Jül Vern Seyahat Acentesi: Süveyş rıhtımında voltalayan iki adam

İngiliz emperyalizminin ulaşım alt yapısı ve Jül Vern Seyahat Acentesi’nin hizmetleri olmasaydı, Bay Fogg’dan ne köy ne de kasaba olurdu…

İLHAMİ ALGÖR

03.08.2024

Rıhtımda voltalayan iki adamdan biri, Birleşik Krallık Konsolosluğu’nun Süveyş’te görevli memuruydu. Diğeri ise kısa boylu, zayıf, hayli zeki suratlı, sinirli bir adamdı ve dikkat çekici bir ısrarla göz kapaklarını kasıyordu. Kirpiklerinin arasından capcanlı bir göz ışıldıyordu ama hırsını gizlemeyi de biliyordu. O sırada olduğu yerde duramıyor, bir ileri bir geri yürüyor, sabırsızlandığına dair birtakım işaretler veriyordu. Bu adamın adı Dedektif Fix’ti. İngiltere Bankası’ndaki hırsızlık olayından sonra çeşitli limanlara gönderilen İngiliz polis memurlarından biriydi. Süveyş’ten gemiye binen bütün yolcuları çok büyük bir dikkatle kontrol etmesi, eğer içlerinden birini şüpheli görürse, tutuklama emri gelene kadar onun “peşine takılması” gerekiyordu. 

İngiltere Bankası’ndaki “hırsızlık olayı” şöyle bir olaydı: Şık giyimli bir centilmen, bankanın şef veznedarı ile görüşmek için  odasına girdiğinde masanın üstünde tomar halinde 55 bin sterlin duruyormuş. Centilmen, şef veznedara ziyaret sebebini anlatırken, o esnada kafası biraz karışık olan şef veznedar, dikkatini başka şeylere vermiş, birtakım çekmeceler, evraklar ile meşgul olmuş ve centilmene geri döndüğünde ne centilmenin ne de az önce masa üzerindeki durmakta olan 55 bin Sterlin’in odada olmadığını farketmiş. 

Derhal banka müdürüne koşmuş, panik içinde durumu anlatmış. Centilmenin eşkalini almışlar, uzun boylu, şık bir İngiliz beyefendisi olduğuna dair bilgileri polise vermişler. Polis müdürlüğü hırsızın İngiltere’yi terkedebileceği ve hatta terketmiş olabileceği ihtimali üzerine hırsızın gidebileceği hatta varmış olabileceği her yerdeki  dedektiflerini haberdar etmiş, göreve çağırmış. Dedektif Fix bu memurlardan biriydi ve Süveyş kapısını tutmak ona düşmüştü.

Bence Dedektif Fix figürü, monotonlaşma ihtimali olan bir hikâyeye kaç-kovala dinamizmi getirmesi için düşünülmüştü. Monotonlaşması kaçınılmazdı çünkü hikâyenin kahramanı Bay Fogg oturduğu yerden kalkmayan, kimse ile ilişki kurmayan kapalı devre bir şahsiyetti. İngiliz emperyalizminin ulaşım alt yapısı ve Jül Vern Seyahat Acentesi’nin hizmetleri olmasaydı, Bay Fogg’dan ne köy ne de kasaba olurdu. Yine de, Bay Verne’in yandan ittirmeli hırsız-polis formülü beni sarmasa da eserin bütünlüğüne ve yazarın emeğine saygımdan ötürü, akışı bozmamak mecburiyetindeyim. 

*

İki gün önce Londra Polis Müdürü, Dedektif Fix’e hırsızlık zanlısının eşkalini göndermişti. Bankanın ödeme odasında görülen, seçkin ve iyi giyimli kişinin eşkaliydi bu. Böylece, hırsızın yakalanması karşılığında vaat edilen yüksek ödülle de ilgisi kabaran dedektif, Mongolia’nın gelişini sabırsızlık içinde bekliyordu. 

Bu sırada rıhtım da hafif hafif hareketlenmekteydi: Farklı milletlerden denizciler, tüccarlar, simsarlar, hamallar akın akın rıhtıma gidiyordu. Belli ki geminin gelmesine az kalmıştı. 

Şehrin üstünde, soluk güneş ışınlarının altında birkaç minare seçiliyordu. Güneye doğru iki kilometre uzunluğunda bir dalgakıran, bir kol gibi Süveyş Körfezi’nin üzerine uzanıyordu. Kızıldeniz’in üzerinde birçok balıkçı ve kıyı teknesi yüzüyordu, bazıları hâlâ antik kadırga tarzındaydı. Dedektif Fix, kalabalığın arasında dolanırken, bir yandan da mesleğinin verdiği alışkanlıkla, insan yüzlerini tarıyordu. 

Düdük sesleri geminin gelişini duyurdu. Hamallar limana doğru koşturmaya başladı. Beş, on sandal kıyıdan ayrılıp Mongolia’nın ön tarafına doğru ilerlediler. Kısa bir süre sonra kanalın iki yakası arasından geçen Mongolia’nın devasa gövdesi belirdi. Buharlı gemi, bacasından gürültüyle dumanlar püskürterek demir bırakmaya başladığında saat on biri vuruyordu. Epeyce yolcu vardı gemide. Bazıları, göz alıcı şehir manzarasını seyretmek için üst güvertede kaldılar; ama çoğu, Mongolia’ya yanaşan sandallara binip karaya çıktılar. Dedektif Fix, karaya ayak basan herkesi tek tek dikkatle inceliyordu. 

Haftaya: Tam bu sırada, gemi yolcularından biri Dedektif’in yanına geldi ve…