” şeklinde olduğu belirtiliyor: Kullanıcılar kişisel verilerinin ne şekilde kullanılacağını kontrol edemez hâle geliyor. Facebook’un kendisi için yarattığı kişi profillerinin hangi platformdan alınan hangi veriyle inşa edildiği bilinemediğinden ortaya çıkan kişi hakkında profilin gelecekte ne gibi sonuçları olabileceği de kişinin tamamen kontrolü dışında kalıyor. Facebook itirazında bu kararla Snapchat, YouTube, ve Twitter gibi rakipleri karşısında zor durumda kalacağını belirtmiş. Alman kurumu ise Facebook’un oynadığı hayatî işlev ile platformların aynı düzeyde olmadığının altını çizmiş.
 
Facebook temyizi kaybederse en azından Almanya’da veri toplama biçimini değiştirmek zorunda kalacak. Ancak böyle bir durumun Almanya dışında da örnek olabileceği düşünülüyor. Belki de bu karar ile sosyal platformların kişisel veri kullanımında yeni bir dönem başlayabilir. Tabii hâlâ çok erken bunu düşünmek için ama kişisel veri meselesi son yıllarda o kadar hayatî hâle geldi ki sosyal platformların buna çözüm üretememesi, hattâ aksine iş modellerini kişisel veri kullanımına dayandırması eski düzen güçlerine yeni fırsatlar vermiş oldu.