AYM: Alpay’ın tutukluluğu sona ermeli
Anayasa Mahkemesi tutuklu gazeteci Şahin Alpay hakkında 2. kez hak ihlali kararı vererek, “tutukluluk hâlinin sona erdirilmesini” talep etti
16.03.2018
Anayasa Mahkemesi, tutuklu gazeteci Şahin Alpay’ın ikinci bireysel başvurusuna dair kararını 16 Mart 2018 günü açıkladı. Alpay’ın avukatları tarafından “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlâli kararının uygulanmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” iddiasıyla 1 Şubat 2018 günü yapılan başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Alpay’ı haklı bularak bir kez daha hak ihlâli kararı verdi. Mahkeme oybirliği ile verdiği kararda ayrıca ihlalin ve sonuçlarının giderilmesi için Alpay’ın “tutukluluk hâlinin sona erdirilmesini” talep etti.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Şahin Alpay adına yapılan yeni başvuruyu karara bağlayarak, Alpay hakkında, 11 Ocak tarihli hak ihlâli kararının uygulanmaması nedeniyle Anayasa'nın 19. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddeleri tarafından güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Alpay ve Mehmet Altan’ın bireysel başvuruları ile ilgili kararını 20 Mart’ta açıklayacağını duyurmuştu.
Anayasa Mahkemesi kararında 11 Ocak’ta verilen kararın uygulanmamasına ilişkin, anayasaya göre Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin ve bağlayıcı nitelikte olduğunu vurguladı. Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep ettiği durumlarda alt mahkemelerin görevlerinin “Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerinin kapsamını değerlendirmek” olmadığını ve söz konusu ihlali ortadan kaldırmaları gerektiğini ifade etti.
Anayasa Mahkemesi’nin kararında, alt mahkemelerin “dosyanın esasa ilişkin değerlendirme yapamayacağı” yönündeki eleştirisi ile ilgili ise şu ifadeler kullanıldı:
“Tutuklama tedbiri nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının
ihlal edildiğinin ileri sürüldüğü bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi’nin somut olayda suç işlendiğine dair ‘kuvvetli belirti’nin bulunup bulunmadığını incelemesi anayasal bir zorunluluktur. Mahkemenin temel hak ve özgürlüklere ilişkin olarak Anayasa'da açıkça düzenlenmiş olan bir güvenceyi göz ardı ederek inceleme yapması düşünülemez. Aksinin kabulü Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruların Anayasa'nın öngördüğü ölçütler çerçevesinde incelenememesi anlamına gelir.”
Mahkeme ayrıca, alt mahkemelerin 11 Ocak’taki kararın ardından yaptıkları açıklamanın aksine, “ihlal kararının hukukî sonuç doğurabilmesi için Resmî Gazete'de yayımlanmasının gerekli olmadığını ve ilgili merciye tebliğinin yeterli olduğunu” belirtti. Kararda, bir önceki kararın uygulanmamasına ilişkin ise şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı verip bu ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hükmettiği durumlarda ilgili merciler, ihlal kararının niteliğini dikkate alarak ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde hareket etmek zorundadır (bkz. §§ 57, 58). Buna göre somut olayda derece mahkemelerinin görevi, Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerinin kapsamını değerlendirmek değil Mahkemece tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu zorunluluk, Anayasa'nın 138. maddesi anlamında mahkemelere verilmiş bir emir veya talimatın yerine getirilmesi değil, bir hukuk devletinde mahkemeye erişim hakkının hayata geçirilmesidir. Nitekim yukarıda açıklandığı üzere, Anayasa'nın 153. maddesinin altıncı fıkrasında, 138. maddesinden farklı olarak, Anayasa Mahkemesi kararlarının yargı organları yönünden de bağlayıcı olduğu ifade edilmiştir.”
Mahkeme, kararın Alpay’ın tutukluluk hâlinin sona erdirilmesi sûretiyle
ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti. Mahkeme kararında ayrıca, Alpay'a 20 bin lira tazminat ödenmesini de istedi.
Anayasa Mahkemesi, 11 Ocak 2018 tarihinde verdiği kararda, gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tutukluluklarının hak ihlâli teşkil ettiğine hükmederek ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararı ilgili mahkemelere göndermişti. Ancak yargılamaları yapan İstanbul 13. ve 26. Ağır Ceza mahkemeleri Alpay ve Altan’ın tutukluluk hallerinin devamına karar vermiş, bir üst mahkeme olarak görev yapan 14. ve 27. Ağır Ceza mahkemeleri de Alpay ve Altan’ın avukatlarınca yapılan itirazları reddetmişlerdi.
Bunun üzerine Alpay ve Altan’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlâl kararlarının gereğinin yerine getirtilmemesi nedeniyle müvekkillerinin kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlâl edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine tekrar bireysel başvuruda bulunmuştu.
Şahin Alpay’ın da sanık olarak hâkim karşısına çıkacağı Zaman gazetesi davasının bir sonraki duruşması 5 Nisan’da görülecek. Mehmet Altan ise, alt mahkemelerinin tahliyesini reddetmesinin ardından davasının 16 Şubat’ta görülen karar duruşmasında ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkûm edilmişti.