Jül Vern Seyahat Acentesi (11): Bayan Colette’in hikâyesi
Paris’teki Marsilyalı genç erkekler Bayan Anette’i tanırlardı. Randevu evi müşterisi olarak değil hemşehri dayanışması olarak tanırlardı. Marsilyalılar, birbirlerini kollamaya Marsilya dışında daha çok eğilimliydiler
04.05.2024
Colette henüz kundakta bir bebek iken, babası Mösyö Marcel, Fransız donanmasının Cezayir kıyı kentlerini bombalayacağı haberini almış, buharlı bir gemiyi otele dönüştürüp bombardımanı seyretmek üzere turistik tur düzenlemişti. Bu işi bir ortağın finansal desteği ile başlatmış fakat kâr paylaşımı öncesinde ortak nasıl olduysa ortadan kaybolmuş, adamın cesedi ertesi gün denizde bulunmuştu. Riskli işlerle yolunu bulan küçük bir kurnazdı Bay Marcel.
Colette, aklı fikri kimi nasıl çarparım türü kurnazlıklarda olan ve evini ihmal eden bir erkek ile edilgen bir kadın arasında büyüyerek oniki yaşına geldi. Bu arada biraz okul yüzü gördü. Sokakta oğlan çocukları ile oynadı. Onüç yaşında babasının gizli kasasını buldu ve kendileri yarı yoksulluk içinde yaşarken kasanın oldukça cömert olduğunu hissetti. Birkaç ay içinde kilidi bozmadan kasayı açmayı öğrendi ve ufak ufak bir şeyler tırtıklamaya başladı.
Bir gün Bay Marcel bir farenin kasayı kemirdiğini farketti ve elinde bir bıçak ile Colette’in annesininin üzerine yürüdü. Colette annesini korumak için araya girdiği takdirde gözü dönmüş adam için fazladan bir hedef olabileceğini düşündü. Başka bir yol buldu ve sokağa fırlayıp “katil, annemi öldürüyor” diye yırtınarak mahalleyi ayağa kaldırdı.
Ortalık karıştı, polis geldi. Polis ve Bay Marcel birbirlerinin yabancısı değillerdi. İşlem yapmak, evrak açmaktansa Bay Marcel’i bir süreliğine evden uzaklaştırdılar. O arada Bay Marsel, karakola akşam yemeği ısmarlamak gibi bir düşünce geliştirdi.
Colette annesine, birlikte Paris’e, annesinin kızkardeşi Anette’in yanına kaçmayı teklif etti. Annesi yerinden kıpırdamadı. Colette küçük bir çanta toplayıp evden çıktı ve Avignone, Lyon üzerinden Paris’e teyzesinin yanına gitti.
Altın Kalpler randevu evi
Teyze Anette, kibar müşterileri olan “Altın Kalpler” adlı bir randevu evi işletiyordu. Zeki bir kadındı. Düzgün bir işletmeciydi. Colette teyzesine sığındı. Teyze, yeğenine çatı katında küçük bir oda verdi. Colette, teyzesinin ve randevuevinin ayak işlerine koştu, okuma yazmasını, matematiğini geliştirdi ve bir sene içinde mekanın girdi çıktısına hakim hale geldi.
Altın Kalpler’in Mösyö Desaix adında genç ve yakışıklı bir müdavimi vardı,. Bu genç adam bir tiyatro oyuncusuydu. İkinci iş olarak Altın Kalpler’de piyanistlik yapıyordu. Kibirli, küstah davranışları olmayan biriydi ve Bayan Anette’in güvenini kazanmıştı. Mösyö Desaix, Napolyon’un generallerinden Louis Desaix’in torunuydu. General Desaix, Mısır’da Girgeh Kasabasında bir katliam yapmış, Fransızlara direnen binden fazla köylüyü öldürmüş, katliam sonrası birliklerini kasaba dışında toplamış, nefesleri kan kokan askerlerinin morallerini düzeltmek için yerel hikâye anlatıcıları getirtmiş, ordu tercümanlarının anlık çevirisiyle askerlerine hikaye dinletmişti. Genç adam dedesi ile aynı soyadı taşıyor ve soyadından nefret ediyordu. Ne gariptir ki dede ile torun hikâye anlatıcılığı konusunda buluşmuşlardı.
Genç Desaix, işlerin tekdüzeliğinden yakınan ve tekdüzeliğin kibar bir randevu evini, bir kerhane düzeyine indirgeyeceğinden endişe eden Bayan Anette’e bir öneride bulundu. Mekanın uygun köşesinde minik bir sahne oluşturup kısacık temsiller sahnelemesini önerdi. Böylece mekana sanatsal bir etkinlik havası katabilirlerdi.
Önerinin daha güçlü tarafı seçilecek oyunlardan geliyordu. Genç Desaix Avrupalıların Şark merakından, meraktan öte takıntılarından hareketle Binbir Gece Masalları’ndan birkaç dakikalık bir temsil önerdi. Temsilin, orijinal metne uygun olması gerekmiyordu. Şeffaf tül giysiler içinde yarı çıplak fakat yüzleri peçeli birkaç kadın, zalim bir efendinin hareminde sıkışıp kalmış oldukları duygusunu verebilecek mekan düzenlemesi, biraz tütsü, bir iki doğu işi halı kilim, birkaç palmiye yaprağı, birkaç tavuskuşu tüyü, doğu ezgisi olarak kabul edilebilecek bir fon melodisi ve kadınların dans ile kıvranma arasında bir devingenlik içinde kurtarılmayı talep eden şarkıları…
Bayan Anette fikri beğendi, genç Desaix sahne oluşumu için destek verdi, Colette ise oyunu takdim eden bir dış ses, sahne arkası ses ve ışık efektleri sorumlusu olarak işe başladı. Herşey kafası güzel erkek müşterileri dolduruşa getirmek için tasarlanmıştı. Eğer müşterilerden biri, bir kadını esaretten kurtarmak istiyorsa, onun kölelik sözleşmesini satın alması gerekiyordu. Sözleşmeleri, melek kostümü içinde salonda dolaşan Colette satıyordu.
Bazen kalın bir müşteri bütün kadınlar için parayı bastırdığında o zaman mekan, Beyefendi onuruna şampanya patlatıyor ve kadınlar hep bir ağızdan kurtarıcılarını öven neşeli bir şarkı söyleyerek Beyefendiye sokuluyorlardı. Herkes mutluydu. Oyun parası ekstradan bir gelirdi, büyük miktarı işletmeye kalmak üzere oyuncular ile paylaşılırdı.
*
Jean Pass, Colette’i 1867‘de Büyük Paris Sergisinde tanımıştı. Bayan Anette ve Colette sergiyi gezmeye gelmişlerdi. Paris’teki Marsilyalı genç erkekler Bayan Anette’i tanırlardı. Randevu evi müşterisi olarak değil hemşehri dayanışması olarak tanırlardı. Marsilyalılar, birbirlerini kollamaya Marsilya dışında daha çok eğilimliydiler.
Jean, tren koridorunda, Bayan Colette’in yarı aralık kompartman kapısından iki adım uzaklıkta sessizce dururken Bayan Colette’in acaba Mısır için mi yolculuk yapmakta olduğunu düşündü. Sonra, “Acaba kompartmana girip selam versem mi?” sorusu geçti içinden. İçerideki sohbet yoğundu, araya girmenin garip kaçacağına karar verdi ve Bay Fogg’un yanına döndü. Bay Fogg’un hesaplarına göre yarın öğleden sonra Brindisi’ye varacaklardı.
Bay Fogg’un hesapları doğru çıktı. 5 Ekim Cumartesi, 4:00’te Brindisi’ye vardılar. Bir saat sonra, saat 5:00’te Mongolia adlı gemi ile Süveyş’e hareket edecek ve 4 gün sonra 9 Ekim Çarşamba, sabah 11:00’de Süveyş’e ulaşacaklardı. Bay Fogg’un yolculuğu mucizevi pürüzsüz bir akışkanlık içinde seyrediyordu. Trenden inip gemilerine geçtiler. Jean Pass, Bayan Colette’i rıhtımda göremedi.
*
Zamanda gezip tozabilen karakter belirdi ve bir not uzattı. Not editoryal ofisten geliyordu: “Torino Barosu’nun Lidia Poet’in avukatlık kaydını geçersiz sayması olgusu ile Bay Fogg’un yolculuğu arasında yaklaşık 10 senelik bir fark var.”
(*) “Hallederiz”, dedim “sıkıntı yok.” Ve notun arkasına nasıl halledebileceğimi yazdım: “Belki gazetedeki Lidia Poet haberini, Bayan Jessie White Mario’nun buluşmakta olduğu Macar yurtsever Lajos Kossuth ile ilgili bir haber ile değiştiririm. Vaktiyle Osmanlı’ya sığındığını, kısa bir süre Kütahya’da yaşadığını, Türkçeyi Macar Yahudisi Leon Orosdi’den öğrendiğini, Bay Orosdi’nin Konstantinople’un Galata semtinde “Ömer Efendi Giyim Mağazası” adı ile bir işletme sahibi olduğunu…”
Zamanda tozuyan karakter, cevabi notumu götürdü. Bu karakterin bana mı, anlatıya mı, kendisine mi, editöre mi çalıştığı sorusu kaldı bende.
*
(*) : Bkz. Jül Vern Seyahat Acentesi 10
Haftaya: Nellie Bly’ın posta treni ile Brindisi yolculuğu