Kitle fonlaması kampanyaları: Nereden başlamalı?

Parayı nasıl kullandığınızı kamuya açıklayacağınızı ilan etmek ve bunu yapmak, donörlerin güveni ve güvenin sürdürülebilirliği için önemli

SARPHAN UZUNOĞLU

26.03.2019

Gazeteciliğin ekonomik krizi, geçmişte üstünde fazla durulmayan fonlama modellerinin, gazeteciliğin kurtuluş reçetesi gibi sunulmasına yol açtı. Sektörde kurallar ve işleyiş değişirken, gazeteciler de yenilikçi yöntemlerle okuru bazen bir patron bazen de destekçi olarak üretim süreçlerine tekrar katmaya başladılar.
 
Ben de bu yazıdan başlayarak bir seri yazıda kitle fonlamasının ne olduğunu, işlevini, kitle fonlama kampanyalarının nasıl hazırlanması gerektiğini, kitle fonlama kampanyalarını tanıtmak için neler yapılabileceğini ve hangi kitle fonlama platformlarının ne tür projeler için kullanılması gerektiğini ele almaya çalışacağım.
 
İlk yazıda önce kitle fonlamasının ne olduğunu tanımlayarak, kitle fonlaması pratiklerinin hangi platformlarca desteklendiğini ve bu tür bir kampanyaya başlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatacağım.
 
Kitle fonlaması (İng. crowdfunding) genellikle Internet üzerinden çok sayıda insandan az miktarda para toplayarak bir projeyi veya girişimi finanse etme uygulaması olarak tanımlanabilir. Elbette bu, her kitle fonlaması girişiminin Internet üzerinden gerçekleşmesini gerektirmiyor. Dünyadaki birçok geleneksel gazete de Internet’in altın çağından önce ekonomik olarak kitle fonlamasıyla kendiler için kaynak yaratmıştı. Ancak malum, dijital bir dönemdeyiz ve çoğunlukla kitle fonlaması pratikleri de bu ortamda gerçekleşiyor.
 
Güncel anlamıyla kullandığımızda kitle fonlaması çoğunlukla kickstarter, indiegogo ve patreon gibi siteleri çağrıştırıyor. Birçok gazeteci bu organizasyonlar aracılığıyla projeleri için para buluyor. Ancak unutmamak gerekir ki gazeteciler için bu ortamların her birinin farklı yaptırımları ve hedef kitleleri var. Dahası, bu platformlara dayanmadan, kendi web siteleri üzerinden para toplayıp çok başarılı olan organizasyonlar var. Bunlara verilebilecek kimi örnekler De Correspondent (Hollanda), Krautreporter (Almanya), and El Español (İspanya). Hattâ bu örneklerden De Correspondent o kadar başarılı oldu ki operasyonlarını ABD’ye kadar taşıdı, mecranın temsilcisi ABD’deki Late Night Show’lara kadar çıktı ki bunun ABD’de öneminin ne kadar yüksek olduğunu vurgulamaya sanırım gerek bile yok.
 
Kitle fonlamasının tercih edilmesinin farklı nedenleri var. Önce çıkan nedenler arasında yayıncıyı “aracı” olmaktan çıkarmak ve daha özgür bir hâle gelmek, okurlarınızla bir takım ruhu oluşturmak ve reklamın kısıtlayıcı ve sıkıcı baskısından kurtulmak var. Kitle fonlama kampanyaları hem kitlenizle aranızı sıkılaştırıp sizi bir topluluk medyasına çevirme hem de okurlara yeni bir katılımcı rolü verme gücüne sahip.
 
Yukarıda andığım örnekleri ve kitle fonlamasının yarattığı etkileri sonraki yazılarda ele alacağım; ancak bu yazıda iyi bir kitle fonlaması kampanyasına başlamak için göz önüne alınması gereken temel unsurları ele alalım:
 
Global Investigative Journalism Network’e göre iyi bir kampanya başlatmak için gerekenleri altı temel aşamada toplayabiliriz. Ben de GIJN’nin bu ilkelerinden yola çıkarak ne yapılabileceğini örnekleri ve önerileri yerelleştirerek  ele almak istedim:
 
1- İlk yapmamız gereken öncelikle hangi kitlesel fonlama platformunun bize ve kitlemize uyduğunu tespit etmek. Türkiye’de Patreon sürekli gelir sağlaması gereği en çok tercih edilen platform. Dijital alana göçen Cüneyt Özdemir, Ünsal Ünlü, Ruşen Çakır gibi gazetecilerin de bu mecrayı kullanıyor olması mecrayı çok popüler hâle getirdi. Komünite ile ilişki kurmayı gerçekten en aktif şekilde sağlayan ortam Patreon gibi görünüyor. Her ne kadar Facebook gibi platformların bu tür gazetecilik projeleri için bağış ve abonelik modülleri geliştirme çalışmaları olsa da Patreon şimdilik güvenli ve doğrudan bir yol olarak çok sayıda isim tarafından tercih ediliyor. Tabii ki her fonlama için Patreon ideal değil. Tabii biz Türkiye’de Patreon’a gereğinden biraz fazla önem veriyoruz ama dünyada belirli bölgelere odaklanan Press Start veya gazetecilik odaklı kampanyalarda %57 başarı oranı yakaladığını belirten Pozible benzeri platformlar da mevcut. Kendinize uygun fonlama platformunu bulmak için Crowdsunite.com’u ziyaret edebilirsiniz. Ama bu süreçte sormanız gereken soruların arasında, ücretinizin ne kadar zamanda yatacağı, paranın ne kadarının komisyon olarak kesileceği, paranın ödeneceği servise sizin erişiminiz olup olmadığı (PayPal Türkiye örneği gibi), hedefinize ulaşmazsa ne olacağı gibi sorular bulunuyor. Tüm bu soruları sorduktan sonra kendiniz için en doğru platforma karar verebilirsiniz.

2- Bu süreçte atılması gereken ikinci adım ise yapacağınız işi doğru bir şekilde anlatmak. Temiz, ikna edici yaratıcı bir iş planı/haber taslağı ile sizi fonlamasını istediğiniz insanlara ulaşmanız şart. Çoğu kitle fonlaması uzmanı video temelli içerikleri öneriyor ki bu içeriklerin üretimi konusunda da ayrıca bir yazı yazacağım. Burada en önemli meselelerden biri de kampanyanızı nasıl tanıtırsanız tanıtın (video, infografik vs.) hedefinizin ve önerdiğiniz işin özgün olması ve hesap verebilir bir bütçe ve iş planına sahip olması. Metninizin donörleri katılımcı ve işe yarar hissetmesini sağlamak her zaman çok önemli. Türkiye gibi polarizasyonun yoğun ve gazeteciliğin saldırı altında olduğu bir ülkede okurun size empati duymak için çok sebebi var. Ama katılım mantığı, en az gazeteciliğin krizi kadar okuru cezbeden bir mantık. Okurun tekrar işe yarar ve ait hissetmesi bağlamında da bu mantık önemli bir rol üstleniyor.

3- Unutulmaması gereken noktalardan biri de yalnızca para toplamakla değil, aynı zamanda parayı yönetmek ve parayı çağıran itibarın paranın kullanımı bağlamında sizi oldukça büyük problemlere sürükleyebileceğini fark etmek. Yani parayı nasıl kullandığınızı kamuya açık spreadsheet’lerle açıklayacağınızı ilan etmek ve bunu yapmak, donörlerin güveni ve güvenin sürdürülebilirliği bakımından oldukça önemli. Ek olarak kitle fonlamasını maddiyata indirgemeyen, farklı iş türlerini gönüllü olarak da destekçilere delege eden modeller de mevcut: Ulaşımın sağlanması, konaklamanın sağlanması gibi örnekler sunulabilir bu konuda.

4- Bir başka mesele ise ailenizden arkadaşlarınıza ve sosyal ağdaki tüm kontaklarınıza dek herkese kampanyanızı ulaştırmak. İnsanlar destek vermeseler bile kampanyanızı destek verebilecek kişilere ulaştırabilirler. Blogger’lar, sosyal ağ fenomenleri, gazeteciler ve aktivistler projenizi duyurma konusunda para vermekten daha faydalı olabilirler.

5- İnsanlara sunacağınız kampanyada düzgün bir planınız olması şart. Soyut fikirlerden ibaret bir proje, okurun/kitlenin ne saygısını ne katkısını kazanabilecektir. Bu bağlamda zaman çizelgesinden içeriğe dair olası bir özete kadar mümkün olan ve haberin büyüsünü kaçırmayacak türdeki bilgileri kampanyaya koymaktan çekinmeyin. Önceden yapılmış çalışmalarınız varsa, bu çalışmalardan multimedya parçaları kampanyanıza iliştirin. İnsanlara geçmişte yaptıklarınızla yapabileceklerinize dair fikir vermeye çalışın.

6- Fonlama süreçleri heyecanlıdır. Ayağınızın yere basmasına ve harcayamayacağınız bir parayı yapamayacağınız bir iş için istememeye dikkat edin. Örneğin aşırı maliyetli türde bir kurgu ya da teknoloji kullanımı için düşük ücret istemek gibi hatalar sık düşülen hatalardandır. Bunlardan kaçının. Bütçeyi yaparken gerçekçi olun ve araştırmacı kimliğinizi en çok da bu aşamada kullanmaya çalışın. 

Bu altı adım elbette yalnızca başlangıç adımları. Günümüzde tek dilde bağış kampanyası yapmak her zaman çok da mantıklı değil. Özellikle Indiegogo, Kickstarter ya da Patreon gibi uluslararası fonlama platformlarındaysanız farklı dillrede ve farklı hedef kitlelere göre üretilmiş ve benzer ilkeleri göz önünde tutan metinler oluşturabilirsiniz. Anadilinizde “cezbedici” olmak daha önemliyken, diğer dillerde enformatif ve haberin ya da projenizin yaratacağı toplumsal yarara odaklanmak daha önemli olabilir. Geleneksel kitleniz dışındaki kitle için de kitle fonlaması kampanyasında anadilinizde dahi olsa kendinizi doğru tanıtmanız şarttır. Markanızın ne kadar bilinir olduğunu düşünürseniz düşünün, geçmişte başardıklarınıza dair bir paragrafık bir bölüm ya da video içerisinde birkaç kare ikna edicilik oranınızı arttıracaktır.