“Azez’de savaş”

Suriye haberleri dün olduğu gibi bugün de gazetelerin manşetlerinde geniş yer buldu.

17.02.2016

YPG’nin Miniğ Hava Üssü’nü ele geçirmesinin ardından bu bölgeyi bombalamaya başlayan TSK, “ateşi durdurun” çağrılarına rağmen saldırılarına dün de devam etti. Rusya da bölgeye hava saldırıları düzenlerken, Davutoğlu Azez’in kesinlikle düşmeyeceği konusunda yine iddialı konuştu.  

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Azez’de savaş” başlıklı haber yer aldı. “Türkiye’nin Miniğ Hava Üssü bölgesine top ateşi sürerken Rusya, Azez ilçesine çok sayıda hava saldırısı düzenledi” üst başlığıyla verilen haberde, “Batılı diplomat ve siyasetçiler, Moskova’nın mülteci krizini tırmandırmak için kasıtlı olarak sivilleri vurduğu uyarısında bulunuyor. Buna göre fırın ve hastane gibi yerler hedef alınarak Avrupa’ya mülteci akınının yoğunlaşması hedefleniyor. Rusya’nın bombardımanı sürerken, Türkiye de aralıklarla Miniğ Hava Üssü’nün olduğu bölgeyi bombalıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Suriye’nin kuzeyindeki birçok yerleşim biriminin Türkiye tarafından vurulduğunu öne sürdü” ifadeleri kullanıldı.    

Zaman gazetesinin manşetindeki, “Azez düğümü” başlıklı haberde, “Suriye’deki iç savaştan önce Halep’ten Türkiye’ye gelenlerin son durak noktası konumundaki ticaret kenti Azez’de bugün korku hakim. Azez’den dün sabah yine Türkiye tarafına ateş açılırken sınırdaki TSK birlikleri art arda üçüncü gün gelen saldırılara karşılık verdi. Başbakan Davutoğlu, PKK bağlantılı YPG mensuplarının Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na 6 km mesafedeki Azez’i almaya çalışması halinde tekrar vurulacağını açıkladı. Güney’deki Miniğ Havaalanı’nın da YPG’lilerce boşaltılmaması halinde kullanılamaz hale getirileceğini söyledi. Kentteki bir hastane ve okulun da aralarında olduğu binalar ise Rusya’ya ait olduğu iddia edilen savaş uçakları ve füzelerle vuruldu, yaklaşık 50 Suriyeli can verdi” ifadeleri yer aldı.

Birgün gazetesi manşetindeki, “Cihatçıma dokunma!” başlıklı haberde, “Suudi Arabistan’la birlikte Suriye’ye girmenin yollarını arayan Türkiye, Suriye’de Demokratik Suriye Güçleri’nin kontrolündeki bölgeleri vurmaya devam ederken, AKP hükümetinin savaş çığırtkanlığı yapılan açıklamalarla sürüyor. Başbakan Davutoğlu dün, ‘Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. YPG Fırat’ın batısına, Afrin’in doğusuna geçemeyecek’ diye konuştu. Bu bölgede, El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra ve Ahrar-uş Şam gibi cihatçı örgütlerin hakimiyeti söz konusu” ifadelerine yer verdi.

Evrensel gazetesi manşetinde, “Cihatçılara arka çıktı” başlıklı habere yer verdi ve “Demokratik Suriye Güçleri’nin, el Kaide bağlantılı el Nusra ve Ahrar’uş Şam’ın elinden aldığı bölgelere TSK saldırısını savunan Başbakan, ‘Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz’ dedi” ifadelerini kullandı.     

Taraf gazetesinin manşetindeki, “Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz” başlıklı haberde, “Ukrayna yolunda Türkiye’nin kırmızı çizgilerini açıklayan Davutoğlu, YPG’yi uyardı: Azez’e yaklaşılmasına izin vermeyiz. Çekilmezlerse Miniğ Havaalanı da kullanılmaz hale gelecek” ifadeleri yer aldı.  

Sabah manşetinde, “O hava üssünü yerle bir ederiz” başlığını kullandı ve “Başbakan Davutoğlu: YPG, Fırat’ın batısına geçemeyecek, Azez’e giremeyecek. Ayrıca Miniğ Hava Üssü’nden çekilecek. Çekilmezse o havaalanı kullanılamaz hale gelecek” ifadelerine yer verdi.

Yeni Şafak Davutoğlu’nun açıklamalarını manşetine, “Azez düşmez” başlığıyla taşıdı: “Başbakan Davutoğlu, obüslerle Azez’den uzaklaştırılan terör örgütü YPG’nin yine yaklaşması halinde en şiddetli tepkiyi göreceğini açıkladı. Davutoğlu, Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu çok net bütün dünya bilmeli. YPG, Fırat’ın batısına geçmeyecek, Azez’e yani Afrin’in doğusuna da geçmeyecek’ dedi.’” 
 
Hürriyet manşetinde, “3 gerekçe” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Türkiye, Azez’in güneyindeki PYD/YPG hedeflerini Fırtına obüsleriyle vurmasına ilişkin ABD ve Avrupa ülkelerine bilgi verirken şu gerekçeleri sıraladı. 1-PYD ve Esad güçleri, Azez’e ilerleyerek Türkiye’ye doğru yeni bir göç dalgası yaratmak istiyor. Çünkü Azez ile Kilis arasındaki 8 kilometrelik bölgede 10 mülteci kampı var. Azez düşerse kamplardakiler Türkiye’ye akın edecek. 2- Operasyon IŞİD’le mücadele kapsamında değil. Çünkü PYD’nin saldırdığı bölgelerde IŞİD yok. PYD, IŞİD ile savaşan ve doğuya doğru ilerlemesi istenen muhalif güçlere saldırıyor. Miniğ Havaalanı, PYD’den önce muhaliflerin elindeydi. 3-PYD toprak alma amacı güdüyor. Tel Abyad’a yapılanın Azez etrafında yapılması hedefleniyor. Tel Abyad PYD’nin kontrolüne geçtiğinde 24 bin kişi Türkiye’ye göç etmişti. 4 bin Kürt döndü ama 20 bin Arap Türkiye’de kaldı” ifadeleri yer aldı.        

“Tezkereye ret oyu verdik, kirli ortaklıktan kurtulduk”

Cumhuriyet gazetesinin sürmanşetindeki, “Tezkereye ret oyu verdik, kirli ortaklıktan kurtulduk” başlıklı haberde, “AKP kurucularından Hüseyin Çelik, sitesinde Erdoğan’ı yalanlayan bir yazı kaleme aldı. 2003’te Irak’a asker göndermek için hazırlanan 1 Mart tezkeresine hayır oyu verdiğini ve bunu Erdoğan ile de paylaştığını açıklayan Çelik, Ertuğrul Yalçınbayır ve Mehmet Aydın’ın da aynı tavrı aldıklarını belirtti. Çelik, Erdoğan’ın ‘karşı olanlar açıkça söylemediler’ sözlerine yanıt niteliğindeki yazısında, 'Evet, Irak savaşı hiçbir haklı zemine dayanmayan kirli bir savaştı ve Türkiye’nin de bu savaşa girmesi isteniyordu’ dedi” ifadeleri kullanıldı.     

Haber Taraf gazetesinin sürmanşetinde ise, “Üç retçi ortaya çıktı” başlığıyla yer aldı: “Eski bakan Hüseyin Çelik, 1 Mart tezkeresi öncesinde kendisiyle birlikte dönemin Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın ret oyu verdiğini açıkladı. Çelik, tezkereye ret oyu vereceğini de dönemin AKP Genel Başkanı Erdoğan’a önceden söylediğini ifade etti.”