“Bir avuç dolar için”

​Karar, Merkez Bankası’nın döviz kurunu tutmak için şirketlere “Dolar satın” talebini manşete taşıdı.

15.07.2022

Karar gazetesi manşetinde, “Bir avuç dolar için” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“2019’da başlayan rezerv satışları sonrası Merkez’in beli doğrulmadı. Ekonomistlerin uyarılarına karşın 128 milyar doların ardından arka kapıdan satışlar sürdü. Kuru tutmak için satılacak döviz bulmak üzere önce ihracat gelirlerine el atıldı, ardından ticari kredilere döviz bozma şartı geldi. Şimdi de şirketlere ‘Dolar satın’ telefonu gitmeye başladı. Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi bütçeye aktarılarak harcandı. 2019 yerel seçimi öncesi başlayan satışlar da rezervleri tüketti. 128 milyar doların eritilmesinin ardından süren satışların bilançosu 190 milyara dayandı. Bir yandan SWAP arayışları sürerken Merkez, 15 Nisan’da hizmet ihracatı gelirlerinin bankalara satılması halinde dövizin yüzde 40’ının alınacağını duyurdu. İki ay sonra BDDK ticari kredi kullanımlarında şirketlere fiilen döviz bozma zorunluluğu getirdi.

Moody’s ‘sermaye kontrolü’ denilen uygulama için ‘Bankacılık sektörünün kredi kalitesine zarar verir’ uyarısı yaptı. BOTAŞ’ın gaz kredisi de ‘Rezervler tüketilince hazin son’ şeklinde yorumlandı. Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise iş insanlarının Merkez’den ‘Sıkışıklığımız var, dolar satın’ telefonu aldığını anlattı. Muhalefet ‘190 milyar yakıldı. KKM’ye milyarlar akıtıldı. Şirketlere zorla döviz sattırıldı. Şimdi sözlü talimat veriyorlar’ diyerek sandığa işaret etti.”

“Trafodan çıkan kâr hırsı yakıyor”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Trafodan çıkan kâr hırsı yakıyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Orman Genel Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre, 2021 yılında çıkan yangınlardan 124’ü yüksek gerilim hattı, santral, trafo gibi enerji tesislerinden kaynaklandı. Yangınlarla yok olan tüm alanların dörtte biri olan 37 bin hektar alanı enerji tesisleri yaktı.

AKP iktidarının sermaye transferinde en aktif olarak kullandığı elektrik üretim ve dağıtımını özel şirketlere bırakma tercihi, sadece halkın parasının belli kesimlerin kasasına girmesi sonucunu doğurmuyor. Datça’da yaşanan orman yangınına trafonun neden olduğu açıklaması sermayenin çıkarları uğruna tüm ülke değerlerinin acımasızca yok edildiğini de gösteriyor.

Prof.Dr. Erdoğan Atmış, Doç.Dr. Cihan Erdönmez ve Doç. Dr. Nuri Kaan Özkazanç’ın yaptığı çalışma, orman yangınlarının temelinde kaza, ihmal, beceriksizlikten çok rant arayışının yattığını gösteriyor. Çalışmada yer alan bilgilere göre, ormanların yok edilmesinde yapılan ormancılık dışı tahsislerin büyük etkisi bulunuyor.

Orman Genel Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre, 2021 yılında çıkan yangınlardan 124’ü yüksek gerilim hattı, santral, trafo gibi enerji tesislerinden kaynaklandı. Bu yangınlarda geçen yıl yanan ormanların dörtte biri olan 37 bin 357 hektarı bu nedenlerle yandı. Bu tesislerin orman içine yapılması tek başına yangın riski barındırırken şirketlerin sözleşmelerde yer almasına karşın kârlarını daha da artırmak için gerekli bakımları ihmal etmesi riski arttırıyor.”

“Uyarmıştık, yine yandık”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Uyarmıştık, yine yandık” başlıklı haberinde, “Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ve İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger çıkan yangınlara yüksek gerilim tellerinin neden olduğunu açıkladı. Cumhuriyet, enerji iletim hatlarındaki bakımsızlığın yangınlara neden olduğunu, yandaş şirketleri korumak için üzerinin örtüldüğünü, önlem alınmazsa yani yangınlara neden olacağını defalarca yazdı.

Son 10 yıllık ortalamanın 16 katı büyüklüğüne ulaştı orman yangınları. AKP iktidarının koruması altında olan enerji şirketleri ‘maliyeti yüksek’ gerekçesi ile enerji hatlarına bakım yapmıyorlar. Bu hatlar şiddetli rüzgârda ya kopuyor, ya da birbirlerine değerek kıvılcım şelalesi yaratıyorlar. Hatların altındaki orman örtüsü de maliyet gerekçesi ile temizlenmiyor. 

Oysa Orman Genel Müdürlüğü ile enerji şirketlerinin yaptığı sözleşmelerde ‘bakım şartı’ açıkça yer alıyor. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) şirketleri denetlemek ve uyarmakla yükümlü. Nakil hatlarındaki ihmaller ve bakımsızlık yangına neden olursa enerji şirketlerini çok ciddi ceza ve tazminatlar bekliyor” ifadelerine yer verdi.

“İktidar isteyerek karanlıkta bırakıyor”

Evrensel gazetesi manşetinde, “İktidar isteyerek karanlıkta bırakıyor” başlıklı habere yer verdi:

“Evrensel yazarları 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimini, o günden bugüne süren ilişkilerle birlikte yorumladı.

İhsan Çaralan: “‘Darbecilerin siyasi ayağı kim’ soruşturması yapılmadı. ‘Araştırma Komisyonu Raporu’ Meclis’te kaybedildi! MİT Müsteşarı Fidan ve Genelkurmay Başkanı Akar’ın ifade vermeleri uzun süre engellendi. Erdoğan’ın ‘Allah’ın lütfu’ değerlendirmesiyle, olup biten her şey yerli yerine oturuyor!”

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, bugün de belli sermaye çevreleriyle, cemaatlerle benzeri norm ve hukuk dışı ilişkilerin devam ettiğini anlattı ve ‘15 Temmuz darbe girişimi döneminde egemen olan ilişkiler, o akıl, o rutubetli ortam hala sistem içinde mevcut’ diye konuştu.

Yusuf Karadaş: 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminden 6 yıl sonra karşımızda artık demokrasiyi kendi iktidarı ile eşitleyen ve kendisine muhalif bütün kesimleri ‘darbeci’, ‘demokrasi düşmanı’, ‘emperyalizmin/dış güçlerin uşağı’ ilan edecek kadar hastalıklı bir rejim bulunuyor.”