“Canavarı tezgahta kıstırdık!”

​Karar gazetesi enflasyonla mücadele için yapılan “eş zamanlı denetim” komedisini manşete taşıdı.

14.09.2021

Karar gazetesinin manşetinde, “Canavarı tezgahta kıstırdık!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Ekonomideki yapısal sorunlar ve kötü yönetim nedeniyle dikiş tutmayan enflasyona karşı yine ‘dostlar mücadelede görsün’ formülü devreye girdi. 9 büyükşehirdeki toptancı hallerinde fiyatlar incelendi. ‘Eş zamanlı denetim’ diye duyurulan baskınlar ‘Algıya yönelik yöntemler yerine hayat pahalılığına kalıcı neşter vuracak önlemler alınsın” eleştirilerine yol açtı.

Enflasyonda önü alınamayan tırmanış ağustos verilerine yansıdı. Cep yakan tabloda en büyük etkiyi ise 28 ayın zirvesine çıkan gıda oluşturdu. Cumhurbaşkanı’nın ‘Enflasyonu en kısa sürede kontrol altına alarak tezgahlardaki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz’ sözleri sonrası ise yine süreç ‘hal etiketine’ indirgendi. Ticaret Bakanlığı önceki yıllarda olduğu gibi büyükşehirlerdeki hallerde fahiş fiyat denetimleri başlattı.

Çalışma kapsamında İstanbul’dan Adana’ya kadar 9 büyükşehirdeki 10 toptancı halinde aşırı fiyat artışlarına ilişkin incelemelerde bulunuldu. Bakanlık denetimlerin devam edeceğini belirtti. Ancak ortaya çıkan tablo ‘Enflasyona yol açan asıl nedenler göz ardı ediliyor, günlük çözümler öne çıkarılıyor’ tepkilerini doğurdu. Her yıl benzer görüntülere yol açan kısırdöngüde hükümetin, kalıcı önlemlere yönelmesi gerektiği belirtildi.”

“‘Yavru’ bataklık”

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “‘Yavru’ bataklık” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“İngiltere döneminden beri yanlış kurulmuş olan Kıbrıs denklemi, 1974 ve Kuzey Kıbrıs’ın devlet ilanından sonra iyice ağır bir tabloya dönüştü. Yıllardır Türkiye’nin ‘arka bahçesi’ ve sömürgesi gibi görülerek dünyaya kapatılan Kuzey Kıbrıs artık kirli işlerin merkezi haline geldi.

Son yıllarda Kuzey Kıbrıs’ın siyasi düzenini baskıyla şekillendiren AKP, bir yanda kadınlara 4 çocuk yapma emri vermekten kuran kurslarına kadar kendini dayatırken, öte yandan adanın bu bölümü gazinolar, gece kulüpleri ve turizm kamuflajı altında kara para, fuhuş ve kumar cenneti haline getiriliyor.

Moldova, Rusya, Afrika ve Nijerya gibi yerlerden getirilen kadınlar zorla fuhuşa sürükleniyor, devlet ve polis göz yumarak nemalanıyor. Fuhuş sektörü, Türkiyeli zenginler için sadece bu amaçla ‘paket program’la sefer düzenliyor.”

“Propaganda ekibi”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Propaganda ekibi” başlıklı haberinde, “Siyasetin alanında sokulan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın açıklamaları tartışılırken kurum, medya alanında 30 kişilik kadro ilanı açtı. Daha önce müftülüklere, ‘sosyal medyada aktif olunması’ talimatını veren Diyanet, sözlü sınavla yönetmen, spiker ve kameramanlar alacak.

Diyanet’in girişimlerinin seçime yönelik olduğunu belirten CHP Milletvekili Sertel, ‘Medya, Diyanet’in işi değil. Propaganda yapacaklar. Toplum, din üzerinde bölünmeye çalışılıyor. Erbaş da figür gibi kullanılıyor. İktidarın gitmemek için sarıldığı ip, din’ dedi” ifadelerine yer verdi.

“Bu çocuklar nereye gitti?”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Bu çocuklar nereye gitti?” başlıklı haber yer aldı:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine göre önceki yıla kıyasla 2020-2021 eğitim-öğretim yılında öğrenci sayısı yaklaşık 156 bin azaldı. Eğitim Uzmanı Ali Taştan MEB’in bu durumdan kaygı duymadığını aktardı.

Eğitim Uzmanı Ali Taştan, öğrencilerin birçoğunun ne açıköğretimde ne de örgün eğitimde bulunduğunu söyledi. ‘Bu çocuklar nerede?’ diye soran Taştan, şöyle konuştu: ‘Ortaokulda şöyle bir sıkıntı var, okullaşma oranı yüzde 88’e kadar geriledi. Bu ciddi bir sorun. Çünkü ortaokul düzeyinde her yüz öğrenciden 12’si okullarda yok. Açık ortaokullarda da yoklar. Bu çocuklar nerede? İlkokulda da okullaşma oranı ciddi anlamda azalmış. 4+4+4 zorunlu olalı dokuz yıl oldu, bu dokuz yıl içerisinde liselerde okullaşma oranının yüzde yüze yaklaşması gerekirken hala yüzde 87’de.”
Liselerde her 100 öğrenciden 13’ünün eğitim öğretimin dışında olduğunu söyleyen Taştan, “MEB de bu çocukların nerede olduğunu bilmiyor. 1 milyonun üzerinde öğrencinin hem açık okullarda hem de örgün eğitimde olmadığını görüyoruz. Gelişmemiş, bilimi takip edememiş ülkelerin okullaşma oranları düzeyindeyiz. Eğitim sistemimizin en büyük sorunlarından biri de okullaşamama sorunu. MEB’in bu çocukların nerede olduğuna dair bir kaygı duyduğunu düşünmüyorum’ dedi.”

“Denetimlerden önceden haberdar oluyorduk”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “‘Denetimlerden önceden haberdar oluyorduk’” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Sakarya’da 7 kişinin hayatını kaybedip, 127 kişinin de yaralandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası patlamasıyla ilgili açılan davanın dördüncü duruşması dün başladı. Duruşmada söz alan tanıklar, fabrika denetimlerinden birkaç gün önce haberdar olduklarını dile getirdi. 

Duruşmaya katılan işçi ailelerinde öfke vardı. Patlamada ölen işçi Halis Yılmaz’ın kardeşi Merve Nur Yılmaz adliye önünde yaptığı açıklamada, ‘Sanıklardan ziyade bizlerin daha çok korkuyor olmasına öfkeliyim. Artık adaleti aramak istemiyorum, adalet yerini bulsun istiyorum’ dedi.”