Haramiler
Ayol, markette alışveriş yaptıktan sonra gözü seyiren mi desem, saatlerce bir yerde kalakalıp donanı mı desem, ay neler neler. Durum vahim.

16.03.2022
Anam Bacım, açık kalp ameliyatı sonrası ilk sahne gösterisi Çanakkale Kadın Dayanışma Platformu’nun organize ettiği bir etkinlik kapsamında oldu. Açıkçası çok korkmuştum, öyle olmadı! Çok rahatlıkla sahne gösterisi oldu. Nefesim inanılmaz güzeldi. Meğer 20 yıldır damar tıkanıklığı ile yaşamışım. Bu konuda deneyimli biri olarak, siz okurlarıma önerilerim olacak. Merdiven ve yokuş çıkarken nefes nefese kalıyorsanız, lütfen bir kardiyologa muhakkak görünün! Mide ağrısı ya da spazmı zannettiğiniz hastalığın kalp olma ihtimali çok yüksek! Kadınlarda özellikle mide ağrısı gibi algılanıyor. Erkeklerde ise genellikle göğüs sıkışması halinde oluyor. Lütfen ihmal etmeyin!.
Gelelim gündeme!
Bence gündemin en önemli olayı geçim sıkıntısı bitip tükenmek bilmeyen zamlar! Ben bu yazıyı yazmadan birkaç gün önce ağır bir gribal enfeksiyon atlattım. O dönemde bir rüya, halüsinasyon, kâbus adını koyamadığım bir düş gördüm. Şöyle ki, elimde bir bavul dolusu para ile BİM markete giriyorum. Birden tüm market (var olan marketler) yetkilileri saldırıyor bana ve paramın hepsini alıyorlar. Elime küçücük bir paket kahve ve yarım litrelik şişe su veriyorlar. Sonra market çalışanı arkamdan bağırıyor "abla, bir de hediyemiz çıktı size" elime nohut kadar bir kek sıkıştırıyor. Kan ter içinde uyanıyorum. İşte iktidarın bizi düşürdüğü durumun bilinçaltına yansıması bu! Milyonlarca insan Türkiye’de bu halde. Sesiz sedasız buhran geçiriyoruz hepimiz!
Bazen diyorum acaba içtiğimiz ya da yediğimiz bir şeye madde mi koyuyorlar nasıl bu hale geldik? Nasıl bu kadar uyuştuk? Şöyle bir bakıyorum, ana muhalef partisine, sinsice oy peşinde, AKP'den nefret edenlerin peşinde! İktidar hevesi var ve bunu da beceremiyor. Kardeşim muhalefet iktidara benzemeye çalışarak olmaz! Sözün ve pratiğin farklı olmalı… Yeni ve somut projelerin olmalı! İktidarın yaptığı hiçbir şeye onay veremezsiniz! Örneğin, tezkere ve benzeri durumlarda destek verdiğinde, ikitdarın eli güçleniyor!
Ayol, vallahi, herkes şaşkın ülkede, sadece şaşkın. En son hastaneye kontrole gittiğimde sıra beklerken dışarı çıktım. Bankta bir kadın oturmuş, benzi solmuş! "Geçmiş olsun" dedim, "neyiniz var" diye sordum. Kadın da cevap: "şok." "Anlamadım" dedim; "Evet, şok" dedi, "dün elektrik faturası geldi, şok, kalbim sıkıştı, ondan doktora geldim." Ayol, markette alışveriş yaptıktan sonra gözü seyiren mi desem, saatlerce bir yerde kalkalıp donanı mı desem, ay neler neler. Durum vahim, ülke uçurumda ve insanlar ölü gibi!
Aslında ortada bir ülke de yok, kalmamış! Sadece şirketler var ve büyük bir şirketin ortakları. İktidar şu anda bir şirket gibi çalışıyor. Mesela kamusal alan yok. En temel ihtiyaçlardan biri olan kamusal alanımız yok. Su, elektrik, doğalgaz ve telekomünikasyon kurumları kamu malıdır. Ve bunu koruyan kollayan da halkın seçtikleri olmalı! Bizim ülkemizde hepsi özelleştirilmiş oldu. Bunlar olduğu zaman ana muhalefet ne yaptı? Daha doğrusu biz ne yaptık?
Hatırlamıyorum, bence milyonlarca insan da benim durumumda! Eskiden seks işçiliği yaptığım dönemde su faturası bazen bir yıl yatırmazdım, keza telefon, elektrik vs. de; bir yıl kesilmezdi! Çünkü kamuya aitti ve esneklik vardı şimdi şirketler var on gün geçsin acımasız bir şekilde kesiyorlar. Nerdeyse her sokağın faturası ayrı bir şirkete bağlı! Şirketler ülkesiyiz, tıpkı kabile devleti gibi!
Bu gidişat hayra alamet değil, yukarıda belirttiğim gibi ülkede muhalefet yok. İnsanlar örgütlü değil, çaresiz ve uyuşuk ne yazık ki. Nasıl çıkacağız işin içinden, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Çağlar öncesi böyle durumlarda, az insaflı biri dayanamaz çıkar, "vahiy indi" derdi, peygamber olduğunu ifade ederdi, insanlar etrafında toplanırdı, ciddi değişiklikler meydana gelirdi.
Bunca şuursuz zamları kim denetleyecek? Şu anda ödediğimiz her fatura başta büyük şirket ve diğer şirketleri var ediyor. Yaktığımız doğalgaz elektrik ve içtiğimiz suya para ödemiyoruz! Hele şu zincir marketler var ya vampir avcısı gibi bizi yakaladıkları yerde diş geçirip adeta kanımızı emiyorlar. Aslında güç bizde, sorunun çözümü de bizd,e sadece bir gün evet sadece bir gün işe gitmezssek, elektrik, doğalgaz, hatta suyu keser isek ve sokağa aynı anda inersek, alt-üst olur bu kabile reisleri! Neden olmasın, hayal bu ya! Bakın o zaman nasıl dize gelirler! Aksi halde bu kırk haramiler bizi yiyip bitirecek! Bir Ali Babamız da yok.
Olayın başka bir boyutu ise, ekonomik sıkıntının yarattığı buhran sonucunda artan intihar vakaları! Azımsanmayacak kadar fazla. Özellikle gençlerde, gelecek korkusu ya da gelecek belirsizliği çocukları bu yola itiyor kanımca. Olayın bambaşka bir yanı da bütün bunlara rağmen alışveriş merkezlerinin dolup taşması; eğlence merkezleri keza! Çelişkiler ülkesiyiz. Mesela “Her Türk asker doğar” ama en çok bizim ülkemizde asker kaçağı var. Ya da en çok camii olan ama en az insanın camiye gidip namaz kıldığı ülkeyiz. Bu olay da biraz böyle sanırım. Artık durup bekleyeceğiz belki gökten bir vahiy iner, kim bilir belki yeni Yusuflar kuyudan çıkar mucizevi bir şekilde. Belki yeni bir kurtarıcı peygamber geliverir insanları uyandırır. (!)
Bu arada bir 8 Mart gününü daha geride bıraktık; hastalığından dolayı yürüyüş ve etkinliklere katılamadım. Tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun. Ne yazık ki bu sene de kadınlar 8 Mart'a birbiriyle kavga ederek girdiler. Bu tartışmaların biraz dışında kalmak istiyorum, lakin ne mümkün, birden içinde buluyorum kendimi. Biraz daha iyi olayım sağlık bakımından; bu konu hakkında da fikir beyan eden yazılarım olacak. Devamı gelecek gelecek anacım.