“Adımız en kötü listede”
Karar ve Sözcü, Türkiye’nin BM’nin hazırladığı “Açlık haritası’ndaki vahim durumunu paylaştı.
08.06.2022
Karar gazetesi manşetinde, “Adımız en kötü listede” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Geçim krizinin geniş kesimleri içine aldığı dönemde düşündürücü rapor… BM verileri, Türkiye’de 14 milyon kişinin yeterli beslenmediğini ortaya koydu. İşte alarm zillerini çaldıran ‘Açlık Haritası’: -Üç ay öncesine göre sofrası boş kalanlar listesine 410 bin kişi daha eklendi. -5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si ‘akut yetersiz beslenme’, yüzde 6’sı ise ‘kronik yetersiz beslenme’ sorunu yaşıyor.
Savaşın etkisiyle gıda krizi küresel bir hal alırken Türkiye’de buna ek olarak uzun süredir yaşanan ekonomik çalkantı milyonların sofrasını vuruyor. Artan hayat pahalılığı geçimi bir sınava dönüştürürken Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın hazırladığı ‘Açlık Haritası’ gidişatın vahim boyuta ulaştığını gösterdi. Rapora göre 36 ülkede 333 milyon insan yetersiz besleniyor. Türkiye’de de 14.8 milyon kişi bu listede.
Toplam nüfusa oranla yetersiz gıda tüketimi oranın en yüksek olduğu ülkeler Afganistan, Somali, Nijer, Mali ve Sudan oldu. Türkiye’ye ilişkin veriler ise 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının kronik yetersiz beslenme sorunu yaşadığını ortaya koydu. Yeteri kadar gıda tüketemeyen kişilerin sayısı da bir ay öncesine göre 50 bin arttı. İl bazında en çok Şırnaklıların sofrası boş kaldı.”
Sözcü gazetesi habere manşetinde, “Acı rapor: Türkiye’de 15 milyon kişi aç yaşıyor” başlığıyla yer ayırdı:
“İktidar, ‘Bu ülkede aç falan kalan yok’ diyor ama BM’nin Türkiye raporu öyle demiyor. Rapora göre yaklaşık 15 milyon kişi yeteri kadar gıda tüketemiyor.
Sendikalara göre Türkiye’de açlık sınırı 6 bin lirayı aştı. Yani 4 kişilik bir ailenin evine ayda 6 bin lira girmiyorsa o aile aç. Bu hesaba göre milyonlarca emekli ve asgari ücretli, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
BM raporu da bunu doğruluyor. BM Gıda Programı’nın yayınladığı açlık haritası Türkiye açısından çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Rapora göre; 84 milyon nüfuslu Türkiye’de 14.8 milyon kişi yeteri kadar beslenemiyor. En kötü durum Şırnak’ta.”
“Hesap yanlış, fatura ağır”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Hesap yanlış, fatura ağır” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi günü kabine toplantısı ardından yaptığı konuşmada ‘faiz yükseltmeyeceğiz’ açıklaması dövizin ateşini artırdı. Dün itibarıyla dolar 16,72 TL oldu. Böylece Aralık ayında yaşanan kur şoku seviyelerine tekrar ulaşıldı.
Bakan Nebati 17 Aralık 2021 tarihinde zirveye çıkan ve ondan sonra çeşitli müdahalelerle 11 liraya kadar gerileyen dolarla ilgili ‘bizimle bir ilgisi yok’ demişti.
Bakanın açıklamasına rağmen MB’nin sadece 20-21 Aralık tarihlerinde net rezervlerinde 7 milyar dolarlık azalma yaşandı. Yine aralık ayı içinde toplam 19,6 milyar dolarlık rezerv azalması yaşandığı görüldü.
Bankaların KKM hesapları mayıs sonuna doğru yaklaşık 850 milyar TL’ye ulaştı. Bu tasarruf modelinin devlete maliyeti her geçen dakika döviz yükseldikçe artıyor. Bilindiği gibi ilk üç aylık dilimin bittiği mart ve nisan aylarında ortaya çıkan kur farkı sebebiyle KKM sahiplerine Hazine’den yaklaşık 16 milyar TL civarında bir ödeme yapılmıştı. Mayıs ayı sonunda dolar 15 lira olarak hesaplandığında kamuya 35 milyar liraya çıktı. Dolar bugün 16,72 liraya dayandı. Bu seviyenin kamuya maliyeti ise yaklaşık 90 milyar lira. Özetle sadece 1 liralık kur artışı bile KKM sayesinde kamuya ekstradan 50 milyar liralık maliyet yükledi.
Uzmanlara göre Erdoğan’ın faiz konusunda inadı ve rezervlerle birlikte diğer tüm enstrümanların tükenmiş olması dövizin yukarıya doğru çıkışının engellenmesi imkansız hale geldi. Bugünlerde bir gündeme getirilip bir geri çekilen Süper Bono dün itibariyle tekrar ısıtılmaya başlandı. Kamuyu KKM ile kıyaslanmayacak ölçüde borç stokunun içine sokacak olan yeni modelle ilgili her taraftan iktidara uyarı geliyor. Arka kapı rezerv satışları ve KKM ile dövizi belli bir aralıkta tutmaya çalışan iktidarın barutu altı ayda tamamen tükendi. Erdoğan’ın önünde iki yol var. Ya faiz ya da Süper Bono. İkisi de Türkiye’ye yeni sorunlar açacakken ülke insanı da daha çok yoksullaşmaya devam edecek.”
“Başkente AKP’li müftü”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Başkente AKP’li müftü” başlıklı haberinde, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan atama kararı ile bir il müftüsü görevden alındı, üç il yeni müftü atandı. AKP milletvekilleri Vahit Kiler ve Ekrem Çelebi’nin, mülakatlara girecek ‘yakınları’ için yazılı talimat gönderdiği Ömer Keskin, Bartın İl Müftülüğü’ne getirildi.
‘Altın ve gümüşe zekat düşerken inci ve pırlanta gibi eşyalar için zekat verilmediği’ fetvasıyla dikkat çeken Hasan Çınar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Ankara Müftüsü olarak atandı. Çınar, 2015’te Erzurum Müftülüğü görevinden istifa ederek AKP’den milletvekili aday adayı olmuştu” ifadelerine yer verdi.