“Aladağ’da bu kez yargı faciası”

Gazetelerde, Aladağ yangın faciasıyla ilgili karar ve Ankara’daki Yüksek Hızlı Tren kazasının bilirkişi raporu manşete çıktı.

05.07.2019

Birgün gazetesinin manşetinde, “Aladağ’da bu kez yargı faciası” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar tarikatına ait yurtta 11’i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı yangın faciasıyla ilgili davada karar çıktı. Faciaya yol verenlere dokunulmadı, kamu görevlileri adeta aklandı, tarikatçı yöneticilere ödül gibi cezalar verildi. 18 sanığın tutuksuz yargılandığı davada sanıklardan 12’sine 8 yıl 10 ay 20 gün ile 12 yıl 2 ay 20 gün arasında değişen oranlarda hapis cezaları verildi. 6 sanık ise beraat etti. Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonunda yapılan 10’uncu duruşmada yurt müdürü Cumali Ali Genç 11 yıl 1 ay 10 gün, yurt yöneticileri İsmail Uğur 12 yıl 2 ay 20 gün Mehmet Deniz 10 yıl, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş 8’er yıl 10’ar ay 20’şer gün ceza aldı. Mahkeme, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ya da yaralanması’ suçundan haklarında beraat kararı verdiği kamu görevlileri Mehmet Aktaş, Ramazan Arı, Davut Gökçeli, Bayram Aydın, Cihan Ünal’ı ‘görevi kötüye kullanma suçundan’ 7’şer ay 15’er gün hapis cezasına çarptırdı. Kamu görevlilerine verilen 7’şer ay 15’er günlük hapis cezasında hükmün açıklanması geri bırakıldı. İtfaiye erleri Dursun Gökçe, Hasan Turan Çakmak, Nihat Sarraf, Yücel Turaç ile Mehmet İpek ve Zeki Yılmaz hakkında ise beraat kararı verdi. Avukatlar karar sonrası adliye önünde açıklama yaptı. Adana Baro Başkanı Veli Küçük, ‘Kimi sanıklara ciddi cezalar verildi ama çok daha olayın vehametine uygun değerlendirmeler yapılabilirdi’ dedi. Av. Can Atalay da adalet yerini bulana kadar bu işin peşini bırakmayacaklarını söyledi. İzmir Barosu Başkanı Av. Erinç Sağkan ise ‘Yurt binası yıkıldı delikler yok edildi dava dosyasında. Bir kısım sanıklar ciddi ceza aldı ama milli eğitim müdürü ciddi cezayı almadı. Başka canlar yanmasın’ dedi” ifadeleri kullanıldı.

Evrensel gazetesi habere manşetin altında, “Tüm sorumlular cezalandırılsın” başlığıyla yer verdi ve “Adana’nın Aladağ ilçesinde, 29 Kasım 2016’da ‘Süleymancılar’ cemaatine ait kaçak yurtta 11’i çocuk 12 kişi yaşamını yitirmesi, 24 çocuğun yaralanması ile ilgili 18 kişinin yargılandığı davanın 10'uncu duruşması başladı. Kozan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ceza verilirken yurdun bağlı olduğu dernek yöneticisi İsmail Uğur, yangında çocuğunu kaybeden Yurt Müdürü Cuma Ali Genç ile dernek yöneticilerine ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yararlanmaya neden olma’ suçundan cezalar verildi. 3 itfaiye eri beraat ederken kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ceza verilmesine karar verildi. Duruşma sonrası yapılan açıklamada aileler özellikle kendilerini yurda yönlendiren dönemin İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş'ın cezasının yetersiz olduğunu belirterek kamu görevlilerinin de ağır ceza almasını istediler. Yurt ve dernek yöneticilerine verilen cezaların biraz olsun yüreklerine su serptiğini söyleyen aileler, kararı istinaf mahkemesine taşıyacaklarını söylediler” dedi.

Cumhuriyet ön sayfasının altındaki habere, “Bu kez karar yaktı” başlığını attı. Haberde, “Adana'nın Aladağ ilçesinde 12 kişinin öldüğü yurt yangını faciası davasında yargılanan 18 sanık, 8 yıl ile 12 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezalarına çarptırıldı. Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yurt yangınıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, kızını kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç ve yurt çalışanı Mahmut Deniz tutuklandı. Ara duruşmalarda sanıkların tamamı tahliye edildi. Haklarında soruşturma izni verilen memurların da yargılanmalarına başlanmasıyla sanık sayısı 18'e yükseldi. 12 kişinin öldüğü yurt ise yıkıldı. Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, Adana'nın Aladağ ilçesindeki yurt faciasıyla ilgili Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde 18 sanıktan 12'sinin hapis cezasına çarptırıldığı, 6 sanığın ise beraat ettiği kararı değerlendirdi. Duruşmaya katılan ve kararın ardından yurt faciasında hayatını kaybeden çocukların aileleriyle bir araya gelen Sağkan, ‘Yaklaşık 3 yıldır burada mücadele edildi. En sonunda esas hakkında mütalaa gördük. 2019 yılında çok acı vericidir, diyor ki mütalaada, 8 ayrı rapor var. 'Bu yangının net olarak nereden kaynaklandığı tam olarak tespit edilmiş değildir' denildi. Yangının gerçekleştiği yurt binası maalesef daha davalar başlamadan, belediye kararı olmaksızın alenen yıkılarak, deliller herkesin gözü önünde yok edildi. Ancak meslektaşlarımız mücadeleyi devam ettirdi’ dedi” ifadeleri yer aldı.

“Kaza olmaması mucizeymiş”

Evrensel gazetesi manşetinde, “Kaza olmaması mucizeymiş” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Ankara'da, 13 Aralık 2018'de, 9 kişinin öldüğü Yüksek Hızlı Tren (YHT) kazası ile ilgili soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, kazanın 3 ana nedenden kaynaklandığı belirtilirken, ‘Birinci ana nedeni hattın eksikleri olduğu halde açılması diğer bir ifade ile hattın açılması için acele edilmesidir’ denildi. Raporda, dönemin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü İsa Apaydın'ın da aralarında bulunduğu 9 üst düzey yönetici kusurlu bulundu. Raporda, kazaya 'hızlı tren kazası' demenin doğru olmadığı belirtilerek, 'konvansiyonel (geleneksel) hatta 110 kilometre hızla hızlı tren setinin yaptığı bir kaza' tanımlaması kullanıldı. Demir yollarında Trenlerin Merkezden İdaresi Sistemi (TMİ), Trenlerin Sinyallerle İdaresi Sistemi (TSİ) ve Avrupa Demiryolu Trafik Yönetim Sistemi-Avrupa Tren Kontrol Sistemi (ERTMS-ETCS) kullanılarak, taşımacılık yapıldığı vurgulandı. Raporda, kazanın 3 'kök' nedeninin bulunduğu, birinci 'kök' nedeninin, hattın eksikleri olduğu halde işletmeye açılması olduğu belirtildi. Ankara- Sincan hattında kullanılması planlanan trafik yönetim sisteminin 'ETCS/ERTMS' olduğuna dikkat çekilerek, yolun, imalat tamamlanmadan proje kapsamı bitmeden ve gerekli zaman tanınmadan işletmeye açıldığı kaydedildi. Raporda, ‘Ankara-Sincan hızlı tren hattını imalatı tamamlanmadan, ETCS/ERTMS sistemi gerekleri olmadan işletmeye açtığı için TCDD Genel Müdürü İsa A. kusurludur. Kazanın birinci 'kök' nedeni, hattın eksikleri olduğu halde açılması, diğer bir ifadeyle hattın açılması için acele edilmesidir’ denildi” ifadeleri kullanıldı.

Haber Karar gazetesinin manşetinde, “Bizde işler böyle yürür raporu” başlığıyla yer aldı: “Ankara’da 13 Aralık 2018’de 9 kişinin hayatını kaybettiği Yüksek Hızlı Tren (YHT) kazasıyla ilgili çarpıcı bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden 3 uzmanın hazırladığı bilirkişi raporu tamamlandı. 12 sayfalık raporda kazanın 3 kök nedenden kaynaklandığı belirtildi. Kazanın ilk kök nedeni ise akıllara durgun verdi. Öyle ki bilirkişiler kazanın birinci nedeni olarak YHT hattının eksikleri olduğu halde açılması olduğunu belirtti. Bilirkişiler ‘Hattın acele ile açılması kazaya neden oldu. Eğer hat, projede belirtildiği şekilde tamamlanıp açılsaydı bu raporda hiç kimse kusurlu bulunmayacaktı’ ifadesini kullandı. Raporda dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın da aralarında bulunduğu 9 üst düzey yönetici kusurlu bulundu. Raporda Apaydın’ın Avrupa Tren Kontrol Sistemi’nin (ETCS/ERTMS) gerekleri olmadan hattı işletmeye açtığı için de kusurlu olduğu aktarıldı. Bilirkişiler kazanın ikinci nedeni hakkında da yanlış trafik sistemine dikkat çekti. Tespitlerde ‘Hattın erken açılmasından kaynaklı ETCS/FRTMS ile yönetilemeyeceğinden, bunun yerine Genel Müdür Yardımcısı Ali İhsan U., TCDD Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mükerrem A. imzalı yazı ile yeni trafik yönetim sistemi kurulmuştur. Bu sistem daha önce uygulanan bir sistem değildir. Olası riskleri bilinmemektedir ve literatürde karşılığı yoktur. Bu nedenle, Ali İhsan U. ve Mükerrem A. ile Trafik ve İstasyon Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Recep K. kusurludur’ denildi. Bilirkişiler üçüncü nedene ilişkin de, Ankara batıda bulunan makasların elle tanzim edildiğini ve bu durumun onaylandığını kaydetti. YHT manevralarının doğudan batıya kaydırılmasından 4 gün sonra ise kazanın meydana geldiği belirtilerek, ‘YHT manevraları doğuda yapıldığı zamanlarda doğrudan etkili en az 3-4 kişinin kusuruyla kaza olma riski varken, batıda yapılmaya başlayınca bu sayı 1-2 kişiye düşmüştür. Değiştirme nedeniyle kazaya neden olan manuel olarak kullanılan M74 makası, manevraların doğudan batıya alınmasıyla çok önemli hale gelmiştir. Manevraların doğudan batıya alınması kazanın üçüncü ‘kök’ nedenidir. Bu kararın alınmasında sorumluluğu bulunan TCDD Genel Müdür Yardımcısı İsmail Ç., 8’inci Bölge Müdürü Duran Y., 8’inci Bölge Servis Müdürü Ünal S., 8’inci Bölge Servis Müdür Yardımcısı V. Ergün T. Kusurludur’ denildi. Soruşturma kapsamında 3 tutukludan 1’i olan, makasçı Osman Yıldırım’ın da, hat-1’den vermesi gereken yolu hat-2’den vermesi nedeniyle kusurlu olduğu belirtildi. Daha önce TCDD’nin hazırladığı raporda ise sinyalizasyon sistemi olmadan açılan hattaki kazanın nedeni olarak makasçıların eğitimsizliği gösterilmiş ve sorumlu müdürler ise aklanmıştı.”

“Para ve torpilin belgesi”

Sözcü gazetesinin manşetinde, “Para ve torpilin belgesi” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP eski Milletvekili Oktay Saral'ın bir gümrük müdüründen 70 bin lira para istediğini öne sürdü ve ‘Gümrüklerde kaçakçılık ve rüşvet ağı var’ dedi. CHP'li Polat, Saral'ın, Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan bir kağıda bu konuda yazdığı notu da paylaştı. Polat TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gümrüklerde kilit noktalarda belli memurların görevlendirilmesinin istendiğini, bunlara karşı çıkanların da görevden uzaklaştırıldığını savundu. Polat, ‘Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, Gürbulak Gümrük Müdüründen Kur’an kursuna göndermek üzere üç kez para istiyor. Cumhurbaşkanı’nın bundan haberi var mı?’ diye sordu” ifadelerine yer verildi.

“Radarı kapalı S-400!”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Radarı kapalı S-400!” başlıklı haberinde, “ABD Başkanı Donald Trump’tan gelen ılımlı mesajlara karşın Washington’dan Türkiye’ye S-400’ler nedeniyle yaptırım kararından geri adım gelmezken, ABD yaptırımlarını hafifletmek için Ankara’da S-400’lerin fiilen kullanılmayacağı bir seçenek olarak konuşuluyor. Ankara kulislerinde S-400’lerin Türkiye’de kurulumunun yapılmasının ardından ‘barış mevzilenmesi’ adı altında sadece güvenlik risklerinin arttığı dönemlerde aktif hale getirileceği, diğer zamanlarda kapalı tutulacağı, bu yolla da ABD yaptırımlarından en az hasarla kurtulmanın planlandığı konuşuluyor. S-400’lerin Türkiye’de bu şekilde kullanılmasının, Türkiye’nin bu sistemi almasının temel sebebi olarak açıklanan füze tehdidine karşı kesintisiz koruma sağlamayacağı belirtiliyor. S-400’lerin tam koruma sağlaması için özellikle 600 kilometre çapında menzili olan radarının aktif olarak açık kalması gerektiğine dikkat çekilirken, radarın aktif olmadığı durumlarda olası bir füze tehdidi fark edilip sistem açılana kadar geçen sürede vurulmanın gerçekleşeceği ifade ediliyor” dedi.