“Bilime değil dine yatırım”

Birgün gazetesi manşetinde, “Bilime değil dine yatırım” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Cami sayısı 89 bin 817’ye ulaşırken ülkedeki devlet okulu sayısı 54 bin 715’te kaldı. Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan okulların ardından devlet okullarının sayısının bin 95 azaldığı 2021’de, cami sayısı 372 arttı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2020-2021 eğitim öğretim yılına yönelik örgün eğitim istatistikleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın din istatistiklerinin karşılaştırması, çarpıcı bir tabloyu gün yüzüne çıkardı. İhtiyaca bakılmaksızın hemen her mahalleye birden fazla inşa edilen camiler ile birlikte ülkedeki toplam cami sayısı 90 bine dayanırken giderek artan okul ihtiyacına karşın devlet okullarının toplam sayısı 54 bin 715’te kaldı.

MEB’in verilerine göre, 2020-2021 eğitim öğretim yılı, 54 bin 715 devlet okulu ile tamamlandı. Devlet okulları toplamının 5 bin 232’sini okulöncesi eğitim kurumları, 22 bin 527’sini ilkokullar, 16 bin 681’ini ortaokullar, 9 bin 180’ini ise liseler oluşturdu. Türkiye’deki toplam özel okul sayısı ise 13 bin 501 ile ifade edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verilerine göre ise ülkede Aralık 2021 itibarıyla cami sayısı 89 bin 817 oldu. En fazla cami bulunan kent 3 bin 555 ile İstanbul olurken Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa’daki cami sayısı sırasıyla 3 bin 199, bin 920, 2 bin 306 ve bin 789 oldu. Dersim’in ise 89 cami ile Türkiye’de en az sayıda cami bulunan kent olduğu bildirildi.

Cami ve okul sayısında 2019-2020 dönemi ile 2020-2021 dönemi arasında yaşanan değişimler de dikkat çekti. Ülkede cami sayısı 2020-2021 döneminde 2019-2020 dönemine göre 372 artırılırken aynı dönem okul sayısında düşüş yaşandı. Buna göre, büyük bölümü depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan okulların ardından devlet okulu sayısı 2020-2021 döneminde 2019-2020 dönemine göre bin 95 azaldı.”

“Baskıya karşı direniyorlar”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Baskıya karşı direniyorlar” başlıklı haber yer aldı:

“Atatürkçü ilahiyatçı yazar ve öğretmen Cemil Kılıç’a MEB soruşturma açtı. Kılıç’a, ‘Kılıçdaroğlu ile neden görüştün, RT yaptın’ diye soruldu. Kılıç, müfettişlere ‘Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin memurları olarak siz bana nasıl inançlarımla ilgili soru sorabilirsiniz’ tepkisini gösterdi.

Başta AOÇ olmak üzere yapılaşma ve rant ilişkilerine yönelik mücadele veren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, memuriyetten çıkarıldı. Candan, ‘Bu, devletin kendi memuruna kurduğu komplo; FETÖ gibi aynı. O Saray boşaltılacak, TOGO yıkılacak ve bunu yapanlar yargı önünde hesap verecek’ dedi.

Prof. Dr. Celal Şengör, ‘Onların hepsi masal. İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil. Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi o üç tane kutsal kitap denilen aslında’ sözleri nedeniyle hakim karşısına çıktı. Şengör, ‘Ben bir bilim tarihçisiyim. Bilimin doğruları neyse onu söylerim’ dedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, polise verilen 300 TL’lik promosyonu gündeme getiren CHP Milletvekili Murat Bakan hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtti. Açıklamaya terör örgütleriyle yapılan mücadele de eklendi. Bakan, ‘Polisin hakkını savundum. Bu benim için bir şeref ama Soylu için utançtır’ dedi.”

“Bankalar kâr, vatandaş borç rekoru kırıyor”

Sözcü gazetesi manşetinde, “Bankalar kâr, vatandaş borç rekoru kırıyor” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“İktidarın faiz politikası yüzünden bankaların 7 aylık net kârı %417’lik artışla 207.9 milyar liraya ulaştı. Vatandaş ise bankalara 1.3 trilyon borç yaptı.

Kur Korumalı Mevduat uygulamasından sonra bankalar kâr rekoru kırıyor. Bankaların temmuz ayındaki kârı geçen yıla göre yüzde 505 artarak 38.7 milyar liraya çıktı. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, vatandaşın ise son 3.5 ayda bankalara olan borçlarının 187 milyar lira arttığına dikkat çekerek, ‘Bankaların kârı rekor kırarken vatandaşın borcu çığ gibi büyüyor’ dedi. Bankaların yılın ilk yedi aylık dönemindeki net kârının ise yüzde 417.2 artarak 207.9 milyar liraya kadar tırmandığını belirten Başevirgen, ‘iktidarın uyguladığı ekonomik yıkım programının, en çok bankacılık sektörüne yaradığını' söyledi.

Vatandaşların yüksek enflasyon ve düşük gelir nedeniyle zorunlu harcamaları için bankaların kapısını çaldığını söyleyen Başevirgen, şunları kaydetti: ‘Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı borcu takiptekiler de dahil 26 Ağustos itibarıyla 1 trilyon 299 milyar liraya yükseldi. Bu borcun 976 milyar lirası bireysel kredilerden, 323 milyar lirası da kredi kartı borç bakiyelerinden kaynaklanıyor. Son hafta tüketici kredilerinde 5.5 milyar liralık, kredi kartı borçlarında ise 11.1 milyar liralık artış yaşandı. Cebinde parası kalmayan vatandaş kredi kartına yükleniyor.’”

“Sayın Putin mecbur kaldı”

Karar gazetesi manşetindeki, “Sayın Putin mecbur kaldı” başlıklı haberinde, “Rusya’nın gaz vanasını kapatmasının ardından Avrupa ülkeleri krize çözüm ararken Erdoğan, Ankara’nın katılmaması eleştiri konusu yapılan ‘Ukrayna yaptırımları’na dikkat çekti: Sayın Putin’e karşı Avrupa’nın tutumu onu ‘Siz böyle yapıyorsanız ben de böyle yaparım’ noktasına getirdi. Avrupa kışı zor geçirecek, bizim ise böyle bir sıkıntımız yok.

Ukrayna savaşında altı ay geride kalırken Moskova, Avrupa'nın Rus gazına fiyat sınırlaması hamlesine vanaları kapatarak yanıt verdi. Batı kışı atlatmak için alternatif çözümleri masaya koyarken Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik ifadeler kullandı. Türkiye'nin gaz sorunu olmadığını kaydeden Erdoğan Avrupa'nın sıkıntıya gireceğini belirterek ‘Ektiklerini biçiyorlar. Putin tüm silahlarını kullanıyor. En önemlisi de gaz’ dedi.

Erdoğan'ın sözlerinin ardından Kremlin Sözcüsü Peskov 'Türkiye dost ülke' vurgusu yaptı. ‘Türkiye, Rusya karşıtı yasadışı yaptırımlara katılmadı ve bağımsız siyasetini yürütüyor’ dedi. Öte yandan Erdoğan, Yunanistan'ın gerilimi tırmandıran tutumuna da değindi. ‘Radar kilidi konusunda hassasiyetimiz sürüyor. Atina bunun farkında. Kendilerine çekidüzen verme yoluna girdiler’ değerlendirmesinde bulundu” ifadelerine yer verdi.