Japonya’da “küçük sürprizli” seçim
Ülkede, gerçekten de müthiş bir politik istikrar var: iktidar, neredeyse İkinci Savaşı döneminden bu yana hiç değişmedi
24.07.2019
Japonya’da, geçen pazar, 21 Temmuz 2019 günü seçimler vardı. Bu seçimler, Japonya’nın yüksek yasama organı olan “Danışmanlar Meclisi’nin” 245 üyesinden 124’ünü seçmek için düzenlendi.
Japonya’da her üç yılda bir yüksek meclisinin yarısını seçmek için oylama gerçekleşiyor. Ülkenin, “Üst” ve “Alt” bölümleri olan çift meclisli bir yasama sistemi var.
Japonya’nın “Üst Meclisi’nin” seçim sistemi ise, “staggered elections” (aşamalı seçimler) denilen ve ABD Senatosu’nda da uygulanan tarzda. İkinci Dünya Savaşı sonrası, ülkede siyasi istikrarı sağlamak için bu seçim sistemi tercih edildi.
Ülkede, gerçekten de müthiş bir politik istikrar var: iktidar, neredeyse İkinci Savaşı döneminden bu yana hiç değişmedi. Hükümetin “gelenekselleşen sahibi”, Liberal Demokrat Parti (自由民主党); Japonya’nın en büyük partisi. LDP, 1955’ten kuruluşundan beri neredeyse her zaman iktidarda oldu; bunun tek istisnaları ise 1993-1994 ve 2009-2012 arası idi. LDP, Kōmeitō (公明党) adlı muhafazakâr parti ile 2000’lerden beri ittifakta.
LDP-Komeito’nun, Üst Meclis’te de Alt Meclis’te de çoğunluğu var. Bu seçimlerde de LDP, 57 temsilci ve Komeito ise 17 kişilik temsiliyet hakkı kazandı. Bu oranlar, seçimlerde yarışılan 124 sandalyenin çoğunluğu, ama LDP’nin beklediği salt çoğunluğu (sandalyelerin üçte ikisi) değil.
LDP, genellikle sosyal taban olarak muhafazakâr ve milliyetçi; ekonomik olarak ise liberal bir parti. Japon Başbakanı Shinzō Abe’de dahil olmak üzere, birçok eski ve şimdiki politikacıları Nippon Kaigi (日本会議) adında bir milliyetçi organizasyonun üyesi.
LDP, demokratik seçimlerle sürekli iktidara gelebilen ve ülkenin tüm siyasî kaderini elinde tutan başlıca güç olması nedeniyle “Dominant Party” (Başat Parti) olarak adlandırılan türde politik bir hareket. Ancak belki de “sürpriz eksikliği” nedeniyle artık Japonya siyasetinde yorgunluk belirtileri gösteriyor.
Kyodo News’a göre, Pazar günkü oylamada seçmen katılımı yüzde 48,80 ile İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ikinci en düşük oranındaydı. Bundan önce, Yüksek Meclis seçimler için en düşük seçmen katılımı, 1995’te yüzde 44,52 idi. Düşük seçmen katılımının başlıca nedeninin, partiler arasında fazla bir söylem ve politik öneri farkı bulunmaması olduğu öne sürülüyor. Güneybatı Japonya’nın başını çektiği bazı bölgelerde tayfunla gelen aşırı yağmurların da katılımı düşürdüğü öne sürülüyor. Yaklaşık 10 milyon tiraj ile sadece Japonya’nın değil, dünyanın en çok satan gazetelerinden Yoimuri Shimbun’da ise, “Bu senenin geleneksel Zodyak burcu Domuz ve 12 yılda bir, seçimlerde Domuz Yılı etkisi görülüyor” yorumu yapıldı. 1995’teki Üst Meclis oylamasındaki tarihi seviyedeki düşük katılım oranı da bir Domuz Yılı’na denk gelmişti.
“Domuz Yılı etkisi” ilk başta sanılabileceği astrolojik bir etkiden kaynaklanmıyor; 12 yılda bir Domuz Yılı’na denk gelen senelik dilime hem Üst Meclis hem de yerel seçimler üst üste denk geliyor. Yerel Meclislerin seçimleri, Üst Meclis’ten hemen önce yapıldığı için gerek seçmen gerekse de siyasetçilerin enerjilerinin düştüğü öne sürülüyor.
Gene de 1990’lardan bu yana gerçekleşen seçimlerdeki ortalama katılım oranı, yüzde 59 civarı. 2012’den beri ise, seçimlere katılım oranı yüzde 52 seviyesine takıldı. Dolayısıyla, yaklaşık son yedi yıldır Japonya’da insanların politikaya olan ilgisinin düşmekte olduğu da söylenebilir. Katılımı artırmak amacıyla, 2016’da seçmen yaşı, 20’den 18’e düşürülmüştü. Ancak, gençlerin de siyasete ilgisi yoğun gibi gözükmüyor: 20’li yaşlardaki gençlerin sadece yüzde 35 civarı oy vermeye gidiyor.
Belki de siyasete olan ilgisizlik ve alternatif söylemlerin eksikliği nedeniyle LDP, vergileri arttırmayı vaat etse de birinci parti çıkmayı başaran dünyadaki nadir örneklerden.
Çözülmeyi bekleyen sorunlar
Japonya’da politikanın gündeminde üç temel konu var: Öncelikle, emeklilerin maaşlarının yetersiz olduğuna dair tartışmalar giderek tırmanıyor. Japonya’nın nüfusu hızla yaşlanmakta ve dünyanın en uzun yaşayan nüfus grubu da Japonlar arasından olduğundan emeklilik konusu gerçekten de önemli. Başbakan Shinzō Abe, emeklilik yaşını 65’ten 70 veya 75’e yükseltmeyi planlıyor. Görüldüğü gibi, LDP’nin pek de çekici sayılamayacak seçim vaatleri sadece vergileri değil, emeklilik yaşını da yükseltmekle de ilgili.
Hatırlatmak gerekirse, Rusya’da emeklilik yaşını, kademli olarak, kadınlar için 55’ten 60’a ve erkekler için 60’tan 65’e çıkaran yasa, 2018’de yürürlüğe girdiğinde, ülkede uzun süredir görülmeyen biçimde geniş çaplı tepkiler ve hattâ protestolarla karşılanmıştı. Ancak, Japonya’da konu kaygı ve tepkilere neden olsa da, siyaseten bir hareketliliğe neden olmuyor.
Diğer bir önemli tartışma konusu gene ekonomik: o da tüketim vergisinin yüzde 8’den yüzde 10’a çıkarılması. Ülkenin kamu borcunun Gayrı Safî Millî Hasılası’nın yüzde 250’ine çıkması, ek vergilerin gündeme gelmesine neden oldu.
Aslında en zorlu tartışma alanı, Japonya’nın İkinci Dünya Savaşından sonra bir tabuyu yıkarak yeniden militerleşmesi. Bunun için İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin Japonya’nın yasalarını yeniden yazım sürecinde koyduğu ve Japonya’nın resmî olarak bir ordu sahip olmanı engelleyen 13. Madde’yi değiştirmek.
Japonya’nın fiilen “Japonya Öz Savunma Kuvvetleri” adında bir ordusu var. Ve Japonya, dünyanın sekizinci en büyük askerî bütçesine sahip. Ama anayasası en katı biçimde yorumlanırsa, bu askerî güçler yasal olarak polisin parçası. LDP, 13. Madde’ye bir cümle ekleyerek bu askerî güçlerin varlığını açıkça ortaya koymak istiyor. LDP’nin askerî güçlenmeye gösterdiği ilginin sebepleri arasında, Çin’in hızlıca büyüyen ordusu, Kuzey Kore’nin nükleer programı ve ABD’nin Donald Trump Başkanlığı altında giderek kendi içine bakması da sayılabilir.
Eskiden LDP, 13. Madde’nin tümünü kaldırmak istiyordu ama tabandan gelen tepkiler üzerine bu fikirden vazgeçtiler. Askerî konudaki anayasal düzenlemeye LDP o kadar önem veriyor ki, partinin manifestosunda yer alan ilk şey de bu değişiklik. Anayasal değişiklik yapması içinde yasal düzenlemeyi talep eden partilerin toplamda hem üst mecliste hem alt mecliste salt çoğunluğa (sandalyelerin 3’te 2’sine) sahip olması gerek.
İşte bu seçimlerde, LDP’nin ittifakı anayasal değişiklik yapacak salt çoğunluğu kaybettiği için, Japonya Ordusu projesinin resmileşmesi şu anlık zor gözüküyor. Japonya’nın 21 Temmuz’daki seçimlerinin ilk “küçük sürprizi”, ordu konusundaki anayasal değişikliğin, şimdilik askıda kalması veya en azından güçleşmesi.
LDP, bu konu hakkında muhalefet partileriyle çalışmak istediğini söyledi. Ama Anayasa değişikliği meclislerden geçse bile ülkede bir referandum tarafından onaylanması gerek. Kamuoyu yoklamaları, Japonya halkının çoğunun böyle bir anayasa değişikliğine karşı olduğunu ortaya koyuyor.
Japonya’nın seçimlerinin diğer bir “küçük sürprizi” muhalefetteki hareketlenme oldu. Ülkenin son derece istikrarlı siyasetinde, tabuları yıkan bazı gelişmeler yaşandı. Örneğin, iki ağır derecede engelli aday, Üst Meclis’e girmeyi başardı. Sürprizin bu kısmını başka bir yazıda aktaracağım.