Harun Reşit’in gizli seferleri / 2 • Uganda
Krediyi alan “yatırımcı” Kenya’da ne iş yaptığı hâlâ açıklığa kavuşturulamamış bir TC vatandaşıydı; parayı Uganda’da bir şirkete aktarmıştı
18.08.2021
Kenya Cumhurbaşkanı Yardımcısı William Ruto, “izin almadın” diye engellenen Uganda ziyareti için “özel işim” demişti. Onu sevmeyenler ve devlet protokolünü hatırlatanlar, başkan yardımcısının başka ülkeye gitmesinin “özel iş” olarak kabul edilemeyeceğinde ısrar ettiler. Ayrıca Kenya’nın içişlerine Uganda’nın burnunu fazla soktuğundan yakındılar. Öfkeli eleştiriler arasında, Bir “yabancı” (Türk) “yatırımcı”nın başkan yardımcısının gezi ekibinde ne aradığı da soruluyordu. Bu soruyu daha hararetli, şiddetli kılansa, seyahatin vesilesiydi. Aşağıda anlatacağım; Kenya parasıyla Uganda’da yapılacak ilaç-aşı tesisi sözkonusuydu. Yani “yatırımcı” olarak sunulan birileri vardı, ama Kenya’ya gelmiş “yatırım” yoktu.
Havalimanında gördüğü muameleyi siyasî koza çevirmek isteyen Ruto, “Uganda’ya uçmam engellendi,” diye konuştu, “çünkü sistem sadece zenginlerin ve ünlülerin çocuklarının yabancı ülkelere gidip başkanlarla yemek yiyebileceğine inanıyor. Ama biz Allah’a inanıyoruz ve bunların üstesinden geleceğiz. Kabilecilere ve hanedanlara sabrımızın tükendiğini ve daha fazla aşağılanmaya tahammül etmeyeceğimizi bildiriyorum. Aşağılık serflerinden başka şey olmayan memurların arkasına saklanmak yerine açıkça karşıma çıksınlar.”
Kabile ve hanedanlar meselesinin mecburen üzerinden atlıyorum, çünkü bunları açabilmek için Kenya’nın toplumsal yapısına ve ilişkilerine dair bilgiye ihtiyacımız var ve maalesef köşeyazarınız bu konuda atıp tutacak bilgiye sahip değil.
Ruto bir yıl içinde birkaç Uganda ziyareti yapmıştı. Bu geziler şüpheyle karşılanır olmuş, maksadın ne olduğuna dair iddialar, sınırdan içeri silah sokma ithamlarına kadar varmıştı.
Özellikle bu ilginçti. Çünkü şimdiki başkan Uhuru Kenyatta, babası Jomo’nun izinden gidiyor, yerini alabileceğinden endişe ettiği yardımcısına savaş açıyor, tıpkı onun yaptığı gibi, yardımcısını arkasından iş çevirmekle, iktidar savaşı yürütmek üzere Uganda’dan ülkeye silah sokmakla suçluyordu. Ruto’nun hasımları, başkan yardımcısının, eski müttefiki Başkan Kenyatta’ya karşı Uganda’dan destek bulup “direniş hareketi” oluşturacağı söylentisini yayıyorlardı. Ruto’nun destekçileri de, başkanın taraftarlarının bu tür numaralarla yatırımcıları ve iş insanlarını Ruto’dan uzaklaştırıp onu zayıf düşürmeye çalışırken ülkenin gelişmesinin önüne taş koyduklarını ileri sürüyorlardı. İki tarafınkiler de bildik numaralar. Belki Ruto’nun, başkan yardımcısı rezidansını kullanmasının engellenişini özgün atraksiyon sayabiliriz. Ruto, makamı icabı oraya yerleşeceği sırada rezidansta birden tamir, tadilat, boya vs. işleri başlamıştı!
Öte yandan Ruto’ya yönelik bütün ithamların haksız olduğunu söylemek de imkânsız. Harun Aydın, haksız yere suçlanmasa Kenya’nın gelişmesine katkıda bulunacak bir “yatırımcı” mı? Kim bu Kenya’daki başkanlık kapışmasında iki taraftan çekiştirilen adam?
Kısa cevap şu: Bilmiyoruz.
O halde uzununu araştırmak zorundayız. Fakat bu da zor. Çünkü Bu zatla ilgili doğru dürüst bilgi bulmak neredeyse imkânsız. En başta, evet, “işadamı” gözüküyor; lâkin “iş” ne? “Ticaret ve danışmanlık” yaptığı kayda geçmiş. Peki daha önce de gelip gittiği Kenya’da ne yatırımları yapmış, öyle başkan yardımcısının dediği gibi? Kime danışmanlık etmiş? Bunca tantana üzerine inanması zor, ama aşağıda bahsedeceğim tek kalem dışında yapılmış herhangi bir iş gözükmüyor.
Esrarengiz bay…
Harun Reşit Aydın, Kenya’ya ilk kez ayak bastığı 2018 yılında, İstanbul’dan Nairobi’ye altı defa, ertesi yıl Şubat-Ağustos arasında İstanbul ve Londra’dan Kenya’ya toplam dört defa uçmuş. 2020’de Şubat’ta ve Ağustos’ta birer defa İstanbul’dan gelip dönmüş. Ancak aynı yılın Aralık ayında Kenya’dan bir çıkışı daha var!? Giriş damgasının olmayışı, gözaltına alınırken gösterilen gerekçeler arasındaydı. “Birileri onu ülkeye yasadışı yoldan soktu” gibi iddialar ortaya atıldı. Elbette şüpheli durumdu. Kimileri bunu Aydın’ın birden fazla pasaportunun bulunmasıyla açıkladılar. Mevzu aydınlanmadı. Bu kadar sık girip çıkabildiği ülkeye Harun Reşit neden gizlice girmiş ama yasal yoldan çıkmaya kalkmış olsun? Bu da tuhaftı. Ve gizli saklı planlardan çok, bizim “tam Türk işi” olarak nitelediğimiz, sanırım “tam Kenya işi” dememizde de hiç sakınca bulunmayan lagarlığın ürünü olabilirdi. Harun Aydın 2021’de Kenya’ya altı defa gitti; İstanbul, Kahire ve Addis Ababa’dan! (Bütün bu yolculukları ve gittiği yerlerdeki temaslarını yabancı dil bilmeden yapıyor. Kenya’da son seferinde bir tercümanı vardı.) Başkan Yardımcısı Ruto’yla beraber daha önce Afrika’da başka ülkelere seyahat etmişlikleri de var. 5-7 Temmuz’da Sudan’a, 23-24 Temmuz’da Zanzibar’a gidip dönmüşler. Tanzanya istihbaratı, ülkenin özerk bölgesine yapılan bu seyahatin ötesini berisini soruşturuyor. Yani Türk “işadamı”yla Kenyalı siyasetçinin “iş ortağı” olduklarının söylenmesi boşuna değil.
Yalnız Harun Aydın’ın Ruto’nun işlerinde oynadığı rol öylesine anlaşılmaz ki, Kenya gazeteleri olayları birbirine karıştırdılar, ben de çözene kadar akla karayı seçtim. Meselâ, Ruto’nun, masumiyetini savunduğu Türk “ortağının” şimdiye kadar ülkeye 15 milyar Şilinlik (138 milyon $, 1,2 milyar TL) yatırım yaptığını iddia ettiği yazıldı. Ruto, üstelik, Aydın’ın fabrika kurmak için istediği krediyi Kenya’da bankadan (Equity Bank) almasına yardımcı olduğunu da açıklamıştı, [ https://cutt.ly/YQTGdRy ] bu haberlere göre: “Bana, Uganda’da iş kurmak için gerekli fonu sağlamak üzere Equity Bank’la nasıl ilişki kuracağını sordu. Telefonumu aldım, Equity Bank’ı aradım ve bu adama yardımcı olmalarını istedim. 15 milyar Kenya Şilini’ni aldıktan sonra da fabrikayı kurdu.”
Banka hemen, “yahu, öyle tek telefonla hemen 15 milyarı verir miyiz!” diye açıklama yaptı. Krediler Direktörü Elizabeth Gathai, “Bunu herkes bilir,” dedi yazılı açıklamasında. Bu kadar büyük miktarda kredi verecekleri zaman nasıl kılı kırk yaracaklarını anlattı. Ancak Kenya Insights’ta 5 Ağustos’ta yayımlanan yorumda, çantalar dolusu paranın ele geçirildiği bir başka skandal nedeniyle Equity Bank’ın 120 milyon Kenya Şilini (~1.100.000 dolar) cezaya çarptırıldığı hatırlatılıyor, “Bankacılık endüstrisi,” deniyordu, “Kenya’daki ikinci büyük suç kartelidir; sadece hükümet ondan büyüktür.”
Tuhaflık daha baştan, Kenya başkan yardımcısı ve taraftarlarının koz olarak kullandığı “ülkeye yatırım yapılması” motifinden doğuyordu. Böyle değildi ki! Para dışarıdan gelmediği gibi, fabrika da Kenya’ya değil komşu Uganda’ya kuruluyordu. Ve Harun Aydın’ın ne iş yaptığına dair haberlerde belli belirsiz geçen “meyve üretimi” lafı dışında bilgi yokken, kurulan tesisin de ziraatle, meyvelerle alâkası yoktu. Uganda gezisinde Harun Aydın’a eşlik eden, gözaltına alındığında onu yüksek bahçe duvarları ve demir kapılar arkasında bekleyen Kenyalı siyasetçi (milletvekili) Oscar Sudi bu meyve lafını ortaya atmıştı. Sudi’ye göre, komşu ülkeye ziyaretin amacı, meyve üretimi imkânlarını araştırmaktı. “Uganda hükümetinin de ortak olabileceği büyük bir meyve bahçesi” sözkonusuydu.
Oysa bir ay kadar önce, o vakit yurtdışına çıkışı engellenmeyen Ruto ve Sudi’nin katıldığı törende Uganda Devlet Başkanı Moseveni, ülkesinin bu tesiste Kasım 2021’e kadar kendi Kovit (mRNA) aşısını üreteceğini iddia ediyordu: “Sizi temin ederim ki, 2021 sonunda artık dışarıdan birileri gelip bizi kitlesel ölümlerden kurtarsın diye beklemeyeceğiz.” Çünkü komşu Kenya’nın kredi vs. işlerde pek mâhir başkan yardımcısıyla birlikte kuruluşunu ilan ettikleri, meyve bahçesi falan değil, bir ilaç-aşı tesisiydi. Ruto da açılışta her Afrikalı’nın gönül telini titreten mâlûm motifi kullanıyordu: “Afrika’nın refaha kavuşması için, dış dünyaya bağımlılıktan kurtulmalı ve kendimize ve kendi yaratıcı gücümüze inanmaya başlamalıyız. Bu yolda DEI Group’un yaptığı yatırımı memnuniyetle karşılıyoruz.”
Ugandalı şirketin herhangi yatırımı yoktu ortada. Para Kenya bankasından gelmişti. Ruto bu durumu da övünç vesilesi haline getiriyordu: “Bu kadar dev yatırımı ancak Dünya Bankası, IMF veya IFC (Uluslararası Finans Kurumu) finanse edebilirdi. Gurur duyuyoruz ki, bizim kurumumuz Equity Bank bu finansmanı sağladı. Bu bir kilometre taşıdır.”
Sahiden olabilirdi. Çünkü Afrika’nın aşı üreten beş ülkesi (Tunus, Senegal, Mısır, Etyopya, Güney Afrika) biraraya geldiğinde, dünya aşı üretiminin binde birini yapabiliyorlar; Dünya Sağlık Örgütü’ne göre. Ancak umutlanmak için en küçük sebep yok, buna karşılık “Afrikalı kötümserliği” denen sosyal psikolojik-patolojik ruh halini besleyecek yeni dümenler vardı. Komşu ülke Kenya’nın bankasınca “tek telefonla” verildiği söylenen kredi 140 milyon dolar civarındaydı; krediyi alan “yatırımcı”, bu kadar sık gelip gittiği Kenya’da ne iş yaptığı hâlâ açıklığa kavuşturulamamış bir TC vatandaşıydı; parayı Uganda’da bir şirkete aktarmıştı; bu da bizzat ülkesinin malî suçları araştıran makamlarının hışmına uğramış, şaibeli bir kuruluştu.
Sözde aşı fabrikası için açılış töreninin yapıldığı gün, Kenya başkan yardımcısıyla buluşmak üzere Türkiye’den başka iş insanları da gelecekti.
Kenya istihbaratı, ‘yatırım yapılıyor’ kisvesi altında kara para aklandığından şüpheleniyordu. Bu iddia yaygındı.
Yazı dizisinin ilk bölümünü burada okuyabilirsiniz.