“2’si öldü, 2’si aramızda”
Cumhuriyet ve Zaman gazetelerinin manşetleri, haftanın ilk gününün öne çıkan haberleri oldu.
20.10.2015
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “2’si öldü, 2’si aramızda” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Ankara katliamını gerçekleştiren Yunus Emre Alagöz, Türkiye’ye 3 yabancı bombacı ile girdi. Alagöz ile beraber bir canlı bomba kendisini patlatırken, diğer ikisi ortadan kayboldu. İki canlı bombayı taşıyan araca eskortluk yapan fırıncı Yakup Ş. Sorgusunda itiraflarda bulundu. Yakup Ş. şunları söyledi: ‘Ben Yunus Emre ve yanındaki kişiyi getiren araca gözcülük yapıyordum. İkinci kişi yabancıydı. Yunus Emre bana, ‘Amacımız HDP’ dedi. Mahkemeye sevk edilen 6 zanlıdan 4’ü tutuklandı. 2’si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı” ifadeleri yer aldı.
Gazetenin sürmanşetindeki, “1 Kasım’da fotoğraf değişmiyor” başlığını taşıyan haberde ise, “KONDA Genel Müdürü Ağırdır: Biriken gerilime karşın, 1 Kasım’da 7 Haziran’dan farklı sonuç beklemiyoruz. Toplumda kutuplaşma ve kimliklere sıkışmanın yanı sıra yüksek bir gerilim de mevcut. Bina aynı bina ama içerisi gaz dolu. Çakmağı çaktığınız anda patlama olabilir. Seçmen davranışlarında radikal değişiklikler yaşanmıyor. İktidarın oylarına anlamlı bir ekleme yapamadığı görülüyor. Seçmen, ‘İstikrar olursa bu krizler biter’ mi diyecek, ‘koalisyon olursa toplumdaki bu kutuplaşma geriler’ duygusundan mı bakacak? Şu anda her partinin seçmeni kendi pozisyonunu koruyor” ifadelerine yer verildi.
“Bir skandal daha”
Zaman gazetesi manşetinde, “Bir skandal daha” başlıklı habere yer verdi. “Canlı bombaları MOBESE’den tespit edecek Yüz Tanıma Sistemi kapatılmış” üst başlığıyla verilen haberde, “Suriye’den Ankara’ya kadar gelip yüzlerce MOBESE’nin olduğu yerde katliam yapanları devlet nasıl görmedi? Muhalefetin cevap aradığı soru, büyük ihmali gün yüzüne çıkardı. Terör şüphelilerini takip için 50 ilde kurulan Yüz Tanıma Sistemi’nin 1.5 yıl önce kapatıldığı ortaya çıktı. Sistemle PKK’lı ve DHKP-C’li militanlar eylem öncesi yakalanmıştı” ifadeleri kullanıldı.
Manşetin altındaki “Pazartesi Konuşmaları”nda ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile yapılan röportaj, “MİT, canlı bombaların Ankara’ya kadar mola verdikleri yerleri bile biliyor” başlığıyla yer aldı: “Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Veli Ağbaba, Ankara’yı kana bulayan canlı bombaları Adıyaman’da herkesin bildiğini, ailelerin ‘Çocuklarımızı IŞİD’e o götürdü’ diyerek şikayet ettiğini ancak MİT ve polisin harekete geçmediğini söyledi. Hükümetin IŞİD’e teslim olduğunu belirterek ‘Devlet bu kişilerin Antep’ten Ankara’ya giderken verdiği molaya kadar biliyor. Ama görmezden geliniyor’ dedi.”
“Ankara’nın AB ile pazarlık yalanı”
Taraf gazetesinin manşetindeki, “Ankara’nın AB ile pazarlık yalanı” başlıklı haberde, “Türkiye’nin haklarını AB ile masaya oturarak aldığını iddia eden AKP iktidarının, hak edilmiş 4.2 milyar Euro’yu bile istemediği ortaya çıktı. Merkel, Suriyeli göçmenler Avrupa’ya gelmesin diye 3 milyar Euro rüşvet önerdi. Bunun anlamı şu: ‘Sizin ülkeniz Suriyeli göçmenler için hapishane olsun. Siz gardiyanlık yapın, biz de parasını verelim. Türkiye’nin zaten hakkı olan vizeyi verelim, gerekirse üç beş tane de müzakere başlığı açalım. İlerleme raporunun açıklanmasını da 1 Kasım seçimlerinden sonrasına bırakalım…’ Kendisine ‘seçim hükümeti’ diyen AKP hükümeti, para karşılığı kesinlikle Suriyelilere hapis hayatı yaşatamaz. Hükümet önce AB’nin Türkiye’ye taahhüt ettiği ama ödemediği 4.2 milyar Euro’yu tahsil etmeli. Mültecilere yardıma gelince Türkiye bütçesinden harcanan 8 milyar dolarlık insani yardım, AB bütçesinden ayrıca verilmeli” ifadeleri yer aldı.
“Devlet eliyle şantaj yapılıyor”
Bugün gazetesi manşetinde, “Devlet eliyle şantaj yapılıyor” başlıklı habere yer verdi: “Halkın gerçekleri görmesini engellemek için televizyonlara hukuksuzca uygulanan sansür isyan ettirdi. Son olarak Türksat’ın Kanaltürk ve Bugün TV’yi uydudan çıkarma kararına her kesimden tepki yağdı. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Demokratik kurallar hiçe sayılıyor. Kamuoyu haber alma hakkına sahip çıkmalı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: Dünyada örneği yok. Böyle bir saçmalık olur mu? Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay: ‘Bu insanlara ekmek vermeyin’ diye fırıncılara talimat yollamak gibi bir şey. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Muhalif yayın yapan herkes tehdit ediliyor. Devlet eliyle şantaj yapılıyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Halkın bilgi edinme hakkı kesiliyor. Hesabı sorulacak. HDP Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat: Pervasızca ne hukuku ne kanunu dinliyorlar. Diğer yayıncı kuruluşlar sindirilmek isteniyor.”
Haber Zaman gazetesinin sürmanşetinde ise, “Türksat’ın sansürü suçtur, RTÜK gereğini yapar” başlığıyla yer aldı. Haberde, “Devlet adına uydu işletmeciliği yapan Türksat, Bugün TV ve Kanaltürk’ün Türkiye’den izlenmemesi için karartma kararı aldı. RTÜK üyesi Süleyman Demirkan, ‘Bu, devlete karşı işlenen suçlar kapsamındadır. Neye göre, hangi yasaya göre, hangi mahkeme kararına göre bunu yaptınız?’ diyerek tepki gösterdi” ifadeleri kullanıldı.
“Oğlumu tutuklayın”
Hürriyet gazetesi manşetin yanında, “Oğlumu tutuklayın” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Gebze’den Suriye’ye gidip IŞİD’e katılan 19 yaşındaki Serkan Uzun’un babası Bekir Uzun yaşadıkları dramı anlattı. Bekir Uzun, Serkan’ın Kilis’te yakalandığını, ifadesi alınıp bırakıldığını, bir gün sonra da ‘Suriye’deyiz’ diye mesaj geldiğini söyledi. Baba Uzun, ‘Serkan’ın takma adı Ebu Mervan. Aileler bunu bile biliyor. Yetkililer bilmiyor mu?’ diye sordu. Oğlunun tutuklanıp korumaya alınmasını istedi” ifadeleri yer aldı.