Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş. 16 Aralık 2019, Ankara. Fotoğraf: ANF News.

İyilerin ve kötülerin savaşı

Bu sistem ile barışık olmayan hepimizi zor bir süreç bekliyor. Saflarımızı net bir şekilde belirlememiz gerekiyor. El ele kol kola, yanan yerimize ve yurdumuza su taşımak gerekiyor. Yoksa bu ateş hepimizi yok eder

ESMERAY

20.05.2024

Kobene ya da Kobani kumpas davasının karar verildiği gün ben de her Kürt bireyi gibi hukuk normlarına uygun bir karar olabileceğini beklemiyordum açıkçası! Karar ve yağan cezaların verildiği günün gecesi devamında 28 Şubat davası sanıklarına yüksek af saraydan gelince, bu hiç tesadüf değildir dedim. Çünkü ana muhalefet partisi genel başkanı ile Cumhur başkanının görüşmesinin arka planında ne konuşuldu diye herkesin merak  edip sorduğu bu soruya alın size cevap demek geldi içimden.

Hiç kimse kusura bakmasın. Tüm pazarlıklar biz Kürtlerin ezilenlerin ve öteki herkes üzerinden yapıldığının bir misalini daha görmüş olduk. Verin Selo’yu ve Kürt siyasetçileri alın paşaları! Belki böyle değil belki hiç konuşmadılar bu konuları  ama olmayacak şey de değil bu ülkede.

Cezaların kesildiği gün muhteşem yüzyıl dizisinde bir sahne canlandı gözümde. Şehzade Mustafa’ya kumpas kuruluyor. (Film bu ya kurgu işte) Sultan Süleyman’ın küçük oğlu Cihangir kambur olduğu için kimse onu tehdit olarak görmez rakip de görmez Cihangir Mustafa’ya yapılan tuzağı farkında, işin içinde kimlerin olduğunu da biliyor. Bunu ablası Mihrimah Sultan ile tartışıyor. Mihrimah Sultan da Cihangir’e diyor ki “Mustafa ile yarım kan taşıyoruz annemiz aynı değil, keşke Mustafa abimi sevdiğin kadar bizi de sevebilseydin.” Cihangir şu cevabı veriyor, “Bir çok nedeni var ama en büyük neden Mustafa abimin yanında kambur olduğumu unutuyorum. Çünkü o bana o gözle bakmıyor ama siz öyle değilsiniz. Şaşkına dönen Mihrimah sen karışma bu babam ile Mustafa abinin arasında bir kavga.” Cihangir hayır diyor, bu iyiler ve kötülerin kavgası ben sağ olduğum müddetçe iyinin yanında duracağım kanımın son damlasına kadar. Bu yazdıklarım Mustafa’yı yüceltmek ve Selahattin Demirtaş ile kıyaslamak için değil. Bu misal bende şunu çağrıştırdı Selahattin Demirtaş gibi insanların yanında kimse kamburunun ağırlığını hissetmiyordu kimse öteki olduğunu da hissetmiyordu. Çünkü o herkese umut veriyordu cesaret veriyordu, kamburunu görmüyordu! Herkesi kucaklayan söylemleri vardı ezber bozan politikalar üretiyor ve hayatta geçiriyordu. Tamda bundan içeri alındı ve ceza verildi! Tarihte hep böyle olmadı mı? İsa peygamber eşitlik istediği için çarmıha gerilme dimi? Che Guevara Küba halkının yanında savaştığı için dar ağacına gitmedi mi? İbrahim peygamber ateşe atılması ve saymak ile bitmez zulmün  ebatları.

Bu Kobani davası da iyilerin ve kötülerin kavgası! Bu cezalar iyi olan insanca yaşamak  isteyen ve diğer tüm diğer canlıların yaşamına saygı duyan herkese kesilen bir ceza! Figen Yüksekdağ’ın da yazdığı gibi “Bir yer yanıyor ise  komşunun evi bu yangını  söndürmek için şu taşıyacaksınız sönmez ise beraber yanacaksın.” Çünkü kundakçı durmaz er ya da geç senin yurdunu yuvanı da ateşe verir! Bundan sonra bu sistem ile barışık olmayan hepimizi zor bir süreç bekliyor. Saflarımızı net bir şekilde belirlememiz gerekiyor. El ele kol kola tutup, yanan yerimize ve yurdumuza su taşımak gerekiyor. Yoksa bu ateş hepimizi yok eder.

Bundan sonra hata yapma lüksümüz yok! Tüccar gibi mücadele veren herkesten uzak durmalıyız ya da onlar gibileri uzaklaştırmalıyız. Hiç kimseyi arkada bırakanın yanında olmamalıyız. Bu mesele Kürt Türk kavgasından çıkmış bir durumda. Dediğim gibi iyilerin ve kötülerin savaşıdır! Sistemim terörize ettiği  ya da kriminalize ettiği herkes yan yana durmak zorunda! Çünkü çok tehlikeli zamanlardan geçiyoruz, sistemin kuramları ve dili bize bulaşır ise Nemrut değil İbrahimler yanar Firavun değil Musalar boğulur. Bu ülkede kadınlar LGBTİ Kürtler sosyalistler tüm ötekilerin özgün mücadeleleri ortaklaşa hareket ederek ve tüm türlerin yaşam haklarını gözeterek özgürlüğün yolunda yürüyebiliriz . Refah ve yaşanabilir bir dünya kurabiliriz.

Unutmayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a verilen cezalardan hiçbirimiz azade değiliz.