Japonya’nın Deprem Gibi Seçimi

20 Temmuz’da yapılan seçimlerde de, iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito, Üst Meclis’te çoğunluğu kaybetti. Kayıpları, beklenenden daha küçük bir farkla da gerçekleşse, yine de Japonya için bir dönüm noktası yaşandı

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

26.07.2025

Japonya, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra neredeyse kesintisiz olarak aynı parti tarafından yönetilmiş, siyasi olarak son derece istikrarlı bir ülke. Ancak, bir süredir ülkenin siyasi dengelerinde kayışlar yaşanıyor: 20 Temmuz’da yapılan seçimlerde de, iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito, Üst Meclis’te çoğunluğu kaybetti. Kayıpları, beklenenden daha küçük bir farkla da gerçekleşse, yine de Japonya için bir dönüm noktası yaşandı.

Japonya’da seçimler kademeli olarak gerçekleşiyor: Üst Meclis’in 248 üyesinin yarısı üç yılda bir seçiliyor. Bu seçimlerde de iktidar ortakları LDP ve Komeito, çoğunluğu sağlamak için gereken 50 sandalyenin gerisinde kalarak 47 sandalye kazandı.

1955’ten beri Japonya’yı neredeyse aralıksız olarak yöneten LDP ve Komeito, Başbakan Ishiba Shigeru tarafından geçen Ekim ayında yapılan erken seçimlerde alt meclis olan Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluklarını kaybetti: bu sandık dağılımı da onları ilk kez azınlık hükümeti kurmaya zorladı. Yeni Üst Meclis dağılımı ise, her ne kadar Meclis Başbakanı seçimlerinde iktidarı zora sokmayacak veya kabinede değişikliklere yol atmayacak olsa da, sonuç LDP’nin yasamadaki gücünü düşürüyor.

Eylül ayında LDP’nin kendi içindeki liderlik seçimlerinde muhafazakâr Takaichi Sanae’yi yenerek iktidara gelen Ishiba da, aralarında önde gelen LDP grup lideri Aso Taro’nun da bulunduğu iki seçimde üst üste yenilgiye uğramasının ardından istifa çağrılarıyla karşı karşıya kaldı.

Ishiba, başlangıçta istifa etmeyeceğini söylemişti. Japon medyası daha sonra Ağustos ayı sonuna kadar istifa edeceğini bildirdi, ancak bu haberler Ishiba tarafından yalanlandı. Ishiba’nın istifası söz konusu olursa; bu durum, bir yıldan fazla görevde kalamayan “döner kapı başbakanlarına” dönüş endişelerini alevlendirecektir. “Döner kapı başbakanları” ile kasıt şu: Japonya, 2012’den 2020’ye kadar sekiz yıl boyunca iktidarda kalmayı başaran suikast kurbanı merhum Abe Şinzo hariç, sık sık başbakan değiştiregeldi.

Ve aşırı sağın yükselişi

Japonya’nın Üst Meclis seçimlerinin yarattığı diğer bir sarsıntı ise, göçmen karşıtı ve sağcı popülist Sanseito’nun hızla yükselişi oldu. Sanseito, 14 yeni sandalye kazanarak toplam sandalye sayısını 15’e çıkardı: Böylece parti, artık bütçeyle ilgili olmayan yasa tasarılarını bağımsız olarak, tek başına sunabiliyor.

Sanseito’nun, dünya genelindeki aşırı sağ/sağ popülist partiler arasında da ilginç ve kendine özgü bir hikâyesi var: Parti, 2020 yılında bir YouTube kanalı olarak kuruldu. Aşı ve karantina karşıtı duygulara hitap eden propagandalar yaparak ve küreselleşmeye karşı çıkarak ön plana çıktı. 2022’de de, Üst Meclis seçimlerinde ilk seçim başarısını elde ederek 2 sandalye ile Japon siyasetindeki ilk çıkışını yaptı; 2024’te de Alt Meclis olan Temsilciler Meclisi seçimlerinde 3 sandalye kazandı.

Sanseito yine de, bu son seçimlere kadar, lideri Kamiya Sohei’nin “Japonya’yı Yahudi sermayesine satmayacağı” ve “Japon imparatorunun, imparatorluk soyunu devam ettirmek için cariyeler edinmesi” gerektiği gibi tartışmalı açıklamaları nedeniyle “marjinal” kalmıştı. Ancak son haftalarda parti, anketlerde hızla yükselerek, ılımlı olarak görülen Ishiba’dan hoşlanmayan muhafazakâr LDP seçmenlerinin yanı sıra, hoşnutsuz genç seçmenlerin de desteğini aldı.

Daha önceleri, özellikle Başbakan Abe Shinzo’nun karizması ve muhafazakâr gündemi nedeniyle sağcı seçmenler LDP’yi destekleme eğilimindeydi. Sanseito ise, bu seçim kampanyasının büyük bir bölümünü yabancı karşıtı duygular üzerine kurdu. Donald Trump’ın, “Önce Amerika” (America First) söylemi gibi, “Önce Japonya” gündemini de ön plana çıkaran partinin temel argümanı şu oldu: “Yabancılara, Japonya’nın asıl vatandaşlarından daha fazla hak tanınıyor ve sosyal yardımlar temin ediliyor; ancak toplumsal uyumu zedeliyorlar ve suç oranını arttırıyorlar”. Öte yandan, Sanseito’nun, Trump’ın “Make America Great Again” (MAGA-Amerika’yı Yeniden Yüce Kıl) hareketine benzer başka gündemleri de var: eşcinsel evliliğe karşı çıkıyor ve geleneksel cinsiyet rollerini savunuyorlar.

Buna ek olarak Sanseito, yabancıların arazi satın almasına ve göçe getirilen kısıtlamaları destekliyor. Japonya’nın, azalan nüfusuna rağmen yabancı işçilere bel bağlamaması gerektiğini söylüyor. Bu tür söylemlerin popülerliği, LDP’yi oldukça kaygılandırdığından, hükümet Haziran’da yabancılarla ilgili bir özel bir birim kurmuştu. “Yabancı Ülke Vatandaşlarıyla Uyum içinde Yaşamayı Destekleme Ofisi”nin kurulması, biraz da seçimler öncesi Sanseito’ya kayışı engellemeyi amaçlıyordu. Japonya’daki yabancı sayısı gelişmiş ülkelere kıyasla hâlâ nispeten düşük olsa da, yabancı turist sayısı, kısmen zayıf yen nedeniyle hızla arttı – ülkenin bu yıl 40 milyon turist çekmesi planlanıyor.

Sanseito ayrıca, “İmparator’a” daha fazla vurgu yapan, insan haklarıyla ilgili bölümleri kaldıran ve ulusal bir ordu kuran yeni bir anayasa taslağı önerdi; Japonya Anayasası’nın 9. maddesi, ülkenin “Öz Savunma Kuvvetleri” olduğuna ve  bir ordu sahibi olamayacağına hükmediyor. Sanseito’nun taslak anayasası, ayrıca Japon vatandaşlığı için daha katı şartlar getiriyor ve Japon vatandaşları için “Japonya’yı korumakla yükümlü” özel sorumlulukları şart kılıyor.

Parti’nin lideri Kamiya, kendisini ABD Başkanı Donald Trump’a benzetiyor. Bununla birlikte, partinin ABD yanlısı olduğu söylenemez. Sanseito, Japonya’daki Amerikan ve yabancı askeri üslerin kaldırılmasını destekliyor ve bunun yerine ABD ile “daha eşit” bir ilişki kurulmasını savunuyor. Rusya’ya karşı daha dostane bir yaklaşım sergiliyor, Rusya’ya yönelik yaptırımların gevşetilmesi çağrısında bulunuyor ve Ukrayna’daki savaşın Batı ve “küreselleşmeciler” tarafından başlatıldığını iddia ediyor. Parti, adaylarından birinin Rus devlet kanalı Sputnik’e verdiği röportajın ardından yoğun polemiklerin başgöstermesi üzerine ve “Rusya bağlantılı” olduğu iddialarını reddetmek zorunda kaldı.

Sanseito’nun yükselişi, Japonya’da merkez sağın bölünmesi hikâyesinin sadece bir yüzü: Gençler arasında güçlü bir destek gören daha ılımlı bir sağ parti olan “Halk İçin Demokratik Parti” (DPFP), 17 sandalye ve birden artan oy oranıyla seçimlerin diğer “kazananı” oldu.

Sırada ne var?

Japonya siyaseti için sırada ne var? Ağustos ayı başında, Üst Meclis Başkanı ve Başkan Yardımcısı seçilecek. Ardından, Eylül sonlarında ekonomiyi canlandırmaya yönelik kampanya vaatlerini içeren ek bir bütçeyi görüşmek üzere, Üst Meclis yeniden toplanacak. LDP ve Komeito’nun parlamentonun her iki kanadında da azınlıkta olması, muhalefet partilerine ulaşmak için daha da fazla çaba göstermeleri gerektiği anlamına geliyor ve bu da, iktidarın alışık olduğu bir durum değil. Şimdiye kadar LDP-Komeito koalisyonu, Alt Meclis’te yasa tasarılarını geçirmek için muhalefet gruplarıyla vaka bazında iş birliğine dayanıyordu; ancak azınlık hükümetinin devam etme olasılığı göz önüne alındığında, bu geçici yaklaşım artık yeterli olmayabilir. Önümüzdeki aylarda, partiler arası yönetim için daha kalıcı bir çerçevenin ortaya çıkıp çıkmayacağı ise, Japonya’nın yeni siyasi sınavı olacak.