Hepimizin sesi: Açık Radyo
Çok güçlü bir şekilde örgütlenirsek Açık Radyo yeniden açılacak, yeter ki yaşama sevincimiz olsun, umudumuz olsun…
21.10.2024
Bunlar iktidara geldiğinden bu yana sürekli, bir biçimde sesimizi kısıyorlar. FETÖ darbe girişimini bahanesiyle önce, çoğu basın yayın kurumlarını kapattılar. Özgür Radyo ve İMC TV gibi medya kuruluşlarına baskın yaparak insanları sürükleyerek ve tüm araç gereç bilgisayar ne var ise el koydular. O dönem, Özgür Radyo’da ben ve Melek Bengü Şahın “Cadının Bohçası” diye bir program yapıyorduk.Bunlar kendimizi ifade edebileceğimiz her alanı dar etiler. Tek açık kalan sesimiz açık radyo kalmıştı. Bir ses bir nefes ve moral oldu bize, en azından bana.
Açık Radyo ile yolumuz 2008 yılında kesişti. O zamanlar “Cadının Bohçası” adlı anlatı tiyatro oyunu yeni çıkmıştı. Afişlerini Anadolu Kültür yapmıştı. Çiğdem Mater ile o zaman tanışmıştık, oyunun galası olacaktı ve beni Açık Radyo’da bir programa konuk olarak aldılar. Hayatımda ilk defa bir radyoya konuk olacaktım ve bu çok heyecan vericiydi. Biz kadınlar ve LGBTİ+lar için böyle mecralar bizim için çok önemliydi. Sesimizi ve sözümüzü buralarda duyuyorduk. İşte Açık Radyo da bizim için her zaman açıktı!
Ülkenin bir felakete sürüklendiği bu dönemde Açık Radyo’nun sesini kıstılar maalesef. Ülke yangın yeri gibi kadın cinayetleri günden güne artıyor, hayvanları toplayıp toplu katliam yapıyorlar. Trans kadın cinayetlerini ve saldırılarını ise igbt dernekleri dışında kimse gündeme almıyor. Hatta LGBTİ+lar ile ilgili bir sorun karşısında muhalefetin korkudan cevap veremiyor. Muhafazakâr kesime ve iktidara şirin gözükmek için LGBTİ+ demek yerine cinsel tercih ya da benzeri kavram söylemleri dile getiriyorlar. Bütün bunlar yaşanırken muhalefet partileri ne yapıyor? Hiç kimse kusura bakmasın hiçbir şey, sadece onların yaptıklarını bize tekrardan söylemeleri dışında.
Ortaya bir irade koyamadılar. Ekonomik kriz ile ilgili projeleri ne? Kadın cinayetlerini durduracak projeleri ne? Sağlıkta projeleri ne? Parlamenter meclise geri dönülecek mi? Buna benzer birçok sorunun cevabını ana muhalefet veremiyor. Ortada kocaman bir muhalefet boşluğu var, çok ciddi bir şekilde. İşin acı tarafı sivil toplum örgütleri de organize olamıyor ya da olmak istemiyor.
Ama bu ülkede sesiz kalmayanlar da var! Selahattin Demirtaş, Çiğdem Mater, Can Atalay ve diğerleri gibi! Az değiliz milyonlarca varız ne yaparsanız yapın sesimizi kısamazsınız. Dipten gelen bir çoğunluğuz. Bu ülkenin ağacına doğasına sahip çıkacak milyonlar var. Sabrımız taştı nefsimiz kesiliyor. Unutmayın boğulmak üzere olan biri son anda kurtulur ve kendini boğmaya çalışanı daha da öfkelenerek alt eder! Tam da bunu bildikleri için sesimizi kısmak için her şeye başvuruyorlar. Tam da bu yüzden Açık Radyo’nun sesini kıstılar. Açık radyo bu yüzden açık kalmalı diyoruz. Çok güçlü bir şekilde örgütlenirsek Açık Radyo yeniden açılacak, yeter ki yaşama sevincimiz olsun, umudumuz olsun…
Narin cinayeti ve “yenidoğan çetesi” sabrımızı taşıran son damla oldu. Artık bu konular ile ilgili de önümüzdeki günlerde yazacağım.
Açık Radyo açık kalmalı, çünkü hepimizin sesi!