“Arınç harikalar diyarında”
Bülent Arınç’ın BM toplantısındaki “utandıran” açıklamaları az sayıda gazetenin birinci sayfasına girebildi.
29.01.2015
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cenevre’deki BM toplantısında, insan hakları, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü ile ilgili eleştirileri yanıtladı.
Cumhuriyet manşetin altında yer ayırdığı habere, “Utandıran yanıtlar” başlığını attı ve “BM İnsan Hakları Konseyi Evrensel Periyodik İzleme Toplantısı’nda, Türkiye’nin insan hakları karnesi eleştiri yağmuruna tutuldu. Eleştirileri yanıtlayan Arınç, pembe tablo çizdi. Ali İsmail Korkmaz davasında sanık polise 10 yıl 10 ay hapis cezası verilmesini ‘polis şiddetinin cezasız kalmadığına’ örnek gösteren Arınç, Berkin Elvan’ı vuran ve hala bulunamayan polislerden ise bahsetmedi. Arınç, Türkiye’de basın özgürlüğü alanında ‘tam bir çoğulculuğun hakim olduğunu’ iddia etti” dedi.
Taraf manşetin altında yer verdiği haber için, “Arınç harikalar diyarında” başlığını kullandı ve “BM’nin İsviçre’deki insan hakları toplantısında konuşan Arınç, öyle bir özgürlük tablosu çizdi ki duyanlar kulaklarına inanamadı. Ali İsmail Korkmaz davasını örnek gösterip, orantısız güç kullanan polisin cezalandırıldığını savunan Arınç, ‘Türkiye’de tam bir çoğulculuk var’ dedi. Basının özgür olduğunu, azınlıklara ayrımcılık yapılmadığını öne süren Arınç, LGBTİ bireylerin haklarının tanındığını dahi iddia etti” dedi.
Zaman habere manşetin yanında, “BM’de Türkiye’ye basın özgürlüğü sorgusu” başlığıyla yer verdi: “Türkiye’nin insan hakları alanındaki durumu dün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi bünyesindeki Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) çerçevesinde Cenevre’de incelendi. BM üyesi ülkelerin temsilcileri, basın özgürlüğü konusunda birçok eleştiri yöneltti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı terleten bazı sorular şöyle: Gazetecilerin, adli kovuşturma ya da diğer bezdirme yöntemleri korkusu olmadan mesleklerini icra edebilmeleri için ne gibi adımlar attınız? Makul şüphe gerekçesiyle kayıtsızca tutuklama yapılmayacağı, bunun medyayı sindirmek için kullanılmayacağı konusunda ne gibi garantiler verebilirsiniz? Yargının bağımsızlığını nasıl güçlendireceksiniz?”
Birgün haberi manşetten, “Dünyaya rezil oldular” başlığıyla verdi ve “Birleşmiş Milletler toplantısında Türkiye’nin insan hakları performansı masaya yatırıldı, oldukça olumlu bir ilerleme raporu hazırlayarak 193 ülkenin karşısına çıkan heyetin başkanı Bülent Arınç, eleştirilere yanıt veremedi” dedi.
Hürriyet ön sayfasının altındaki habere, “Mısırlı eleştirince Arınç kızdı” başlığını attı ve “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, BM’nin Cenevre’deki toplantısında Türkiye’deki basın, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığıyla ilgili eleştirilere muhatap oldu. Bülent Arınç, Mısır temsilcisinin, ‘Cezaevindeki gazeteci sayısında iki yıl üst üste rekor kırdınız’ sözlerini reddetti” dedi.
“Saray’da çiftetelli”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobane zaferinden duyduğu memnuniyetsizliği gizlemedi.
Taraf manşetten verdiği haber için, “Saray’da çiftetelli” başlığını kullandı ve “Üç ay önce ‘Kobani, düştü, düşüyor’ diyen Erdoğan, dün bölgeyi IŞİD’den temizleyen Kürtlerin zafer sevincini, ‘DEAŞ oradan çıkmış. Çiftetelli oynuyorlar’ diye küçümsedi” dedi.
Hürriyet manşetin altında yer verdiği habere, “Çiftetelli oynuyorlar” başlığını attı ve “Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, Kobani’nin tamamına yakınının YPG’nin kontrolüne geçmesi üzerine yapılan sevinç gösterilerini eleştirdi” dedi.
Sabah, Erdoğan’ın ifadelerine manşetin içinde yer verdi.
Star manşetin yanında yer ayırdığı habere, “Halep deyince duymuyorlar” başlığını attı: “DEAŞ’ın Kobani’den çıktığını hatırlatan Erdoğan, ‘Şimdi çiftetelli oynuyorlar. Ne olmuş? DEAŞ çıkmış. Ama kendilerine ‘Halep’ dediğinizde kimse duymuyor. Gazze dediğimizde kimse görmüyor. Mogadişu dediğimizde kimse ilgilenmiyor’ dedi.”
Milliyet haberi ön sayfasının altında, “Çiftetelli oynuyorlar” başlığıyla verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Küçük bir yerleşim yeri (Kobani) için bütün dünya işbirliği yapıyor. Oradan 200 bin insanı zaten burada ağırlıyoruz. Kimse yok, orayı bombalıyorlar. Şimdi bugün de bakıyoruz, maşallah çiftetelli oynuyorlar. Tamma da o bombaladığınız yerleri yeniden kim onaracak?’ dedi.”
“Bakan çocukları süt dökmüş kedi gibiydi”
17 Aralık savcısı Celal Kara, yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan eski bakanların çocuklarının sorgu sırasındaki hallerini ve ombudsman Nihat Ömeroğlu’nun esrarengiz ziyaretini anlattı. Haber, Cumhuriyet gazetesinin sürmanşetinde, “Bakan çocukları süt dökmüş kedi gibiydi” başlığıyla yer aldı: “Fatih Belediye Başkanı’nın, Kaan Çağlayan’ın, Barış Güler’in, Süleyman Aslan’ın ifadelerini bizzat aldım. Biraz çekingenlerdi. Süt dökmüş kedi edasındaydılar. Ben onları teskin ettim. Sert davransam iyice paniklerlerdi. Olabildiğince nazik davrandım. ‘Emniyet ifademizi tekrar ediyoruz’ dediler. Operasyonun ikinci günü Başsavcı Vekili Öz’ün odasına uğradım. Baktım milli ombudsman Nihat Ömeroğlu orada. Sıradan bir ziyaret değildi. Sonradan Öz’ün açıklamalarından, onun dosyayı benden alıp başkasına vermesini istediğini öğrendim.”
“DGM katına dönüş”
Cumhuriyet gazetesinin manşetindeki, “DGM katına dönüş” başlıklı haberde ise, “AKP, 17 Aralık nedeniyle ‘ara verdiği’ özel yetkili mahkeme uygulamasına geri dönüyor. HSYK’nın bir kararname ile bazı ağır ceza mahkemelerini terör ve örgütlü suçlara bakması için yetkilendireceği öğrenildi. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri de değiştirilecek. ÖYM uygulaması fiziki olarak da geri dönüyor. Ankara Adliyesi’nde eskiden DGM’lerin olduğu katta bulunan ÖYM’ler kapanınca bu kata başka savcılar yerleştirildi. Ancak, anayasal düzen savcıları tekrar DGM katına taşındı” denildi.”