Kaçma şüphesi değil, kalma ısrarı
Evet, Ahmet Türk örgüt üyesidir. Örgütlü legal siyasetin 43 yıllık üyesidir!
25.11.2016
“Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alındıktan sonra tehditler savurmuştu: TUTUKLANDI”
Sabah gazetesi, emektar Kürt siyasetçi Ahmet Türk’ün tutuklanmasını İnternet sitesinden böyle duyurdu. Cümle baştan saçmaydı ama olsundu. Nasılsa okuyucular, “Seçilmiş bir belediye başkanı neden görevinden alınır”, “Tutuklamasına savurduğu tehditler mi gerekçe gösterilmiş” gibi soruları sormayacaktı. Haksızlığa uğramak, “görevden alınmak” doğalmış gibi davranacaklardı. Yahut genç bir okuyucu, barış demekten dilinde tüy bitmiş bir politikacının nasıl tehditler savurduğunu merak etmeyecekti.
“Başaramazlar, bizi asla sindiremezler. Boyun eğmeyeceğiz.”
Ahmet Türk, Mardin Belediyesi’ne kayyum atandıktan sonra bu “tehditleri” savurmuştu!
Ahmet Türk, 74 yıllık hayatında 2016 Kasım ayı itibariyle üçüncü kez cezaevine girdi. Meclis’e ise ilk kez 1973 yılında girmişti. Avukat Erdal Kuzu, tamı tamına 43 yıldır legal siyaset içinde faaliyet gösteren Ahmet Türk’e yöneltilen suçlamaların bir gizli tanığın beyanlarına dayandırıldığını söyledi. Gizli tanık artık ne demişse, Türk’ün “örgüt üyesi” olduğunu iddia etmişti.
Evet, Ahmet Türk örgüt üyesidir. Örgütlü legal siyasetin 43 yıllık üyesidir!
Hâkimler doktor raporlarını ciddiye almadı. Kalbinde pil olması nedeniyle cezaevinde geçireceği sürenin hayatî risk taşıyabileceğini söylemelerine rağmen avukatlarının itirazları kabul görmedi.
Ahmet Türk’ün tutuklanmasına gizli tanığın iddialarına dayandırılan “mevcut delil durumu”nun yanı sıra, “kaçma şüphesi” de gerekçe gösterildi.
“Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa” maddesine de atıf yapıldı.
Belediye başkanlığı gibi yasal bir görevde bulunan, yeri yurdu 74 yıldır belli olan Ahmet Türk’ün kaçabilme ihtimalinden bahsedildi. İstese bugüne kadar bilmem kaç kere terk-i diyar edebilecek Türk için kaçma şüphesi gibi bir absürtlüğü dile getirmek, kötü bir şaka bile olamayacak kadar kötü.
Kendisine yöneltilen akıl almaz suçlamalar bir yana, yıllar yılı barış isteyen bir insanı böylesi bir iddiayla töhmet altında bırakmak ayıptır. Ahmet Türk’ün “kaçma şüphesi” değil, olsa olsa “kalma ısrarı” olabilir. Barışta ısrarı olabilir, memleketi Mardin’de yaşama ısrarı olabilir. Siyasette ısrarı olabilir, demokraside ısrarı olabilir. Geriye kalan iddia ve şüphelere ise anca kargalar gülebilir!