Hande Kader’den ne öğrenebiliriz?

“Kadın cinayetlerinin durması gerekiyor” diye bir yazı okuduğumuz vakit su soruyu soralım: Nasıl durdurulabileceği de yazılmış mı

NATALİ ARSLAN

29.08.2016

Sadece 2016 yılında 153 kadın ölümü medyaya yansıdı. Bu haberleri basılı ya da çevrimiçi gazetelerde okuduk, belki de haberlere sosyal medya paylaşımlarında denk geldik. Kimisini gözden kaçırmış da olabiliriz. Ağustos'ta yine geldi istemediğimiz haber. Bu seferki bir trans kadının ölümü. Hande Kader'in yakılarak öldürülmesi kadın cinayetleri sorununa maalesef yeni olmayan bir tartışmayı tekrardan gündeme getirdi. Seks işçisi olan bir trans kadının ölümünün neden medyada ve toplumda “normlara” uyan bir kadının ölümünden daha az ilgi gördüğü sorgulandı. Ana akım olmayan medya bunu Özgecan Aslan'ın ölümüyle de kıyasladı ve "biri ötekinden daha kıymetli değil" dedi. Sonra herkes Pazar günü Hande için ses vermeye çağrıldı.
 
Aklıma o günden beri bir şey takıldı. Evet, ses çıkarmamız gerekli. Daha çok, daha sık ses çıkamalıyız. Ama sadece ses çıkarmak, her cinayet ardından yüzlerce, binlerce kez dile getirilen sosyal, ekonomik ve politik sorunlara tek başına çözüm olabilir mi? Kadın kuruluşları, LGBTQİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Queer ve Interseks) organizasyonları, aktivistler, avukatlar, milletvekilleri sık sık belirli stratejiler sunuyorlar. Peki, biz bu stratejileri medyada okuyabiliyor muyuz? Onların sesleri, çözüm önerileri bizlere ulaşıyor mu? Bir toplumsal hareketin hedefine ulaşması belirlenen stratejilerine bağlıysa bunların medyada görünülürlüğü de önemlidir.
 

Direniş stratejisi neden önemli?
 
Donatella Della Porta (2006) gibi birçok toplumsal hareket araştırmacısı, toplumsal hareketlerin medyaya bağımlılığını dile getirdiler. Medya bağımlılığı kuramı (media dependency theory), medyanın ve toplumsal hareketlerin birbirlerine bağlı olduğunu öne sürer ancak ikincisinin ilkine daha çok bağımlı olduğunu vurgular (Gamson ve Wolfsfeld, 1993 ). Bu araştırmacılara göre, toplumsal hareketler mesajlarını daha geniş bir kitleye yayabilmek, meşru kılınmak ve sempati ve destek kazanabilmek için medyaya bağımlıdırlar. Bu da demek oluyor ki, medyanın toplumsal hareketleri ve direnişleri objektif ve bütünsel olarak anlatması gerekir. Olayları kültürel, ekonomik, politik yönleriyle derinlemesine ele alan habercilik ile yüzeysel bir protesto haberciliği arasında okuyucu olarak öğreneceklerimiz açısından fark vardır. Dolayısıyla medyanın bizi çözüm yoluna götüreceğini düşündüğümüz stratejileri yani isteklerimizi açıkça belirtmesine ihtiyacımız var.
 
"Kadın cinayetlerinin durması gerekiyor" diye bir yazı okuduğumuz vakit su soruyu yönlendirelim; Nasıl durdurulabileceği de yazılmış mı? "Devlet politikasının değişmesi gerekiyor" şeklinde kaleme alınan sorunun nasıl değişebileceğine dair yöntemler bizlerle paylaşılmış mı?
 

Bu sorularla yola çıkarak Hande Kader'in sosyal medyada en çok payaşıldığı İngilizce ve Türkçe haberleri karşılaştırdım. Acaba bu haberlerde belirlenen problemler ne? Nasıl çözümlerden bahsediyorlar ve dahası bu çözümlere ulaşmak için organizasyonların, milletvekillerinin önerdikleri stratejileri sunmuşlar mı?
 
Hande Kader'in cinayeti üzerine sosyal medyada en sık paylaşılan ilgili haberler yerel düzeyde T24, Onedio, Birgün ve Diken olarak görünüyor. İngilizce dilde yazılan makalelerde ise haberlerin sırasıyla Mic, WOW Report, Viral Women, Refinery 29 ve BBC'de yayınlandığını görüyoruz (Buzzsumo.com, 2016).

 
Gazetelerde belirlenen problemler
 

 

 

Görüldüğü üzere gazetelerde en çok LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddet sorunsallaştırılıyor. Ardından homofobi ve transfobi ve, Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği vurgulanıyor. Ancak bu kategoriye yerel ve yabancı medya olarak bakacak olursak figürler değişiyor. Yerel gazetelerde Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği (%16.7) ilk sırada yer alırken yabancı gazetelerde ağırlık LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddete (%28.6) veriliyor.
 
Gazetelerde yer alan problemler sırasıyla şöyle;

1. Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği
2. Homofobi ve transfobi
3. LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddet
4. Toplum tarafından kabul görme mücadelesi
5. Ana akım medyanın ilgisizliği
6. Anayasal koruma eksikliği
7. Çocuk yaşta gelişen homofobi ve transfobi
8. Devletin politika eksikliği
9. İş bulma sıkıntısı ve iş güvenliği
10. Kadın cinayetlerinde artış
11. Polisin davalara olan ilgisizliği
12. Seks işçisi, eşcinsel veya trans birey cinayetlerinde "cezai indirim"
13. Toplumsal cinsiyet eşitliğin olmaması  

Farklı bir bakış açısıyla şunu da sorabiliriz: Gazeteler Hande Kader'in cinayet haberini Türkiye kapsamında mı yoksa uluslararası bir seviyede mi ele aldılar? Grafiktede gördüğümüz üzere bu cinayet en çok Türkiye seviyesinde ele alınıyor olsa da yabancı gazetelerin ikisinde, BBC ve Mic, sorun uluslararası düzeyde belirlenmiş. Bu gazeteler, trans bireylerinin güvenlik sıkıntılarını Avrupa ülkelerini de kapsama katarak sunuyorlar. Bunu, özellikle Transgender Europe raporundan yola çıkarak Avrupa ülkeleri ve Türkiye'deki trans bireylerin güvenliğini kıyaslayarak ele alıyorlar.
 
Peki bu yerel ve yabancı gazetelerde bahsedilen çözümler neler?
 

Gazetelerde belirlenen çözümler
 

 

Görüldüğü üzere farkındalık yaratmak, görünürlüğü arttırmak ve tepki göstermek çözümler arasında yer alıyor. Ardından ise anayasal değişiklikler ve demokratik kazanımlar geliyor. Yerel gazetelerde daha sık farkındalık yaratmak ve tepki göstermenin gerekliliği vurgulanıyor. Yerel gazetelerde bahsedilen diğer çözümler ise şöyle: anayasal değişiklik, görünülürlüğü artırma,  LGBTQ+ bireylerin karşılaştığı şiddetin Meclis'te ele alınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanır hale gelmesi.
 
Yabancı gazetelerde tüm çözümler birer kez yer almış olarak görünüyor. Yani bir çözüm diğerine oranla daha fazla vurgulanmamış. Bahsedilen bu çözümler; demokratik kazanımlar, görünülürlüğü arttırma, nefrete karşı birleşme ve yasal süreçler.
 
Bu çözümler arasından da anlaşılabileceği gibi doğrudan politik çözüm arayışı anayasal değişiklik, demokratik kazanım ve LGBTQİ+ bireylerin karşılaştığı şiddetin Meclis'te ele alınması şeklinde dile getirilmiş.
 
Yukarda bahsi geçen problemlerin birçoğu bu çözümler arasında karşılığını bulabiliyor. Mesela Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği, homofobi ve transfobi hakkında farkındalık yaratılarak önüne geçilebilecek bir sorun, ana akım medyanın ilgisizliği ise görünürlüğü artırarak çözümlenebilir. Peki bahsedilen tüm bu çözümlere giden yollar, diğer bir deyişle, direniş startejileri makalelerde net bir şekilde yer almış mı?
 
Gazetelerde belirlenen stratejiler
 

Örneğin, okullarda zorunlu cinsiyet dersi farkındalığı artırarak yukarda bahsi geçen başta transfobi ve homofobi olmak üzere birçok soruna çözüm getirebilecek bir strateji. Aynı şekilde anayasal değişiklik talep etmek sorunları politik düzlemde çözüme ulaştırabilecekken sokağa çıkmak görünürlüğü artırmada yardımcı olacaktır. Peki bu stratejilere medya ne kadar yer veriyor?
 
Gazete makalelerinin %41'inde hiçbir stratejiye yer verilmemiş. Stratejiyi net bir şekilde paylaşan yerel gazetelerde somut politik çözümleri dile getiren makalelerin çoğu Birgün'e ait. Anayasal değişiklik talebi ve Meclis'te araştırma komisyonu kurulması sadece Birgün gazetesinde (yer verilen söyleşiler aracılığıyla) dile getiriliyorken, okullarda zorunlu cinsiyet dersi hem Birgün'ün hem Diken'in makalelerinde yer alıyor..
 
Bundan farklı olarak yabancı basında sadece ses çıkarmak ve sokağa çıkmak stratejilerini görebiliyoruz. Burdan şu sonuca varılabilir; medyada bahsedilmesi ve yayılması istenen politik stratejiler uluslarası boyuta taşınamamış ve yerel seviyedede az sayıda gazeteyle sınırlanmış.
 
Son olarak bu gazetelerin kullandıkları kaynaklara (bilgiyi aldıkları yer, kişi ve belgelere) bakalım. Medyada kullanılan kaynaklar, medyada az yer alan kaynakları daha fazla görünür kılmak için bir fırsat yaratabilir.
 

Gazetelerde kullanılan kaynaklar
 
Aşağıdaki grafikten de anlayabileceğimiz gibi, tüm gazetelerde en sık twitter (insanların tepkileri) kaynak olarak kullanılıyor. Ardından, ikinci olarak, Hande Kader'in arkadaşları ve İstanbul LGBTİ Pride Komitesi yer alıyor. Milletvekilleri ve Transgender Europe raporu üçüncü sırada yer alıyor. Avukatlar ve dernekler ise en az sayıda paylaşılan kaynaklar arasında.
 
 

 

Bu analizlerden şu sonuca varmamız gerek: Eğer sorunlarımızın politik düzlemde çözüme ulaşmasını istiyorsak medyayı bu çözümleri paylaşması için zorlamalı ve bir araç olarak kullanmalıyız. Çünkü kadın ve LGBTQİ+ direnişinde olduğu gibi tüm sosyal hareketlerin sesinin duyulması ve doğru politik aktörlere baskı uygulanabilmesi için medyaya ihtiyacımız var.
 
Gazetelerin nasıl habercilik yaptığı bilinirse farklı medya stratejileri de geliştirebilir. Kadın ve LGBTQİ+ hareketi içinde olan tüm birey ve kuruluşlar olarak isteklerimizin daha açık bir şekilde medyada yer alması için çaba gösterebiliriz. Sesi az duyulan kaynakların ve daha somut politik, ekonomik ve sosyal stratejilerin ağırlıkta olduğu bir habercilik için uğraşmalıyız.
 
Evet, Hande'den bunu öğrendik!
 
——————————————————————————————————————————-

Referans 

Della Porta, D., & Diani, M. (2006). Social movements: an introduction (2nd ed). Malden, MA: Blackwell Publishing.
 
Gamson, W. A., & Wolfsfeld, G. (1993). Movements and Media as Interacting Systems. The ANNALS of the American Academy of Political and Social Science, 528(1), 114–125. http://doi.org/10.1177/0002716293528001009
 
BuzzSumo: Find the Most Shared Content and Key Influencers. (n.d.). Retrieved August 22, 2016, from http://buzzsumo.com/