Hong Kong kaderi için sokakta

Yoksa Hong Kong’un kaderinin değişebileceği bir dönüm noktasında mıyız?

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

17.06.2019

 Dünya gündeminin başlıca konularından biri, bugünlerde Hong Kong'da kentin tarihinin "Tiannanmen döneminden" sonraki en büyük protestolarının gerçekleşmesi. Protestolar, "İade Yasası"na karşı yapılıyor. Henüz tasarı hâlinde olan bu yasaya göre, Hong Kong'da ikâmet eden herkes; uyrukları ne olursa olsun, yargılanmak için Çin'e gönderilebilecek. Protestolardan sonra tasarı (şimdilik) askıya alındı. Fakat tamamen de rafa kaldırılmadı. Hong Kong'un idarî yöneticisi Carrie Lam, 15 Haziran Cumartesi günü, “iade yasasıyla” ilgili görüşmelerin "süresiz olarak" askıya aldığını açıkladı. "Süresiz" ifadesinin, "şimdilik" anlamına mı geldiği ise meçhul. O nedenle Hong Kong, "diken üzerinde" kalmaya devam ediyor ve protestolar da, "askıya alma" açıklamasına rağmen sürüyor.

Hong Kong, bilindiği gibi, özel statüye sahip bir şehir. Yıllık 363 milyar dolarlık kapasitesi olan bir ekonomiye sahip. Hong Kong ekonomisinin en büyük ticaret ortakları, Çin ve ABD. Kentin ticaret hacminin yarısı Çin'le ve yüzde 6'sı da ABD ile olan ticaretten oluşuyor. Çin ayrıca, 2018'in ilk 10 ayındaki rakamları esas alırsak, Hong Kong'u doğrudan dış yatırımlarının yaklaşık 70'inin geldiği "akış noktası" olarak kullanıyor. Diğer bir deyişle Hong Kong, dış dünyaya açılan kapısı. Ancak, bu "açık kapı" daha çok, "ekonomik bir açılım" noktası olarak görülüyor.

"İade Yasası" ilk kez, 2018'de gündeme geldi. Tong-kai Chan adlı bir adam, Tayvan'da hamile kız arkadaşını öldürüp de Hong Kong'a dönünce, cinayetten yargılanamamıştı. Chan, polise verdiği ifadesinde cinayeti itiraf etse ve kız arkadaşı Poon Hiu-wing'i kıskançlıktan dolayı öldürdüğünü söylese de, olay Tayvan'da yaşandığı için Hong Kong'da cinayetten dolayı tutuklanamamıştı. Chan, sadece öldürdüğü kız arkadaşının kredi kartlarını cinayetten sonra kullanmaktan dolayı kısa süreliğine hapse girdi ve yakında da serbest bırakılacak.  
 
Tayvan resmî makamları, Chan'ın kendilerine iadesini, Hong Kong'daki kendi vatandaşlarıın da Çin'e iadesinin yolunu açar diye reddetmişti. Tepki çeken bu olay, yaşananları çok aşan boyutta bir yasa tasarısının hazırlanmasına neden oldu. Hong Kong'un Güvenlik Bakanı John Lee, bugün protestolara neden olan "İade Yasası"nı hazırlama fikrini ortaya atan ve kanun tasarasını oluşturan kişi olarak ön plana çıktı. İlk bakışta trajik bir adlî vaka gibi gözüken olayın, nasıl olup da Çin ve Hong Kong'un siyasetini bu denli etkileyecek bir yasa tasarısının hazırlanmasına neden olduğu ise bilinmiyor. Yasayı savunanlar, bu tasarının Çin'in yolsuzluk ile mücadelesine yardımcı olacağını, Hong Kong'un "kaçakların" sığındığı bir mekan haline dönüştüğünü öne sürüyor.  

Hong Kong, dünyada en çok "en zenginin", yani 30 milyon dolardan fazla varlığı olan insanın yaşadığı yer. Gerçekten de, Çin'de başı yolsuzluk suçlamaları nedeniyle belaya girenlerden bazılarının Hong Kong'a yerleştikleri söyleniyor. Böylece, hem  Çin'de süregelen yolsuzluk davalarını takip edebiliyorlar; hem de, tutuklanma tehdidinden uzakta kalabiliyorlar.

Daha doğrusu, "kalabiliyorlardı". 2017'de, Hong Kong'da Four Seasons Oteli’ne uzun soluklu biçimde yerleşen Çinli milyarder Xiao Jianhua, 2017'de ortadan yokolup da Şangay'da yolsuzluktan yargılandığı mahkemenin önünde ortaya çıkıverince, Çinli kaçak zenginlerin durumunun o kadar da güvenli olmadığı anlaşıldı. Hong Kong'daki Four Seasons Oteli'ne, Çin'de çok popüler olan bir dizide, "yolsuzluk yapan kodamanların gizlendiği Three Seasons Oteli" olarak da atıfta bulunulmuştu.

Hong Kong'un "siyah protestoları"

Hong Kong'daki protestolar, 9 Haziran 2019 Pazar günü başladı; o gün yaklaşık 1,3 milyon insanın protestolar için Hong Kong'da sokaklara döküldü. 12 Haziran Çarşamba günü ise, protestoları dağıtmak için Hong Kong polisi güç kullandı ve Hong Kong'un parlamentosu niteliğindeki Yasama Konseyi'ne doğru ilerleyen protestoculara biber gazı sıkıldı. İkisi ciddi olmak üzere 70 kişinin yaralandığı bildiriliyor. Hong Kong Emniyet Müdürü Stephen Lo'nun açıklamalarına göreyse, yaşananlar bir "isyan" idi ve buna rağmen, "ölçülü tepki verildi". Sadece soyadı açıklanan "Leung" adlı bir protestocu da, tırmandığı inşaattan düşerek hayatını kaybetti.

Siyah giysiler giyen protestocular, 15 Haziran Cumartesi ve 16 Haziran Pazar da, gösterilerini sürdürdü. Bahsettiğimiz gibi, Hong Kong'un idarî yöneticisi Carrie Lam'in yasanın geri çekildiğini açıklaması da, protestocuları yatıştırmadı. Tersine, 16 Haziran Pazar günkü protestolarda, yaklaşık 2 milyon göstericinin toplandığı iddia ediliyor. Bu da kentin nüfusundan, yaklaşık her üç kişiden biri protestolar için sokağa çıkmış demek. Göstericiler arasında,  çocuklar gibi 80'lerine varmış insanların da olduğu belirtiliyor. Ancak, protestocuların çoğunluğu gençler ve çocuklardan oluştuğu da ifade ediliyor. Protestocu gençler arasından, kalkanları ellerinde polislerin önüne oturarak meditasyon yapan 26 yaşındaki  Lam Ka Lo, gösterilerin "sembolü" haline dönüştü.

Şimdiki protestoların, 2014'te gerçekleşen "Şemsiye Protestoları"ndan temel farkları ise; öncelikle çok daha geniş bir tabana yayılmaları ve protestocular arasından bir önceki protestoda yer alanların da, öğrendikleri dersleri kalabalıklara hızlı biçimde aktarıp polis şiddetine karşı tedbir alınmasını sağlaması. WhatsApp gibi mesajlaşma için kullanılan iletişim araçlarını ve sosyal medyayı etkili biçimde kullanan göstericiler, lidersiz biçimde hızlı şekilde organize olabilmeyi başardılar. 26 Eylül ile 15 Aralık 2014 arası süren Şemsiye Protestoları'nda ise, sivil itaatsizlik eylemlerini gerçekleştirenler arasından belli başlı liderlerin sivrilmesi, bağlı bulundukların grupların ve kendilerinin hapse atılması ve yargılanmasını, yani hedef haline gelmelerini kolaylaştırmıştı. Şemsiye Protestoları, Hong Kong'un seçim sistemine yönelik reformlara tepkiden dolayı ortaya çıkmıştı.  Bu reformlar, Hong Kong'da seçimlerde sadece Çin'den onay alabilenlerin aday olmasını öngörüyordu. Hong Kong'un demokratikleşmesi için "sivil itaatsizlik" çağrısında bulunan hukuk profesörü Benny Tai Yiu-ting gibi Şemsiye Protestoları'nda ön plana çıkan isimler, bugün hep hapiste. Hong Kong'da şimdi gerçekleşen protestolarda ise, belli isim ve gruplardan çok kalabalığın kendisi bir bütün olarak ön planda. Hong Kong'daki kalabalığın da, şimdilik dağılmaya ve gösterilere son vermeye hiç niyeti yok.